• İhtiyaçlar:
-İhtiyaçlar kişinin genel refahı; ağız ya da genital organlar gibi spesifik bölgelerle ilgilidir.
-Genel ihtiyaçlar yemek ya da oksijen gibi fizyolojik olabilir veya şefkat ya da yakınlık gibi kişiler arası olabilir.
-Organizmanın dengesini bozan durumları içerir.
-İhtiyaçlar karşılandığında kişinin ruhsal durumunda ortaya çıkan değişikliğe doyum ve ihtiyaçların uzun süre karşılanmamasının ortaya çıkardığı durum ise apati olarak tanımlanabilir.
• Anksiyete:
-Çocuklar anksiyeteyi anneleri veya bakıcılarıyla empatik ilişkileri sonucunda öğrenir.
-Anksiyete ile endişeli olma; suçluluk; utanç; korku; kişisel değersizlik gibi acı verici duyguları kastedilir.
-Yoğun anksiyete insanı şaşkın ve çaresiz bırakırken daha az yoğun anksiyete insanın kendisini ve çevresini değerlendirebilmesine ve gerekli değişiklikleri yapmasına yardımcı olur.
• Enerji Dönüşümleri:
-Gerilimlerin; bir ihtiyacı karşılayacak davranışlara dönüşmesine enerji dönüşümü denir.
-Enerji dönüşümüyle vurgulanmak istenen nokta kişiliğin dinamik bir süreç olduğudur.
-Doğuştan gelen dinamikler tüm insanlarda aynıdır ve kısmen veya tamamen bilinçdışı seyreder.
Dinamikler
• Kötü Niyet:
-Nefret ve kötülüğün ayırıcı dinamiği olan kötü niyet; kişinin düşmanları arasında yaşıyormuş gibi hissetmesidir.
-Çocuğun daha önce anne şefkatini doğuran davranışlarının artık umursanmama; reddedilme; acı veya anksiyeteye yol açmasından kaynaklanır.
-Kötü niyet kendini genellikle ürkeklik; yaramazlık; acımasızlık gibi asosyal veya antisosyal davranışlarla gösterecektir.
• İzolasyon:
-Tatmin için başka kişilerin varlığını gerektirmeyen şehvet izole edicidir.
-Şehvet özellikle ergenlik döneminde güçlü bir dinamiktir ve genellikle öz-saygının azalmasına neden olur.
-Şehvetli davranış girişimlerinin diğerleri tarafından azarlanması anksiyeteyi artırır ve öz-saygıyı düşürür.
-Karmaşık dürtüler ve duygulardan oluşan şehvet; özellikle ergenlik döneminde cinsel çekicilikle karıştırılabileceği için yakın ilişkilere engel olacaktır.
• Yakınlık:
-Erken dönemdeki şefkatten ortaya çıkar fakat daha çok eşit durumdaki iki insan arasında yer alan kişiler arası ilişki olarak kendini gösterir.
-Yakınlık cinsel ilgiyle karıştırılmamalıdır.
-Yakınlık diğer insanda sevgi davranışları ortaya çıkarma eğiliminden dolayı bütünleyici bir etkiye sahiptir.
• Benlik Sistemi:
-En karmaşık olan ve tüm dinamikleri içeren benlik sistemi; insanları kaygıdan koruyan ve onların kişiler arası ilişkilerde güvenliğini sürdüren davranışların tamamıdır.
-Bağlayıcı bir dinamik olan benlik sisteminin ana görevi benliği anksiyeteden korumaktır.
-Ankiyetedeki en ufak bir azalma veya artmayı algılayan bu beceri; benlik sistemine alarma geçirir.
-Benlik sistemi geliştikçe insanlar kendileriyle ilgili daha tutarlı bir imge oluşturmaya başlarlar.
• Çözülme:
Birey tarafından bilinç düzeyine girmesine izin verilmeyen itki; istek ve ihtiyaçların bilinçten uzaklaştırılmasıdır.
• Seçiçi Dikkatsizlik:
Odaksal farkındalığın kontrolü olarak tanımlanan seçici dikkatsizlik kişinin görmek istemediği şeyleri görmeyi reddetmesidir.
