Destek Sitesi platformunda Uzman olmak ister misiniz?

Uzman olmak için Şimdi başvurun.

Öfke Duygusu ve İşlevselliği

Oluşturulma tarihi: 18.02.2025 22:13    Güncellendi: 18.02.2025 22:13
Dünya genelinde yapılan bir araştırmaya göre; Türkiye; insanların; günlük hayatta en çok öfke duygusunu gösterdiği ikinci ülke imiş (1. Lübnan). Araştırmanın doğruluk derecesi hakkında; bir fikrim olmasa da; günlük hayatta gözlemlerim bu bilgiyi doğrular niteliktedir; maalesef. Yukarıdaki paylaşımı görünce; bende öfke duygusu üzerine; acizane bir yazı kaleme almak istedim.
Öncelikle belirteyim ki öfke duygusu; canlıların sınırlarını korumaya sağlayan; son derece işlevsel; olmazsa olmaz bir duygudur. Canlıların kendi yada önem verdikleri durumlar konusunda bir sınır ihlali bir saldırı olduğunda; öfke duygusu ortaya çıkar ve canlı haklarınızı savunur; kendini ve önem verdiklerini korumaya çalışır. Örneğin; bize ya da eşyamıza; çocuğumuza bir saldırı olduğunda öfke duygusu son derece işlevseldir. Böyle bir durumda; öfke duygusu; gerek kavga gerekse tartışma ile olsun bizlerin haklarını korumaya çalışır.
Peki; öfke neden zararlıdır. Öfke duygusu; işlevselliğini yitirip; ilişkilerde bozucu etkiye dönüp; ne zaman hangi durumlarda bizi zora sokar. Bu durum; genelde iki şekilde gözükür;
Maladaptif(uyumsuz olan) Duygu olarak öfke: Çoğu zaman; ifade edilmeyen; “içimize attığımız” diye tanımladığımız öfke duygusu; zamanla birikir ve kendimizi güçlü gördüğümüz bir anda; tetiklenmelerinde etkisiyle; yıkıcı şekilde ortaya çıkar. Örneğin; aile büyüklerinden; öğretmenlerden gelen şiddet ve eleştiriler; (onlara karşılık vermediğimizi düşünün) çoğu zaman eşimize ve çocuğumuza öfke patlaması olarak ortaya çıkar. Aynı zamanda belirtelim ki; bu öfke çoğu zaman kısa sürelidir; “saman alevi gibi hemen söner” diye tabir edilir. Çabuk şekilde sönse de bu öfke maalesef arkadaş ve aile ilişkilerimize çok büyük zararlar vermektedir.
İşlevsel olmayan öfkenin görüldüğü ikinci dirim ise; “ikincil duygu” olarak öfkenin ortaya çıkmasıdır. Öfke duygusunun; bize saldırı anında ortaya çıktığını belirtmiştik yukarıda; bu şekilde ortaya çıkan öfke; birincil duygu olarak tanımlanır. İkincil duygu olarak öfke; ifade edilmeyen; korku; kaygı; utanma gibi diğer duyguların öfkeye dönüştürülmesidir. Örneğin; tam evden çıkacakken anahtarı bulamadığımız zaman; çocuğumuz derslerin zayıf aldığında ya da çocuğumuza telefon ile ulaşamadığımız da da öfke duygusu yaşarız. Ama bize yapılmış bir saldırı; sınır ihlale yoktur. Çünkü; burada farkına varıp ifade edemediğimiz; korku kaygı gibi duyguların öfkeye dönüşmesi vardır.
Peki; öfke duygusunu nasıl işlevsel hale getirebiliriz. Pratik olarak; öfke duygusu geldiğinde ilk sormamız gereken soru; bana ya da benim sevdiklerime bir saldırı var mı? Yanıt evet ise; öfke duygusu birincil gerçek duygu. İkinci sormamız gereken duygu ise; daha önce benzer durumlarda öfke hissettiğimde içime attım mı? Yani bu öfke birikmiş bir öfke mi? Hayır ise cevabınız; öfkenizi ifade etmekten çekinmeyin. Karşıda kırılırmış üzülürmüş diye düşünmeden. Çünkü birileri kırılır mı? diye göstermediğinizi öfke; ileride sizin ve ailenizin kötü günler geçirmesine yol açacaktır.
Öfke duygusunu sorguladığınız da; bu öfkenin altında yatanın aslında; ifade edilmemiş bir korku kaygı duygusu olduğunu fark ettiğiniz de ise; muhatabınıza; korkunuzdan kaygınızdan bahsedin. Ulaşamadığınız çocuğunuza öfke ile bağırmak yerine; “sana kötü bir şey oldu sandım; korktum; gerildim” deseniz sanırım bu evladınızın hoşuna gidecek ve ilişkiniz kuvvetlenecektir.
Özetleyecek olursak; yerinde ve ayarında yaşanan bir öfke; bizlerin yaşamı için son derece işlevsel bir duygudur. Sağlıklı yaşanan bir öfke duygusu; bizim ilişkilerimizi bozmaz aksine sınırlarım korumamızı ve bizi daha güçlü olmamızı sağlar. Aynı zamanda; bizi sırt; omuz ağrılarından; gece diş sıkmalarından; yüksek tansiyon; baş ağrısı; fibromiyalji gibi rahatsızlıklardan da korur. Çünkü bu rahatsızlıklar genellikle; öfke duygusunun yoğun yaşanmasına bağlı psikosomatik rahatsızlıklardır.
Ayrıca öfke duygusunu kontrol etmekte zorlanan kişilere; bir ruh sağlığı çalışanından psikoterapi almasını da öneririm.

Umarım faydalı olmuştur; kalın sağlıcakla.