Destek Sitesi platformunda Uzman olmak ister misiniz?

Uzman olmak için Şimdi başvurun.

Kronik Prostatitte Lim Protokolü Yeni Tedavi

Oluşturulma tarihi: 18.02.2025 22:13    Güncellendi: 18.02.2025 22:13
LİM PROTOKOLÜ NEDİR?
Kronik prostatitli hastalarda prostatta inflamasyon ve ödem vardır.Prostattaki bu değişiklikler prostat çevresindeki venöz ve lenfatik yapıların dolaşımlarının bozulması ve tıkanması sonucunu doğurur(Pelvik konjesyon) Sonuç olarak prostatın komşuluğundaki sinirler basıya uğrar ve bildiğimiz prostatit şikayetleri ortaya çıkar. Bu nedenle sadece prostatı tedavi etmek prostatiti iyileştirmez. Bu damarsal yapılardaki tıkanıklığı da düzeltmek gerekir.Bunu sağlamak için benzersiz LİM Protokolü’nü geliştirdik. Tedavi programı hastayla istişare edilerek kişiye özel belirlenir.
LİM PROTOKOLÜ ÜÇ AŞAMALIDIR:
1. Prostat içi enjeksiyonlar
2. Derin abdominopelvik (karın ve pelvis ) masaj
3. Oral medikal ve fitoterapotik ajanlar.
1.Prostat içi enjeksıyon: Prostattaki inflamasyon ve ödemi azaltmaya yöneliktir.Bunun için sinir uyuşturmalarında kullanılan çok ince spinal iğneler tercih edilir. İşlem steril şartlarda transrektal usg altında uygulanır. Özellilkle prostatın inflame ve kalsifiye bölgeleri hedeflenerek birden fazla enjeksıyon yapılır.Enjeksiyon kokteylinin içeriği(antibiyotikler ve kortıkosteroıd) prostat masajı sonrası alınan pcr test ve kültürler dışında prostat sıvısında mikroskop altında lökosit sayımı yapılarak belirlenir Birer hafta ara ile 6-8 seans uygulanır.Geçici hemospermi dışında önemli bir yan etkisi yoktur.
2.Derin abdominopelvik (karın ve pelvis ) masaj : İki elle yapılan üst ve alt karını hedefleyen bir organ masajıdır.Bu teknik karın ve pelvis içindeki konjesyonu ve ödemi azaltarak bu bölgedeki kan;lenf ve sinir akışlarını iyileştirir.vücudunuzda gereksiz strese neden olabilecek duygusal gerilimi serbest bırakır.Vucudun kendini onarma ve yeniden dengeleme yeteneğini geliştirirken kronık hastalıkların ilerlemesini önlemeye yardımcı olur.Organların dolaşımını iyileştirir.Venoz ve lenfatık tıkanıklığın gıderılmesıni sağlar Toksınlerı temızler .Toksın sevıyesı düşer. Gergin sistem sakinleşir.İç organların işlevi iyileşir.Endokrin sistemin iletişimi artar. Ereksıyon bozukluğuna iyi gelir.Prostattaki kan akışını artırır.Prostatın etrafındaki lenf ve toplardamarlardaki tıkanıklığı düzeltir.İnflamasyonu ve ödemi azaltır.Sperm sayısına olumlu etkısı vardır. Erken boşalmaya iyi gelir. Karın içi tümörü olanlar ve kemoterapi alanlarda; kasık ve göbek fıtığında; abdomınal aort anevrızmasında kontrendikedir.
3.Oral medikal ve fitoterapotik ajanlar: Dr. Türk üroloji uzmanı ve fitoterapi uzmanıdır.Her hastaya özel olarak seçilmiş ve düzenlenmiş medikal ve fitoterapik ajanlar verecektir. Bunların kullanım amacı prostattaki ve etrafında bulunan damarlardaki inflamasyon ve ödemi önleyerek prostat ve genital organlardaki kan akışını artırmaktır.
KRONİK PROSTATİT NEDİR?

Kronik Prostatit erkeklerde çok genç yaştan çok geç yaşlara kadar tüm yaşlarda ortaya çıkabilir.Artan ve azalan pelvik ağrı;işeme şikayetleri ve cinsel fonksiyon bozuklukları görülür.Ağrılı ve güç cinsel deneyimler;kötü bir hayat kalitesi bulunur.Prostatit hastaları uyanık kaldıkları zamanın büyük bölümünü hastalıklarını düşünerek harcamaktadırlar.Hastalar normal yapmak istedikleri günlük
aktivitelerini de yapamamaktadırlar. Şikayetleri 2 yılın üzerinde olan hastalar genelde üçten fazla ürolog görmektedir. Hastalar birçok tezgah üstü ilaç ve bitkiler ile kendilerini tedavi etme eğilimindedir. Üroloji kliniğine başvuruların %9 ‘u kronik prostatit nedeniyledir.
Kronik prostatitin tanısında karmaşa vardır. Kabul edilmiş tek bir tanı veya tedavi planı bulunmamaktadır. Ürologların büyük bölümünün en azından digital rektal muayene ve basit idrar kültürü yapmasına rağmen çoğunlukla daha özgül tanı testleri uygulamamaktadır.
Hastalardan en çok duyduğum cümlelerden biri şudur: ‘Doktor bir Cipro verdi gönderdi ‘.Gerçekten de ürologlar için kültür sonuçları ne olursa olsun birinci tedavi seçeneği kinolon veya trimetoprim –sülfometoksazoldür.Alfa blokerler ve anti inflamatuar ilaçlar ise reçete edilen ikinci ve üçüncü sıklıkta ilaçlardır.Bunlar sonucunda prostatit hastaları hekim ile ilgili hayal kırıklığına uğramakta ve geçmeyen şikayetleri olanlar şikayetlerini rahatlatacak ya da iyileştirecek anahtarı elinde tutan hekimi bulmak için doktor doktor dolaşmaktadır. Bir çok ürolog ilk reçetelerinin başarısız olmasından sonra hastaları yeniden görmeyi reddetmektedir. Ürologlar kronik prostatiti tedavi ettikleri en zor ve hayal kırıklığı yaratan hastalıklardan biri olarak değerlendirmişlerdir.