Obstetrik Brakiyal Pleksus Paralizisi (OBPP); doğum esnasında bebeğin çıkımı sırasında kola giden Brakiyal Pleksus adı verilen sinir ağının yaralanması sonucu gelişen doğum felcidir. Bebekler yaralanma seviyesine göre değişen zamanda fizyoterapi desteği almak zorundadırlar. Çoğu zaman bebeklerin doğumdan ergenlik dönemine kadar fizyoterapi alması gerekir. Doğum sırasında gerçekleşen travma sonrasında brakiyal pleksusun farklı seviyelerinde sinir hasarı ile karakterize klinik bir tablo oluşur. Sinirlerde kök kopuğu varsa bu bebeklerin sinir iyileşmesinin gerçekleşmesi için ilk 6 ayda sinir tamiri ameliyatları olması gerekebilir. Anestezi ve alçılama gibi duyusal-duygusal sistemlerinin regülasyonunu bozan uygulamalara maruz kalabilirler. Bu tetkik ve tedavi süreçleri bebeklerde doktor ya da terapist korkusu oluşturabilir. Sağlık personellerine ve terapistlerine yabancılama ve ağlama tepkisi geliştirebilirler.
Bebeklerde yabancılara karşı anksiyete 6-8 aydan itibaren gelişmeye başlamaktadır (Freedman; 1961). Brakial pleksus tanısı ile fizyoterapi alan 2 yaştan küçük bebeklerin terapist ile geçtiği etkileşimde ağlama; terapistten kaçma; kolunu kaçırma davranışları gözlemlenmektedir. Bu olumsuz duygulanmaya bağlı davranışın sebebi olarak ayrılma kaygısı ve yabancı kaygısı olduğu düşünülmektedir. Yabancı bir ortamda fiziksel temas ile yüz yüze gelen bebek; tecrübelediği yabancı kaygısı ile oldukça ani ve yoğun bir tepki verebilir (Bird; 1980).
Bu makaleye kaynak olan öncül çalışmamızda da; SMaRT (Sensory Motor Activity Repertoire Therapy) uygulamaları temel alınarak bu olumsuz duygulanmayı en aza indirgemek için bebeğin terapisti bir insandan ziyade sadece bir araç olarak görmesi amaçlanmaktadır. Bebeğin ailesi uygulama konusunda bilgilendirilerek seansa alınır. Bebek terapi odasında terapisti hiç görmez ve anne babasıyla vakit geçirmeye başlar. Terapist bebeği görebileceği bebeğin arka tarafında duran; elleriyle çocuğa dokunabileceği şekilde düzenlenmiş olan bir paravandan uygulamalarını gerçekleştirir. Bebek terapistin kollarını; kendisinden bağımsız bir canlının parçası olarak görmektense faydalanabileceği bir araç olarak algıladığı zaman terapiste karşı yabancı kaygısının az olacağı tahmin edilmektedir.
Gizli Terapist yönteminde terapist; bebek ile iletişime geçmez. Bir paravanın arkasından sadece elleri bebek ile temasa geçecek şekilde terapiyi gerçekleştirir. Bebek; terapisti incelemek için arkasına dönüp baktığında terapist; bebekle göz göze gelmekten kendisini alıkoyar. Hiçbir şekilde iletişime geçmez; anne ya da baba ile konuşmaz; ortamda kendini belli etmez. Terapi devam ederken anne veya baba; bebekle oyun oynayabilir.
Gizli Terapist yönteminin faydalı olmasının altında yatan sebep olarak 2 yaştan küçük bebeklerde obje sürekliliğinin tam olarak gelişmemesi ve bebeklerin göz göze bakışma temelli sosyal etkileşim içeren bağlamları ayırt edebilmesi gösterilebilir (Greenberg ve diğerleri; 1973; Okumura ve diğerleri; 2013). Bebeğin; sadece kolları görünen terapisti tam bir insan olarak düşünmediği; bir araç olarak gördüğü; hiçbir şekilde sosyalleşmediği kişiye karşı da yabancı kaygısı yaşamadığı çünkü bu kişinin bebeğe göre bir insan olmadığı fikri yürütülebilir.
Gizli Terapist yöntemi 6-8 aydan büyük; 2 yaştan küçük; ayrılma kaygısı yaşayan; bağlanma konusunda güvensiz olabilen; belli sebeplerden dolayı (COVID-19 pandemisi) uzun süre sosyalleşemeyen bebekler için oldukça uygun olabilir. Yöntemin işlevi bebeğin bağlanma tipine; fizyoterapinin yoğunluğuna; travmatik cerrahi müdahalenin varlığına; bebeğin mizacına bağlı olarak değişebilir.