Öfkem beni mahvediyor…
Sinirlendiğimde içimden adeta bir canavar çıkıyor; etrafı yakıp yıkıyorum. Ağzımdan çıkanı kulağım duymuyor ve beni seven herkesi mahvediyorum. Aile bağlarımı; ilişkilerimi; okul hayatımı; iş hayatımı mahvettim. Bununla nasıl baş edeceğim?
Kendini ifade edememenin karşılığı: ÖFKE!
Öfke kendini ifade edememenin karşılığı olan bir tepki. Taleplerin; ihtiyaçların karşılanmadığında; kendini anlatamadığında; haksızlığa uğradığın ya da anlaşılmadığını hissettiğinde; utandığın; kaygılandığın ya da yalnız ve çaresiz hissettiğinde öfkelenirsin. Bu durumlar sende stres ve gerginlik meydana getirir. Bedeni tepkiler eşlik eder. Kalp atışın; nefes alış verişin hızlanır; adrenalin devreye girer.
Şöyle bir yargı var öfke ile ilgili: olgun bir insansan öfkelenmemeli; öfkelendinse de belli etmemelisin. Bunun doğru olması mümkün mü? Unutmaman gereken şey duygularını bastırıp yok sayamayacağın. Her duygu kadar öfke de doğal ve olmazsa olmaz temel bir duygu. Doğru ifade edilmesi ruh ve beden sağlığını korur.
Hayatımızda her duygunun hizmet ettiği temel bir görevi var madem öfke neye hizmet eder peki? Psikolojik ya da fiziksel olarak tehdit altındaysan karşındakileri durdurmak için öfkeyi kullanırsın. Karşındaki rahatsız olduğunu bilir ve devam ederse ancak kızgınlığın ifadesi ile anlatabilirsin çünkü.
“Hayır” cevabını kabul etmeyen işgalciler için sınır çizmede öfkeyi kullanırsın…
İlişkilerde mesafesini koruyamayan ve hayır cevabını kabul etmeyen işgalciler için sınır çizmede öfkeyi kullanırsın haklı olarak. Sürekli eleştiren; kararlarına karışan; seçimlerini sorgulayan; her konuda hayatına dahil olup özgürlüğünü kısıtlayan insanlar düşün. Hayatın arsızca işgal edildiğinde sağlıklı olan uyardığın halde devam eden insanları kızgınlık gibi bir üst uyarıcı ile durdurmak. Kimse sınırları ihlal edilmiş ve hayatı işgal altında iken sakin kalamaz çünkü.
Öfke psikolojik güç ispatı için kullanıldığında da sağlıklı bir duygudur.
Bazen haklılık sorgulaması hatta gücünü sınamaya dayanır. Karşındaki seni sınırlara itecek şekilde davranır ve nasıl tepki vereceğine göre seninle ilişkisini belirler. Bu durumda psikolojik sağlamlığını göstermek adına öfke ile karşılık verir durumu kontrol etmek adına gücünü gösterirsin. Yani öfke psikolojik güç ispatı için kullanıldığında da sağlıklı bir duygudur.
Öfkeyi engelleyemez; yok sayamaz; bastıramazsın!
Sağlıksızlaştığı durum öfkeni gösterdiğin durum değil elbette. Öfkeyi engelleyemez; yok sayamaz; bastıramazsın. Tanır; takip eder; tetikleyicileri bulur; mayınlara basmayarak kontrol duygusu sağlarsın. Yani öfke kontrolü öfkeni saklaman; bastırman; yok sayman demek değil. Doğru zaman ve doğru şekilde gösterebilmen demek. “Herkes öfkeli olup patlayabilir ben de ara sıra patlıyorum bunu problem olduğunu nasıl anlayacağım” diyorsun belki.
Öfkenin ne yaptığın ve neye yol açtığına bakmalısın…
Öfke anında ne yaptığın ve neye yol açtığına bakmalısın. Öfkelendiğinde kontrolünü kaybedersin; o kadar ağır laflar seçersin ki dövsen daha iyidir karşıdakini. Ayrıca öfke duvarını aşınca karşı tarafın en çok canını yakacak ne varsa dökersin ortaya. Karşındakiler duyduklarına inanamaz. Bazen yakar yıkarsın; etrafındaki eşyaları kırıp dökersin. İnsanların üzerine yürürken sesin en yüksek kertede çıkar ama an fenası çok ağır ithamlar ve cümlelerle karşıdakinin üzerine gidersin. Bağırırken alnındaki; boğazındaki damarların çıkar; kıpkırmızı olursun; gözlerin fal taşı gibi açıkken kim ne derse sakinleşemez yükseldikçe yükselirsin.
