Evlilik; evlilik olgunluğuna erişmiş bir kadınla bir erkeğin karşılıklılık ve gönüllülük ile kurup karşılıklılık ve gönüllülükle yürüttükleri çok yönlü bir yaşam ortaklığıdır.Evlilik ve eş seçim kararı insanların yaşamındaki en önemli kararların başında gelir ve bu tercih çok yönlü olarak yaşamı etkiler.
Ülkemizdeki evliliklerde evlilik olgunluğu eksikliği;evlilik bilinci eksikliği;köken aile ilişkilerindeki sorunlar;aldatma;mizaç uyumsuzlukları ve cinsel uyumsuzluklar öne çıkan evlilik sorunlarıdır.En fazla boşanma bu sebeplerle gerçekleşmektedir.
Bir evliliğin boşanmaya yönelmesi bir çok sıkıntılı sürecin sonucu olarak ortaya çıkmakta ve yaşayanları psikolojik olarak da zorlamaktadır.Çünkü boşanma zor ve sonraki yaşama da yansımaları olabilecek bir karardır.Ayrıca mutsuz olsalar bile insanların boşanma sonrası yeni bir hayata alışması;evlilik yaşamı kaynaklı alışkanlıklardan uzaklaşması;yeni bir yaşam kurması gibi pratikte çok da kolay olmayan bir dizi zorluk bulunmaktadır.Bir yandan da evlilikle birlikte daha nete oturmuş bir yaşamın yeniden belirsizliklere sürüklenmesi gibi yine zorlayıcı taraflar olabilecek boyutları vardır.
Bir evliliğin sorun katsayısının yürütülmesine dair umudu iyice örselediği şartlarda ortaya çıkan çok yönlü kaygı;endişe ve belirsizlik zorlanmalarından müteşekkil psikolojik buhrana BOŞANMA SENDROMU diyoruz.Bu sorunu yaşayan insanlar ya boşanma arifesinde olan ya da henüz yeni boşanmış olan insanlardır.Sorunun ortaya çıkması aşırı husursuzluk;ne yapacağını bilememe;yaşam konsantrasyonunun bozulması;ortaya çıkan belirsizliklerin zorlanmaları şeklinde daha çok öne çıkar.Ne yapacağını şaşırmak veya bilememek de apayrı bir zorlanma noktasıdır.
Ayrıca boşanma noktasına gelen insanlarda onları zorlayacak ölçüde kırgınlık;kızgınlık;duygusal yorgunluk;ilişki yorgunluğu;tükenmişlik sendromu gibi psikolojik dünyalarını zorlayacak sorunlar ortaya çıkmıştır.Tüm bunların yanında yakın çevrede her kafadan ayrı bir ses çıkması;kafanın karışması;şaşkınlık;ne yapacağını ve nasıl davranacağını kestirememe gibi insanları zorlayan açmazların yoğunluğu hayli fazladır.Çocuklu evliliklerde buna bir de çocukla ilgili kaygılar eklenir ve olay çok daha kapsamlı bir hale gelmiş olur.
İnsanlar yaşamları ve ilişkilerinde taraf oldukları için boşanma arifesi ve boşanma sonrası dönemde objektif düşünme;sağlıklı karar verme;doğr yol alma noktasında genellikle zorlanırlar.Bir de garip bir şekilde toplumumuzda bu gibi durumlarda erkeğiyle kadınıyla genellikle herkeste garip bir haklı çıkma sevdası yaşanmaktadır.Genellikle yüzleşme zorluklarından kaynaklı bu sorun çoğunlukla insanları yalan;iftira gibi yakışıksız davranışlara sürüklemekte ve diğer eşin psikolojisini daha da yorar hale gelmektedir.
Öte yandan bir de köken ailelerin yaklaşımları var...Aileler ya ne pahasına olursa olsun evliliğin sürmesi ya da kendi evladına taraf olan bir tutum içine girmekte ve çoğunlukla daha da süreci zorlaştırıcı olmaktadır.İlginç bir şekilde köken ailelerde de evladının haklı çıkması yönünde olgunluk dışı bir ihtiras çoğunlukla gözlenmektedir.