Kişiselleştirme (Personifikasyon)
■ Kötü-Anne
Bebeğin açlık ihtiyacını karşılamayan meme deneyiminden ortaya çıkar.
■ İyi-Anne
Bebekler kendilerine annelik yapan kişinin şefkatli ve işbirlikçi davranışını fark edecek olgunluğa geldiğinde gelişir.
■ Ben Personifikasyonu
Kötü-ben: Ceza ve onaylanmama deneyimlerinden şekillenir.
İyi-ben: Kişinin kendisiyle ilgili sevdiği her şeyi kapsar.
Ben-değil: Genelde bilinçdışında olan kişiliğin; belirsiz ve korku yaratan yönüdür.
■ Eidetik Personifikasyonu
Çocuğun öz-saygısını korumak için gerçek olmayan özellikler veya hayali arkadaşlar yaratmasıdır. Birçok yetişkin de diğer insanlarda hayali özellikler görürler.
Biliş Seviyeleri (Deneyim Modları)
■ Prototaksik Seviye
-Yeni doğmuş bebeğin çevreyi anlama ile ilgili kullandığı tek yoldur ve bilinçli hatırlamanın ötesindedir.
-Yetişkinlerde ise bu anlık izlenimler; imgeler; hisler ve duygular şeklini alır..
■ Parataksik Seviye
-Tesadüfen aynı anda gerçekleşen ve aralarında mantıksal bir ilişki bulunmayan iki olay arasında bir neden-sonuç ilişkisi kurulduğunda ortaya çıkar.
■ Sintaksik Seviye
-Düşüncenin en gelişmiş biçimidir ve bir kişinin diğeriyle iletişim kurmak için kullandığı en genel sembolleri içerir.
Gelişim Kuramı
■ İnsan doğum anında var olan ya da olgunlaşma süreci içinde ortaya çıkan bazı tepki eğilimleriyle dünyaya gelir.
■ İnsanın fizyolojik ve duygusal ihtiyaçlarının karşılanmasında başkalarına bağımlı olması bir yana; yaşadığı her olay ve öğrendiği her şey ilişkilerinin içeriği tarafından etkilenir ve belirlenir.
■ İnsan toplumsal bir varlıktır. Toplumsallaşma süreci doğum anında ya da doğumdan kısa bir süre sonra başlar.
■ Sullivan genellikle birbirinin içine geçen ve her biri kendine özgü ihtiyaçlarla belirlenen çeşitli gelişim dönemleri tanımlamıştır.
■ Günümüzdeki görüşlerle kıyaslandığında bazı yönlerden yetersiz bulunsada; Sullivan’ın gelişim kuramının (1953) çağdaş psikiyatrinin gelişimine etkisi ve katkıları büyük olmuştur.
Gelişim Dönemleri
1.Bebeklik:
■ Çocuğun temel ihtiyacı; annenin sıcak davranışlar göstermesi ve onun biyolojik ihtiyaçlarını sevecen bir tutumla giderebilmesidir.
■ Annenin sıcak yaklaşımına alışkanlık geliştiren bebekte sevecenlik giderek bir ihtiyaca dönüşür ve sonraları kendisi de sevecen tavırlar göstermeye başlar.
■ Bu ihtiyaç karşılandığı sürece; açlık ve susuzluk gibi belirli sıkıntıların dışında bebeğin haz düzeyi yüksektir.
■ Sullivan ın asıl önem verdiği; annenin anksiyeteli olmasının çocukta yarattığı korkuya benzer gerilimlerdir. Bu dönemde çocuk korkuyla anksiyetenin ayrımını yapamadığı için; Sullivan bebekteki anksiyete gerilimleri için korkuya benzer durumlar deyimini kullanmıştır.
■ Bu dönemde bebek; kendi bedenini çevresindeki diğer objelerden ayırmayı öğrenir ve çevresiyle etkileşiminde en önemli araç ağız bölgesidir.
2. Birinci Çocukluk Dönemi:
■ Sözlü dilin belirmesinden oyun arkadaşlarına gerek duyulmasına dek sürer.
