İlk doğduklarında anne babaya bağımlı olan bebekler fiziksel ve zihinsel olarak gelişmeye başladıkça bağımlılıkları da azalır. Çocuk gelişmeye başladıkça kendisinin birey olduğunu kabul edip kendini ispatlamak ve neler başarabildiğini göstermek ister. Her şeyi keşfetmek; her yere tırmanmak; her yeri karıştırmak ister; merak eder. Ebeveynlerde ; çocuklarını tehlikelerden korumak için sürekli kontrol etmek isterler; çocuğu sürekli uyarırlar böylece sınırlamalarla karşılaşan çocuk ve ebeveyn arasında ilk inatlaşmalar başlar. Çocuğun inatlaşırken tek amacı; ebeveynlerinin dediğinin tam tersini yapmaktır. Bu sayede çocuk kendisinin bağımsız bir birey olduğunu kanıtlamak; başarabileceği şeyler konusunda ebeveynlerine kendini ispat etmek ister. Yapmak istediklerini engellemek çocukta öfke duygusuna sebep olur. Bu inatlaşmaların en yoğun olduğu dönem 2-3 yaş dönemidir. İstediği şeyin hemen olmasını isteyen çocuk ebeveyn tarafından engellenince henüz öfke kontrol becerileri gelişmediğinden tüm öfkesini anne babaya yansıtır. İnatlaşmak bir noktaya kadar çocuğun doğal gelişimi için önemlidir. Gösterdiği bu direnç aslında inatçılık değil; çocuğun gelişimsel ihtiyacıdır. Bu yolla çocuklar ebeveynlerini test ederek sınırlarını keşfetmeye çalışırlar. Nerede durmaları gerektiğini öğrenirler. Davranışlarını ebeveynlerinin verdiği tepkilerle şekillendirirler. Çocuk neye hakkı olduğunu neye hakkı olmadığını öğrenir. Bu nedenle çocuğun davranışına ebeveynin verdiği tepkiler son derece önemlidir.
Ebeveynler inatlaşan çocuklarla nasıl baş etmeliler?
•İnatlaşan çocuğu azarlamak; tehdit etmek durumu düzeltmenin aksine çocuğun bir süre sonra uyarılara karşı duyarsızlaşarak anne babayı hiç dinlememesine sebep olur. Tehdit etmek yerine; çocuğa; “seninle bu şekilde iletişim kuramıyorum. Sakinleşince benimle konuşabilirsin” diyerek o anda ki krizini bir süre görmezden gelmek doğru olacaktır.
•İnatlaşan bir çocukla güç savaşına girmek ya da o kriz anında uzun açıklamalar yaparak onu vazgeçirmeye çalışmak işe yaramayacaktır. Yapılan araştırmalar ebeveyn ve çocuk arasında olan inatlaşmanın çocukta stres seviyesini arttırarak çocuğun gelişimini ve büyümesini olumsuz yönde etkilediğini ortaya koyar. Bu nedenle güç savaşına girmek yerine çocuğun ilgisini başka yöne çekmeye çalışmak o anda sakinleşmesini sağlar.
•İnatlaştığı; ağlama krizine girdiği zamanlarda değil normal davranış sergilediğinde istekleri yerine getirilince çocuk istediklerini ağlayarak; inatlaşarak elde edemeceğini fark edecektir.
•Çocukluk döneminde seçim hakkı tanınan çocuklar yetişkin olduklarında kendi kararlarını daha kolay verebilmektir. Bu nedenle kendi başına yapmak istedikleri konusunda ebeveynleri tarafından desteklenmesi 2-3 yaş dönemi için çok önemlidir. Çocuğa birçok alternatif sunarak seçim yapma hakkı vermek; inatlaşma davranışının önlenmesine yardımcı olur. (Kendi kıyafetini seçmek gibi)
•Çocuklar anne babanın tutarsız davranışlarını hemen fark eder. Bu nedenle konulan kuralların tutarlı bir şekilde uygulanması; anne babanın kurallar konusunda çatışmaması çocuğun kendi sınırlarını öğrenebilmesi açısından çok önemlidir. Çocuk bu inatlaşma döneminde sınırları öğrenmezse ileride kurallara uyma konusunda ve okul yaşamında sıkıntı çekebilir.
Bütün anne babaların kaçınılmaz olarak hata yapmaları normaldir. Çocuklar için ideal ebeveyn sinirlenmeyen;hata yapmayan ebeveyn demek değildir. Önemli olan hata yaptım diyebilmektir. Anne babaların kendi çocukluklarıyla alakalı travmaları ;çocuklarını büyütürken ortaya çıkabilir. Kendi anne babasından ne gördüyse çocuğuna da o şekilde davranma eğilimi gösterebilir. Ebeveynlerin bu durumu farkında olarak çocukların olumsuz davranışlarında sadece çocuğu suçlamak yerine “ben nerede hata yaptım da çocuğum bu şekilde davranıyor” diyebilmesi gerekiyor. Unutmayalım ki çocuğun potansiyellerini; kapasitesini gerçekleştirmesinin tek bir yolu var o da şu; anne babamıza gösterdiğimiz saygıyı kendi çocuğumuza da gösterebilmek.