Ülkemiz insanın nesnel düşünen;aklı ve bilgiyi öne çıkaran bir olgunluğa henüz erişebilmiş değildir.Bu nedenle duygular her konuda çok çabuk öne çıkabilmekte ve çoğunlukla da sağlıklı yol almayı zorlaştıran bir etki yaratmaktadır.Bu nedenle hem boşanmayı yaşayan insanlar;hem köken aileleri;hem de yakın çevre boşanmaya dair süreci çoğunlukla doğru yönetebilecek soğukkanlılıktan uzaktır.
Elbette bu dezavantajlar bir araya geldiğinde bir insanın öncesiyle sonrasıyla boşanma sürecini sağlıklı yaşayabilmesi ve yönetebilmesi zorlaşmaktadır.Etraf ise kolaylaştırıcı olmaktan ziyade zorlaştırıcıdır.Zaten anlamak yerine anlatmayı öne çıkaran;ders vermeye bayılan bir insan ekseriyetimiz olduğu aşikar.
BOŞANMA SENDROMU; bir insanın evliliğindeki gidişattan umudu kestiği an başlayan bir duygusal ve yaşamsal zorlanma halidir.Öyle yada böyle bir sürü paylaşılmışlıklar vardır;anılar vardır;alışmışlıklar vardır;kırgınlık ve kızgınlıklar vardır...Ayrıca boşanmayla birlikte ortaya çıkacak ve yine inanların zorlanmasına yol açacak bir dizi belirsizlik vardır.Elbette tüm bunların dingin yönetilmesi o kadar da kolay değildir.Özellikle boşanma sonrası ortaya çıkacak belirsizlikler ve yeni bir yaşama alışma zorlukları insanların en fazla zorlandıkları konuların başında gelir.
Tüm bunlar yanında aileler ve toplumun ülkemizde henüz boşanmayı yaşanmış bir ilişkinin sağlıklı yürüyememiş halinin bir sonucu olarak kabullenmek ve normal karşılamaktan uzak geleneksel koşullanmaları ayrıca bir zorluk noktasıdır.Bu sebeple bir sürü insana laf anlatmak gibi de boşanmayı yaşayan insanların ayrı bir zorluğu bulunmaktadır.Tabiatıyla boşanma arifesinde başlayan ve boşanmayla pik yapan BOŞANMA SENDROMU aslında bir akut depresyon sorunudur.Boşanma psikolojisinin ortaya çıkardığı;yıllara dayalı ilişki yorgunluğu;duyusal kırgınlıkar;yaşanan uyumsuzluklar sonucu tetiklenmiş bir yüklü demoralizasyon halidir.Ve yaşarken yaşayan insanları zorlaması da olağandır.
BOŞANMA SENDROMU nu yaşayan bireyin altüstü olmuş psikolojisine eşin ve ailesinin yanlış davranışları;köken ailenin anlayış eksikliği ve yakın çevrenin gereksiz meraklılığı eklenince bu durumu yaşayan bir insanın ne kadar yüklü bir zorlanma yaşayacağını anlamak zor olmasa gerektir.Ülkemizde genelde boşanma süreçleri her tarafın zorlaştırdığı ve yaşayanı adeta lanet olsun dedirtecek kadar zordur.Bir yanda iç dünyadaki kırılmışlıklar;zorlanmalar diğer yanda dış dünyadaki anlama;saygı duyma ve destek olmadaki eksiklikler ve bir de boşanmanın getireceği yeni bir yaşama alışma;bir çok netliğin belirsizliğe dönüşmesi düşünülürse boşanmaların özellikle ülkemizde insan psikolojisini ne kadar çok tarumar edici bir ağırlıkta yaşandığını anlamış oluruz.
