Kimse beni sevmiyor. Ben de sevilmek istiyorum. Neden Sevilmiyorum. Ne yapmalıyım?
Sevme ve sevilme ihtiyacı insanoğlunun en hayatı ihtiyaçlarından biridir. Bu ihtiyaç sağlıklı bir biçimde giderilmezse kişinin manevi hayatı söner ve aynı zamanda hayat onun için çekilmez hale gelir. Sevdiğini kaybedenlerin; sevgisine karşılık bulamayanların; yeterince sevgi göremeyenlerin veya sevilmediğini düşünenlerin yaşadıkları ruhsal sıkıntılar; işte bu ihtiyacın giderilmemesinin sonucudur.
Bu çerçevede tavsiyelerimiz şunlar olacaktır:
Sevilmeye layık biri olduğunuza inanın ve kendinizi sevin:
Her insan kimliği ve kişiliğinden bağımsız olarak sevmeye ve sevilmeye layık bir tarazda donatılarak dünyaya gönderilmiştir. Allah’ın binbir isminin bir ayinesin olması; ona muhatap olması; bütün melekleri geçecek bir üstünlükte yaratılmış olması bile onun ne kadar değerli olduğunun ve kendisini sevmesi gerektiğinin bir kanıtıdır. Bunun yanında; insanoğlu onlarca rengi; tadı; kokuyu; güzellikleri yaşayabilecek bir donanımı; taşıdığı güzel duyguları ve düşünceleri; iyi niyeti; merhameti ve şefkati ile çok değerlidir.
Kısaca gurura kapılmadan; bu değerlerden ve var olan diğer iyi özelliklerinizden dolayı kendinizi sevdikçe veya sevecek yeni değerleri kazandıkça kendinize bakışınız değişecek ve sevilmeye değer olduğunuza inanacaksınız.
Siz kendinizi sevdikçe; sevilmeye değer gördükçe bu sizin davranışlarınıza; tutumlarınıza ve sözlerinize yansıyacak. Ve dolayısıyla sizin kendinize pozitif yaklaşımınız diğer insanları da etkileyecektir. Çünkü insanlar kendisi ile barışık; özgüveni yeterli; kendisini kimseden geri görmeyen kişileri daha çok severler.
Sosyal ilişkilerin gereklerini iyi tanıyın ve yerine getirin:
Aslında kişinin anne-babası ve birinci derece yakın akrabaları dışındakiler; birbirlerini karşılıklı ilgi; alaka; maddi ve manevi fayda açısından severler. Çünkü Allah sadece anne-babaya evladına yönelik karşılıksız bir sevgi; şefkat ve muhabbet vermiştir. Bunun için siz de insanlarla ilişkinizde onlara bir şeyler katmalısınız ki sevgi karşılıklı olsun.
Bu da öncelikle sosyal ilişkileri iyi bilmek; iletişim becerilerini geliştirmek; karşılıklı hediyeleşmek; hal hatır sormak; üzüntüsünü paylaşmak; mutluluğunda yanında olmak; iyi yönlerini takdir etmek; öne çıkan özelliklerini onlara da yansıtmakla mümkündür.
İlgi ve yeteneklerinize uygun hobi ve meslek kurslarına katılın:
İnsan yakından tanımadığı; birlikte vakit geçirmediği; bir şeyler paylaşmadığı kişilere karşı önyargılıdırlar. Bu da diğer insanlarla ilgilenmelerine ve sevmelerine engel olur. Bunun en iyi zeminini ortak ilgi ve duyguların paylaşıldığı gruplarlar oluşturur. Meslek grupları; spor kulüpleri; hobi kursları bu tarz arkadaşlıklar için uyun yerlerdir. Siz de kendinize uygun bir gruba katılıp; diğer katılımcılarla yakın ilişkiler kurma fırsatı bulabilirsiniz.
İlk adımı siz adın:
Özgüveni eksik olan kişiler; hem bir arkadaş grubu içinde olmak ve sevilmek isterler; hem de ilk adımı sürekli karşı taraftan beklerler. Bu da gelmeyince üzülür; bütün bütün geri çekilirler. Bunun için; sevdiğiniz arkadaşlarınızla iletişim kurmakta ilk adımı siz atın; siz sorun; siz davet edin; siz ikram edin. Tüm çabanıza rağmen; karşılık görmediğiniz arkadaşlarınızla aranıza mesafe koyun ve beklentilerinizi minimum seviyeye indirin.
Kısa vadeli değil; uzun vadeli düşünün. Kısa vadeli düşünürseniz; hayal kırıklığı yaşarsınız.
Gönüllü kuruluşlar içinde bir görev alın:
Can sıkıntısı; bir şey yapamamak; hayatın monoton geçmesi; yalnızlık ve kimse ile diyalog kuramamak da kişileri; “sevilmiyorum” duygusuna itebilir. Bunun için ya gönüllü kuruluşlara; sosyal aktivitelere katılın veya Halk Eğitim Merkezlerinin açmış olduğu kurslardan birisine katılın. Grup olarak yapılan etkinliklere iştirak edin. Buralar da hem sevme hem de sevilme ihtiyacınızı daha sağlıklı giderebileceğinize inanıyorum.