Destek Sitesi platformunda Uzman olmak ister misiniz?

Uzman olmak için Şimdi başvurun.

Evlilik ve Çift Terapisi ile Eşler Arası Çatışmaların Çözümü

Oluşturulma tarihi: 18.02.2025 22:13    Güncellendi: 18.02.2025 22:13
Evlilik insanların duygusal yatırım yaptığı; emek verdiği ve oldukça yüksek beklentiye girdiği bir olaydır. Sevgiye duyulan ihtiyaç ve tamamlanma isteği çiftleri bir araya getirir ve hayatlar birleşir. İnsanlar evlilik ile elbette mutlu olmak ister. Ancak evliliğe kadarki süreçte insanların yetiştiği aile yapıları; yaşadığı sosyolojik ve kültürel ortam farklı olabilmektedir. Çiftler ortak bir paydada buluşsa da farklılıklarını korumaya devam edebilir.

Çiftlerin dünya görüşleri ve gelenekleri çeşitli konularda çatışmaya neden olabilir. Bunlar; çocuk yetiştirme tarzı; kadın-erkek rolleri ve geniş aile ile ilişkiler vb. olabilir. Sorunları çözümsüz kılan ve çatışmaların sürmesine neden olan en önemli etken ise bireylerin ‘’haklı çıkma isteği’’ olduğunu görüyoruz. Haklı çıkma isteği; kişilerin empati geliştirmesini engelliyor ve eşimizi anlamamızı imkansız hale getiriyor. Oysa bir sorun karşısında haklı olsak bile bu eşimizin mutsuz ve üzgün olduğu gerçeğini değiştirmiyor ve haklılık mutluluk getirmiyor.

Eşler arası çatışmalar; çözümsüz kalan sorunlar karşısında sürüp giden gerilimleri ifade eder. Her çatışma şiddet değildir ancak çözümsüz kalan çatışmalar şiddete varabilir. Şiddete vardığında ise artık duygusal kopuş başlar ve yaraların sarılması zorlaşır.

TERAPİNİN ÖĞELERİ

1 - İşbirliğini Sağlamak: İlk seans psikolog ile çiftin tanıştığı ve öykünün alındığı seanstır. Burada güven ilişkisinin kurulması ve psikologun çiftlerin ihtiyaçlarını tespit etmesi önemlidir. Örneğin; eşlerden biri mantıklı yaklaşımlara diğeri ise sıcaklığa ve duygusal yaklaşıma ihtiyaç duyabilir (Yalom; 2021). Bu yüzden; ilk seans bu ihtiyaçların tespit edildiği seans olacaktır.

2- Empati Geliştirmek: Çiftler terapiye başarısızlık psikolojisi ile gelirler. Bu başarısızlık; ebeveynlik tutumları; cinsel yaşam ya da iletişim ile ilgili olabilir. Bu yüzden yetersizlik; değersizlik; suçluluk ve utanç gibi duygular ile seansta açığa çıkabilir. Bu noktada; çiftlerin karşılıklı anlaşılma ihtiyacına cevap vererek birbirlerinin iç dünyasına yönelmeleri; duygusal bağın tekrar kurulmasını sağlayacak ve sorunların çözümüne de zemin hazırlayacaktır.

3 - Hedef Nedir? Çiftler birlikte terapiye gelebilir ancak aynı hedef doğrultusunda gelemeyebilir. Örneğin eşlerden biri sağlıklı boşanma amacı ile gelirken diğer eş evlilik içi sorunları çözerek evliliğin sürmesini isteyebilir. Burada boşanmak isteyen eş sorunların çözümü konusunda umutsuzdur. Ancak ortak bir hedefte buluşma sorumluluğu çiftlere aittir. Psikolog ise danışanların duygusal ihtiyaçları ile ilgilenir.

4- Değerlendirme: Bu aşama fonksiyonel ve tanısal olarak ikiye ayrılır. Fonksiyonel değerlendirme aşağıdaki soruları sorar:

Çifti bir arada tutan yapıştırıcı nedir?
Farklılıkları nedir?
Ne zaman neden çatışıyorlar?
Çatışmalar neye hizmet ediyor?
Kişiliklerin uyumu ve anlaşmazlık noktaları nelerdir?
Tanısal değerlendirmede kullanılan bazı sorular ise şunlardır:

Hangi ego yetenekleri güçlü ya da zayıf olma eğilimindedir?
Temel çizgileri nedir; uyuşmamanın altındaki esnemez bölgeleri nelerdir?
Tarafların kişilik yapısı nedir? (Yalom; 2021)

5- İletişim ve Dil: Psikoterapi ortamı danışanlar için bir dışavurum ortamıdır. O zamana kadar konuşulmamış şikayetler sertlikle dile gelebilir. Ancak çiftlerin birbirlerini anlaması için bu sertlik yumuşamalıdır. Özellikle de günlük rutinde kullandıkları birçok ifadenin aslında şiddet içerdiğini fark etmeleri şiddetsiz bir iletişim önemli bir adım olacaktır. Bunlara ek olarak; aile toplantıları ve seans ödevleri gibi stratejiler de terapinin ilerleyişini sağlayan diğer öğelerdir.

Terapinin sonuçlanması için ise çiftlerin birbirlerine karşı artık daha empatik ve tolerans sahibi olmaları ve aralarındaki pozitif etkileşimin miktarının artmış olması; gözetilmesi gereken unsurlardır.

Kaynaklar

Irwin D. Yalom; Hilda Kessler; Çift Terapisi (2021)