■ Benlik sistemi çocuğun cinsiyetine göre biçimlenmeye başlar. Erkek çocuk toplumdaki erkek rolüyle; kız çocuk da kadın rolüyle özdeşleşir.
■ Simgesel yeteneklerin gelişmesiyle çocuk yetişkin yaşamı yansılayan oyunlar geliştirir. Sullivan bu etkinlikleri; dramatizasyonlar diye adlandırmıştır.
■ Dönemin en önemli bulgularından biri; çocuğun düşman bir dünya içinde yaşadığı biçiminde geliştirdiği bir duygudur. Sullivan bunu; kötülük beklentisi olarak adlandırmıştır. Eğer bu duygu çok yoğun yaşanırsa çocuk; çevresinden kendisine yöneltilen sevgiye olumlu tepki göstermeyebilir. Böyle bir durumda ilişkileri bozulacağından çevresinden uzaklaşır ve içine kapanır.
3. İkinci Çocukluk Dönemi:
■ Bu dönem ilkokul yıllarını kapsar.
■ Bu dönem toplumsallaşmayı; aile dışındaki otorite figürleriyle yaşantıya girmeyi; başkalarıyla yarışmayı ve iş birliği yapmayı; topluluk dışı kalma; küçük düşme ve bir gruba ait olma gibi durumların anlamını öğrenmeyi içerir.
■ Bu dönemde çocuk ilgisini çekmeyen durumlardan uzak durmayı; davranışları üzerinde iç denetim kurmayı; stereotip tutumlar oluşturmayı; yeni yüceltme mekanizmaları geliştirmeyi ve düşle gerçeğin daha kesin bir ayrımını yapmayı öğrenir.
4. Ergenlik Öncesi Dönem:
■ Bu dönem oldukça kısa sürer.
■ Diğer insanlarla gerçek ve yakın ilişkilerin başlaması yönünden büyük önem taşır.
■ Bu dönemde çocuk; iç dünyasını paylaşabileceği ve karşılaştığı güçlükler karşısında danışabileceği aynı cinsten bir yakın arkadaş edinir.
■ Önceki dönemlerde çocuk büyüklere bağımlıdır. Oysa bu dönemde eşitlik; ortaklık ve karşılıklı karar alma-vermenin egemen olduğu ilişki biçimleri belirmeye başlar.
■ Bu dönemde çocuk yakın ilişkiler kurmayı gerçekleştiremezse; umutsuzluğun eşlik ettiği yoğun bir yalnızlığa düşer.
5. İlk Ergenlik Dönemi:
■ Karşı cinse yönelik duygularla yüklüdür.
■ Fizyolojik değişimlerle birlikte cinsel istek dinamizmi belirir ve benliğe egemen olur.
■ Cinsel ihtiyaç ile yakın ilişki ihtiyacı birbirinden ayrılır. Bu iki ihtiyacın birbirinden gereğince ayrılmadığı durumlarda ergenin cinsel yöneliminde sapmalar olabilir.
■ Bu dönem; cinsel dürtülere doyum sağlayacak davranış örüntülerinin yerleşmesiyle sona erer.
6. İkinci Ergenlik Dönemi:
■ Toplumsal bir varlık olmanın gereği olan görev ve sorumlulukları üstlenmenin başladığı dönemdir.
■ Bu dönemde ilişki kurma yeteneğini geliştirme süreci tamamlanır ve simgesel boyutlar zenginlik kazanır.
■ Benlik sistemi tutarlı bir nitelik alır; gerilimlere karşı daha etkin yüceltme mekanizmaları oluşturulur ve anksiyeteye karşı daha güçlü güvenlik önlemleri geliştirilir.
7. Yetişkinlik Dönemi:
■ Diğer tüm dönemleri aşarak bu döneme ulaşan kişi; uygarlık örtüsü altında bir hayvan olma durumundan sıyrılarak; kurduğu ilişkilerin kendisine kazandırdıklarıyla gerçek anlamda bir insan olarak yaşamını sürdürür.