Deneyimli bir uzman olarak boşanma arifesi ve sonrası sürecin doğru yönetilebilmesi için ben muhakkak bir psikolojik desteğin alınması gerektiğini düşünüyorum.Çünkü böylesi yüksek zorlanmalarla yaşanan bir süreçte süreci yaşayan insanın tüm baskılayıcı olumsuz etkilerden sıyrılıp sağlıklı kararlar verebilmesi ve süreci öncelikle kendi yaşamı açısından sağlıklı yönetebilmesi neredeyse imkansızdır.Dost;arkadaş sadece iyi bir dinleyici ve dert ortağı olabilir.Ama gerek psikolojik çöküntünün ihyası;gerekse sürecin doğru kararlar alarak yönetilmesi dost;arkadaş rehberliğinde sağlıklı yapılamayacak kadar böylesi süreçlerde çetrefildir.
BOŞANMA SENDROMU yaşanan evliliğin süresi;çocuklu evlilik olup olmaması;boşanma kararının tek taraflı olup olmaması;bireysel hazırlıklılık ve köken aileler ve yakın çevrenin tutumu üzerinden derinliği oluşan;yaşananların yaşanda başlayıp yaşayanda bitmediği çok yönlü etkileşim dinamikleri olan çetrefil bir süreçtir.Zaten süreç yönetimini zorlaştıran da sorunun kaynağındai bu çok yönlülüktür.O nedenle bu kadar çok yönlü dinamikler taşıyan bir süreci BOŞANMA SENDROMU yaşayan bireyin tek başına yönetmesinin çok sağlıklı olamayacağını;deneyimli bir psikologdan destek almanın elzem olduğunu özellikle vurgulamak istiyorum.
BOŞANMA SENDROMU nda yaşama kırgınlık;eşe kırgınlık;ailelere kırgınlık;yakın çevreye laf anlatma zorluğu;yaşama getirdiği çeşitli belirsizlikler gibi zorlayıcı taraflar yanı sıra bir de insanların duygu dünyasındaki;cinsel dünyasındaki yalnızlaşma gibi bir sonucu da olmaktadır.Çok fazla detay noktaları olduğu için bir çok psikolojik dinamik bu süreçte rol almakta ve süreci bu çok yönlülük karmaşık hatta çetrefil hale getirmektedir.
En önemli uyarımız BOŞANMA SENDROMU yaşanırken o boşluğun yarattığı bir sarılmayla ani bir yeni ilişkiye başlanmamasıdır.Çünkü bu adeta yağmurdan kaçarken doluya tutulmak gibi oluyor.Öte yandan ayrılma yaşanan eşle çok kafanın yorulmaması gerekir.Çünkü uyum sağlansaydı zaten bu noktaya gelinmemiş olurdu.Ayrıca Köken aileler ve etrafa da çok bakmamayı;herkesin kendi doğrularıyla olaya yaklaştığını görmeli;bir ilişkinin yaşayandan başka bileninin olmayacağı peşinen kabul edilmelidir.Yaşanan sorunlu süreçle ilgili çok güvenilir dostlar dışında pek kimseyle konuşulmamalı;her kafadan bir ses çıkar misali çok karmaşaya sürüklenilmemelidir.
BOŞANMA SENDROMU daha önce belirttiğim gibi o anki hızlı ilerleyen bir sorunun yarattığı Akut Depresyon dinamiğindedir.Bu tür sorunların normalde o sorun aşılıp;yarattığı belirsizlikler nete oturunca ortadan kalkması gerekir.Ama sorun sağlıklı aşılamaz;o insanın yaşamında değişik savrulmalar yaratır ve kontrolden çıkarsa o zaman Akut Depresyon maalesef Kronik (devamlı) Depresyon a dönüşür.Bu nedenle bu tür zorlayıcı dönemleri lütfen yalnız veya eş;dost desteğiyle aşmaya çalışmayın;yarınlardaki sağlığınızı;ruh sağlığınızı da düşünün ve mutlaka psikolojik destek alın.