Hepimiz zaman zaman işlerimizi; ödevlerimizi; çeşitli sorumluluklarımızı yerine getirmek yerine başka bir zamana ertelemiş olabiliriz. "Akşama yaparım" deyip yarına ertelemeyi; "yarın yaparım" deyip hiç başına geçmemeyi alışkanlık haline getirmiş; bundan rahatsız olduğumuz halde bu durumu anlayamamış ve çözüme ulaştıramamış olabiliriz. İşte bu davranış alışkanlık haline geldiğinde erteleme davranışı olarak karşımıza çıkmaktadır.
Erteleme; geçerli bir sebep yokken üstlenilmiş bir işi yapmayı başka bir zamana bırakma eğilimi olarak tanımlanabilir. Her şeyi erteleyen biri olmak mümkün değildir. Genellikle belli şeyleri erteleriz. Bunlar genelde bize daha az ilgi çekici gelen; sonucu belli olmayan; kontrolü bizde olmayan; başarısızlık ya da onaylanmama ihtimaliyle karşı karşıya kalabileceğimiz; değerlendirileceğimiz; özgüvenimizin ve enerjimizin yeterli olmadığı aktivitelerdir.
Kişi o işin üstesinden gelebileceğine yönelik yeterlilik hissetmediğinde; yapacağı işi büyük ve kendisini ise yetersiz hisseder. Sonucunda başarısızlıkla karşılaşıp olumsuz duygular yaşamamak için o işe hiç girişmez ve bu sayede başarısızlıkla yüzleşmemiş olur. Bu tipik bir savunma sistemidir aslında. Ancak uzun vadede sorumlulukları aksadığı için kendi işlevselliğine zarar vermiş olur.
Kişi akılcı olmayan düşünceler geliştirdiğinde; örneğin "iyi bir performans gösteremezsem bu benim eksik ve beceriksiz biri olduğum anlamına gelir." şeklinde inançlar geliştirdiğinde işin başına geçmek ve sürdürmek oldukça zor hale gelmektedir. İşin tuhaf yanı ise kişi böyle düşünceler geliştirdiğinin çoğu zaman farkında olmaz. Biz ise buz dağının görünmeyen kısmında yatan bu düşünceleri seanslarda çalışarak kişiye yardımcı olmayı amaçlarız. Düşünce ve duygu boyutunda sağlanan farkındalıklar ve ardından gelen değişimler; davranışa da yansır. Kişi motive bir biçimde ilerlediği takdirde sorun davranışın ortadan kalkması mümkün olmaktadır.
Erteleme sorunu için atılacak ilk adımlardan biri ise; öncelikle ne yaptığınızın farkına varmaktır.
"Şu an yemek yapmam/ ders çalışmam gerek ama onun yerine telefonla vakit geçiriyorum." gibi. Önce durum tespiti yapılır ve görev davranışa alternatif olarak neyin yapıldığına dikkat çekilmiş olur.
Ertelemenize karşı sorunu kabullenen ve suçlayıcı olmayan bir şekilde çözüm odaklı ve sorgulayıcı bir yaklaşım benimsemek daha etkilidir.
"Niye böyleyim?" değil;
"Neden ve nasıl bu durum sürüyor?"
"Niçin ve nasıl değiştirebilirim?" şeklinde düşünmek daha yararlı olacaktır.
Kişinin düşünce sisteminde aşağıdaki sorular yoluyla yeni bağlantılar kurmasına yardımcı olunur.
"Benim bu işi ertelememin daha iyi olduğunu gösteren neler var?"
"Bu işe şimdi başlamamın daha iyi olduğunu gösteren kanıtlar neler?"
"Bu işi geciktirmek uzun vadede bana nasıl etki edecek?"
"Bu iş için ufak da olsa bir başlangıç yapamaz mıyım?"
"Şartlar istediğim gibi olmasa da bu işin bazı kısımlarını halledemez miyim?"
"Daha sonra gerçekten işi yapmak için doğru zaman olacak mı?
"Şimdi bir başlangıç yapsam neler olabilir; nasıl hissedebilirim?"
Bu soruları sormayı ve düşünmeyi alışkanlık haline getirdiğinizde erteleme sorununu aşma yolunda adım atmış olursunuz. Bu sorgulamayı yapmak başlangıçta kolay ve alışılmış bir şekilde olmaz. Sürekli deneyerek ve cevapları not alarak ilerleyebilirsiniz. Bunun yanında işleriniz arasında basit bir öncelik sıralaması yapmak ve ne kadar zaman alacaklarını hesaplamak; durumu gözünüzde daha somut bir hale getirmenize yardımcı olur. Sorunu aşmakta zorluk yaşadığınız takdirde profesyonel hizmet seçeneğiniz de mevcuttur.