Aslında ifade edilememiş ve birikmiş ne varsa bir anda ortaya çıkıyor. Aslında başka duyguların tetikleniyor; o an başka anılarına dokunuyor ama bastırılan ne varsa bir anda patlıyor. Biriktirdiklerin ve bastırdıkların içinde mayalanmaya bırakılmış hamur gibi ve senin kabın o mayalanmaya dar artık. Mayalandıkça köpürüyor; büyüyor ve taşıyor içinden. Tam da o zaman gerçekçi algından uzaklaşıp olayları olduğun farklı; büyük ve ağır görüyorsun. Belki fiziksel şiddete başvurmamak için duvarları yumrukluyor belki de dayanamayıp saldırıyorsun.
Bir fırtına geliyor ve karşıdakinin kıyısına içindeki çeri; çöpü atıyorsun. Fırtına geçtiğinde sahile bakmak acı veriyor sonra. Büyük bir pişmanlık duyup özür diliyor; bir daha asla yapmayacağına sözler verip vaatlerde bulunuyorsun. Belki özür dilemeyi beceremiyor karşıdakini suçlamaya gayret ediyor ama ortalığı toplamaya çalışıyorsun bir yandan.
Öfke dönüp dolaşıp seni vuran bir sorun.
Bumerang gibi dönüp seni vuran bir sorun bu. Seni yalnızlaştıran; itibarsızlaştıran bir hizmetkar öfke. Haklıyken haksız duruma düşüren; işini kaybetmeye ya da maddi başka kayıplar yaşamaya dek giden; çevrendeki herkesi senden uzaklaştıran ve sana karşı dolduran bir illet. Aslında çevrendekiler de bu yazıyı okuyup bilgilenebilir ama ben bu yazıyı gerçekten bu sorunu yaşayan sen için yazıyorum; çünkü öfke krizlerin sonunda yaşadığın psikolojik yıkımı biliyorum.
Öfke altında başka sorunları barındıran şemsiye bir duygudur.
Öncelikle seni ve çevreni bu kadar yıpratan bir sorun için gerçekten içte ve derinde sebeplerin olmalı. Öfke temel duygulardan biridir evet ama onu bir şemsiye gibi düşünmelisin. Kapadığında öfkeye neden olan tetikleyici nedenler ortaya çıkar. Hayal kırıklıkları; çaresizlikler; sevgi açlığı gibi travmalar. Öfkeni kontrol edemiyorsan fiziksel şiddet kullanmasan bile psikolojik anlamda şiddet saçıyorsun demektir. Şiddeti bilmeden; öğrenmeden uygulaman mümkün değil. Yaşadığın ve yetiştiğin çevrede fiziksel; psikolojik; cinsel şiddet varsa; anne babandan şiddet gördün; kavgalarına şahit oldun ya da ebeveynin dayak yerken bunu izledin; daha da ilerisi onu kurtarma konusunda çaresiz kaldınsa şiddeti içselleştiren bir bakış açın olur. Şiddeti yüksek olan öfkeyi açıklayan budur. Kırgınlık ve çaresizlikle dolu çocukluğun; hakkaniyet ve adalet duygusunu yitirmiş zihnin içinde birikenleri her fırsatta atmak ister.
Genelde kökleri çocukluğa uzanıyor…
Eğer sevgi; ilgi; ilişkiler; değersizlik; hayal kırıklığı gibi konulara denk gelen tetikleyiciler üzerinden volkan gibi patlıyorsa öfken muhtemelen çocuklukta ilgisiz; sevgisini göstermeyen; cezalandıran; aşırı katı; duyarsız bir anne baban olabilir. Birinin sana aldırmaması; seni bekletmesi ya da önem verdiğin bir konuyu haklı bir nedenle bile olsa ötelemesi dinleyip anlamadan her şeyi yakıp yıkman için yeterli olur.
