Günümüz yaşam koşullarının stresli hale gelmesiyle; tükenmişlik hissi sıklıkla duyduğumuz bir kavram olmaya başladı. Kalabalık şehirlerdeki yaşam yoğunluğu; trafik; uzun çalışma saatleri ve benzeri faktörler; bir araya geldiğinde bireylerin hem fiziksel hem de duygusal olarak daha çabuk yorulmasına zemin hazırlar oldu.
Tanım itibariyle tükenmişlik; kişilerin zor anlarla baş edebilmek için kullandıkları içsel kaynakların yeterli gelmemesi sonucu ortaya çıkan hissiyat olarak ifade edilebilir; çoğunlukla kişiler yapabileceklerinden daha fazlasını yapmaya çalıştıklarında ortaya çıkmaktadır. Tükenmişlik sendromu ise; tükenmişlik hissinin belirli bir dönem boyunca devam etmesi; var olan kaynakların bireyin ihtiyacını karşılayamaz hale gelmesi sonucu ortaya çıkmaktadır. Tükenmişlik sendromu; hem fiziksel hem ruhsal belirtilerle kendini göstermektedir. En belirgin semptomlar; çökkün ruh hali; tahammülsüzlük; çabuk sinirlenme ve bunların sonucu olarak günlük işlerin yerine getirilmesinde zorlukların yaşanmasıdır. Tükenmişlik sendromunu en sık olarak; stresli çalışma hayatı olan ve yoğun düzeyde bakım veren kişilerin deneyimlediği gözlenmektedir.
Tükenmişlik sendromunda belirtiler kişiden kişiye farklılaşabilmekle birlikte; ortak ve en belirgin olarak ortaya çıkan özellikler; motivasyon kaybı; başarısızlık hissi; yorgun ve tahammülsüz hissetme; sabırsızlık; çabuk sinirlenme; keyifsizlik; karamsarlık olarak sıralanabilir. Hem fiziksel hem ruhsal etkileri olan tükenmişlik sendromu; yavaş ilerleyen bir süreçtir; başlangıcı belirsizdir. Belirgin olmaya başladığında ise beraberinde değersiz hissetme; düşük mesleki özgüven; düşük iş doyumu ve işten soğuma gibi durumları da getirebilir. Tükenmiş hisseden kişiler; kendilerini sosyal çevrelerinden; ilişkilerinden izole ederek daha fazla yalnız kalma eğiliminde olabilirler.
İş hayatında detaylı süreçleri yürütmek zorunda olan; büyük sorumluluklar üstlenen; iş tamamlama konusunda zamanla yarışan; aynı anda birkaç işi birden yürütmeye çalışan; “Hayır” demekte zorlanan kişiler; tükenmişlik sendromu geliştirmeye daha yatkındır. Sağlık çalışanları; çocuk/yaşlılara bakım veren kişiler; tükenmişlik sendromu geliştirmek bakımından birinci dereceden risk grubunda görülmektedirler. Bireysel ve duygusal özellikler; çalışma saatleri; iş yükü; ödül/takdir sistemi; kuruma aidiyet duygusu; adalet gibi örgütsel kültüre ilişkin değişkenler de; tükenmişliğin yordanmasında önemli ölçütlerdir.
Tükenmişlik; dört evrede gerçekleşmektedir;
I. Coşku evresi: Bu dönemde işe dair yüksek beklentiler ve şevk vardır; çalışan işe/duruma uyum sağlamaya çabalar.
II. Durağanlaşma evresi: Kişinin beklentileri karşılanmadıkça; çalışma şevki azalmaya başlar; karşılaşılan zorluklar dolayısıyla hissedilen rahatsızlık giderek artar.
III. Engellenme/Hayal kırıklığı evresi: Çalışma/durum koşullarının kendine uygun olmadığını fark eden kişi; koşulları değiştirememekten dolayı hayal kırıklığı ve engellenmişlik yaşar.
IV. Umursamazlık evresi: Bu süreçte iş doyumunun ve aidiyet duygusunun azalması; umutsuzluk gözlenir. Çalışan motivasyonunu kaybetmiştir; yalnızca ekonomik ihtiyaçlarını karşılayabilmek adına çalışmaya devam eder.