Tam tersi aşırı kollayıp; sahip olmadığın özellikleri de sana atfederek; emeğin olmasa da her yaptığını alkışlayarak sanal bir başarı duygusu tattıran; her istediğini anında elde edebileceğine inandıran bir ebeveyn ilişkin vardır. Bu durumda kapasiten olmadığı halde yüceltildiğin için bir şeyi başaramadığında ya da her istediğin yerine gelmeyip sürekli övülmediğinde öfke patlamaları yaşayan birisi olabilirsin. Seni koydukları o altın taht hapishanen olur. Gerçek hayat evdeki gibi değildir ve sen bunu çok geç ve kötü şekilde öğrenmişsindir.
Öfke kontrol problemi ile odaya giren kadın ya da erkek hep gözümde çocukluğunu da yanında getirmiş gibi oluyor. Sanki karşımda oturduğu yerde ayakları yere değmeyecek denli küçük bir çocuk oturuyor. Anlaşılamamış; görmezden gelinmiş; kırılmış; incinmiş; dünyanın adil olduğu inancını daha en baştan kaybetmiş bir çocuk. Kimse onu korumadığından o da öfkesine sığınmış öfkesi onu korusun diye.
Öfke ile baş etmek için ne yapmalı? İlk Adım bedensel tepkiler…
Kendini tamir etmek için ne yapmalı? Amaç öfkeyi yok etmek değil onu ifade şeklini değiştirmek. İlk adım bedensel tepkileri takip etmek. Kalp atışın; nefes alışverişin hızlanırken avuçlarını sıkıyor ve volta atmaya başlıyorsun diyelim. Eğer bedensel olarak ilk tepkin buysa kaza geliyorum diyen o anı bir düşün.
Duygunu takip et…
Bedenden sinyali aldıysan duyguyu takip etmen gerekecek. Öfkenin arkasına sığınmış o terörist travma bunları yaşamana sebep. O kadar sinirlenmene sebep olan ne? Aslında acı verici anılara ulaştıracak bir soru bu ve yazıldığı kadar kolay değil biliyorum. “Hangi duyguyu hissettiğimde sinirleniyorum; ben bunu ilk ne zaman yaşadım” diyerek her sinirlendiğin olayda bunu düşünmek zor. Çünkü acı tazelenmesi yanında çaresizlik hissettiriyor.
Öfke ile bastırdığın; öfke ile ifade ettiğin şey seni iyileştirmeyecek…
Muhtemelen yardım istememe sebebin de bu zaten. Çaresizlik. Yakıp yıkarsam biter sanıyorsun. Onarılamaz bir kırgınlık bu diye düşünüyorsun ama tamiri var. Eğer bahsettiğim gibi nedenlerin varsa seni de çevreni de yıkan bu rahatsızlık için yardım istemen gerekir. Çünkü çevrendekiler sebeplerinden de haberdarsa sana yardım etmek isterken belki de tepki vermedikleri; ya da her özür dilediğinde affettikleri için seni daha da kronikleştiriyorlar. Öfke sonrası seni kucaklamaları değil bu durumdan kurtulman için teşvik etmeleri gerekmez mi? Yoksa işini; itibarını; tüm çevreni kaybederken izlemeleri mi doğru?
Nefes alman için…
Sürekli fırtınalar atlatıyorsun. Seni kıran; hayal kırıklığına uğratan; onarılmaz kırgınlığını kızgınlıkla gösterip her şeyi kaybetmene neden olan herkese; her şeye öfkelisin. Hatta sebebini anlatmak; açıklama yapmamak için kırgınlığını öfke patlaması olarak gösteriyorsun ki cesaret edip soramasınlar. Ama öfken içini kemiren kurt ve her seferinde daha derinde aşındırıyorsun kendini.
Evet gevşeme; spor; nefes egzersizi; ara vermek; mola vermek; iletişim teknikleri öğrenmek bunların hepsi sana yardımcı olabilir ama temelde yatan nedenlerini çözmedikçe boğazındaki düğümün patlaması hep öfke üzerinden olacak.
Ayakların kanepede otururken yere değiyor artık; o zemini kızdığında da korumak için durma; kendine şans tanı ve yardım iste.