Tükenmişlik ve Covid – 19
Geçtiğimiz yıl başlayan ve tüm dünyayı etkisi altına alan Covid – 19; ortaya çıkışıyla birlikte bilinmezlikleri ve belirsizlikleri de beraberinde getirdi. İnsan sağlığını ve yaşamını tehlikeye atan bir hastalık olması sebebiyle de; pek çok kişinin tehdit altında; güvensiz ve çaresiz hissetmesine sebep olurken; bulaş yolları ve fiziksel sağlığı korumanın yollarını anlamaya/anlamlandırmaya çalıştığımız bu süreçte; ikincil düzeyde ruh sağlığımız üzerinde de stres; kaygı; korku; çaresizlik gibi etkilere yol açtı. Tehdit yaratan bu virüs sebebiyle “sosyal mesafe” kavramı hayatımıza hızlı bir giriş yaptı ve iş ve aile yaşamında da önemli değişiklikler meydana geldi; çoğu kişi evden çalışmaya başlarken; belirli meslek grupları yüz yüze çalışmaya devam etti; bunların yanı sıra işlerini kaybedenler de oldu. Bu radikal değişimlere uyum sağlama ve anlamlandırma çabası; çalışma performansının da devamlılığını sağlamak ile birleşince; tükenmişlik hissinin ortaya çıkması zaman zaman kaçınılmaz bir durum haline geldi. Konfor alanımız olan evlerde; hem ailevi hem de iş rollerimizi yürütmeye çalışmak; bireysel düzeyde rol çatışmalarını da beraberinde getirdi. Sürekli olarak aynı ortama; aynı rutine maruz kalmak; farklı uyaranlara toleransımızın düşmesine; daha çabuk yorulabilmemize ve azalan sosyal destek kaynaklarımızla birlikte karamsarlığın biraz daha gündemde kalmasına sebep olabildi.
Yukarıda bahsedilen fiziksel ve ruhsal semptomlara ek olarak; pandemi döneminde tükenmişlik sendromu belirtileri aşağıdaki durumlara benzer şekilde de kendini gösterebilir;
• Yakın çevreden gelen mesajları/aramaları görmezden gelmek;
• “Özlem” duygusunun ifade edilmesinin monoton hissettirmesi;
• Herhangi bir konuda kolayca hayal kırıklığı hissetmek;
• Görüntülü görüşmeleri iptal etmek/Toplantılara geç katılmak;
• Süreklilik arz eden kontrol/güvenlik arayışı.
Başa çıkmak için neler yapılabilir?
Olağanüstü koşullardan geçtiğimiz şu dönemde öncelikle bu duyguları hissetmenin; zorlandığınızı deneyimlemenin olağan ve anlaşılır olduğunu kabul etmek; kendiniz için yapacağınız en güzel yardım olacaktır.
Bireysel düzeyde; kişilerin iş ve sosyal yaşamına dair düzenlemeler yapması; ruhsal iyiliğine ve bakımına özen göstermesi; özetle tükenen iç kaynakların yeniden kullanılabilecek hale getirilmesi önemli bir fark yaratacaktır. Sosyal destek kaynaklarına daha fazla vakit ayırmak; iş ve özel yaşam arasındaki sınırları belirlemek; eğer mümkünse minik değişiklikler ile yaşama yeni rutinler dahil etmek; önerilebilir. Pandemi sürecinde ise dış dünya ve sosyal çevre ile bağımızın kesildiğini hissetmemiz itibariyle; bağımızı sürdürdüğümüzü hissedeceğimiz çözümler üzerine düşünerek bunları yaşamamıza dahil etmeye çalışmak; yardımcı olacaktır.
Örgütsel düzeyde; adaletli; çatışmalara kalıcı çözümlerin üretildiği; takdir/ödül kaynaklarının çeşitlendirildiği; personelin oryantasyon/süpervizyon alanlarında desteklendiği düzenlemelerin; yapılması tükenmişliğin azaltılması yönünde yarar sağlayabilir.
Tükenmişlik hissi ile tek başına başa çıkmaya çalışmak bazen zor olabilir; bir uzmandan destek almak süreci daha iyi anlamanıza ve başa çıkma becerileri geliştirme konusunda destek sağlayacaktır. Bu veya ruh halinizi etkileyen başka konular hakkında desteğe ihtiyaç duyarsanız; psikolojikdestek@altinbas.edu.tr adresinden randevu talebinde bulunabilirsiniz.
Klinik Psikolog
Elif Tuğçe ÇOLAKOĞLU
Kaynak
Kaçmaz; N. (2005). Tükenmişlik (Burnout) Sendromu. İstanbul Tıp Fakültesi Dergisi; 68: 29 – 32.