Seçici konuşmazlığı (selektif mutizm) olan çocuklar; toplumsal etkileşimleri sırasında başkalarıyla karşılaştıklarında konuşmayı başlatmazlar ya da kendilerine söylenenlere bir karşılık vermezler. Çocuklarla ya da erişkinlerle olan toplumsal etkileşimlerinde konuşmazlar. Seçici konuşmazlığı olan çocuklar; evde; yakın aile bireylerinin yanında konuşurlar; ancak; çoğu zaman yakın arkadaşlarının ya da büyükanabaları ya da kuzenleri gibi ikinci derecede akrabalarının yanında bile konuşmazlar. Bu bozukluk; çoğu zaman; yüksek düzeyde bir toplumsal kaygı ile belirlidir. Seçici konuşmazlığı olan çocuklar; çoğu zaman; okulda konuşmaya karşı çıkarlar; öğretmenleri bu kişilerin okuma gibi becerilerini değerlendirmekte çoğu zaman güçlük çektikleri için; okulda ya da aldıkları eğitim açısından başarısız olurlar. Bu bozukluğu olan çocuklar; iletişim kurmak için; kimi zaman konuşma dışı ya da sözel olmayan yolları (homurdanma; gösterme; yazma gibi) kullanırlarsa da ve konuşmanın gerekmediği toplumsal etkileşimlere (okul oyunlarında sözel olmayan bölümler gibi) katılma konusunda istekli olabilirlerse de; konuşmuyor olmaları toplumsal iletişimlerini bozuyor olabilir.
Seçici konuşmazlığa eşlik eden özellikler arasında aşırı utangaçlık; toplum içinde utanma korkusu; toplumdan uzaklaşma ve içine kapanma; yapışma; zorlantı davranışları; olumsuzlanma; öfke patlamaları ve ağır olmayan karşıt olma davranışı vardır. Bu bozukluğu olan çocukların dil becerileri genellikle olağan sınırlarda ise de; kimi zaman bir iletişim bozukluğu elik edebilir; ancak özel bir iletişim bozukluğu ile birlikteliği tanımlanmış değildir. Bu bozukluklar olduğunda bile kaygı vardır. Seçici konuşmazlığı olan çocuklara; klinik ortamlarda neredeyse her zaman ek olarak ayrı bir kaygı bozukluğu tanısı konur; bunlar arasında en çok konan tanı toplumsal kaygı bozukluğudur (sosyal fobi).
Seçici konuşmazlığın başlangıcı genellikle beş yaşından önce olur; ancak çocuk okula başlayana dek; toplumsal etkileşimleri artana ve yüksek sesle okuma gibi eylemlerde bulunması gerekene dek klinik ilgi odağı olmayabilir. Bozukluğun kalıcılığı değişkendir. Klinik bildiriler; birçok kişide; yaşın ilerlemesiyle birlikte seçici konuşmazlığın kalmadığını bildiriyorsa da; bu bozukluğun boylamsal gidişi bilinmemektedir. Özellikle toplumsal kaygı bozukluğu olanlarda olmak üzere; kimi olgulara seçici konuşmazlık ortadan kalkar; ancak toplumsal kaygı belirtileri kalır.
Olası Etkenler
Yaradılış: Seçici konuşmazlıkla ilgili yaradılıştan kaynaklanan hastalık ortaya çıkma olasılığı tam belirlenmemiştir.
Çevresel: Anababalarının toplumsal sınırlılıkları çocuklar için az konuşma ve seçici konuşmazlık örneği olabilir. Dahası; seçici konuşmazlığı olan çocukların anababaları; aşırı koruyucu ve başka bir bozukluğu olmayan ya da başka bir kaygı bozukluğu olan çocukların anababalarına göre daha denetimci olarak tanımlamışlardır.
Kalıtımsal ve fizyolojiyle ilgili etkenler: Seçici konuşmazlık ve toplumsal kaygı bozukluğu arasında belirgin bir örtüşme olduğu için; bu iki durum arasında ortak birtakım kalıtımsal etkenler olabilir.
Kültürle İlişkili Tanısal Konular: Başka bir dilin konuşulduğu ülkelere göç eden ailelerin çocukları; o dili bilmedikleri için; yeni bir dili konuşmaya karşı çıkabilirler. Yeni dili anlayabiliyorlar; ancak konuşmaya karşı çıkıyorlarda; seçici konuşmazlık tanısı konması gerekir.
Seçici Konuşmazlığın İşlevsel Sonuçları
Seçici konuşmazlığı olan çocuklar; başka çocuklarla karşılıklı toplumsal etkileşime girme konusunda çok kaygılı olabilecekleri için; bu durum toplumsal işlevsellikte bozulma ile sonuçlanabilir. Seçici konuşmazlığı olan çocuklar büyüdükçe toplumdan uzaklaşma ile karşı karşıya kalabilirler. Bu çocuklar; okul ortamlarında; okul başarısızlığı gösterebilirler; çünkü çoğu zaman eğitimleriyle ilgili konularda ya da kişisel gereksinimleri konusunda (sınıf içinde verilen görevleri anlayamama; tuvalete gitmek için izin istememe gibi) öğretmenleriyle iletişime girmezler. Yaşıtlarının alay etmesinin sonuçlarını da kapsayan; okulda ve toplumsal işlevsellikte ileri derecede bozulma; sık görülen bir durumdur. Seçici konuşmazlık; belirli birtakım durumlarda; toplumsal karşılaşmalarda ortaya çıkan kaygıyı azaltmak için ödünleyici bir yöntem olarak iş görür.
Eştanı
En sık eştanılar diğer kaygı bozukluklarıdır. Bunlardan en sık toplumsal kaygı bozukluğu (sosyal fobi); ayrılma kaygısı bozukluğu ve özgül fobi eştanısı konur. Seçici konuşmazlığı olan çocuklarda karşıt olma davranışlarının olduğu bildirilmiştir; ancak karşıt olma davranışları konuşmayı gerektiren durumlarla sınırlı olabilir. Seçici konuşmazlığı olan kimi çocuklarda iletişim gecikmeleri ya da bozuklukları ortaya çıkabilir.
(Yararlanılan Kaynak: DSM-5 Ruhsal Bozuklukların tanısal ve Sayımsal Elkitabı)
Doç.Dr.Murat Eren ÖZEN
Ruh Sağlığı ve Hastalıkları (Psikiyatri) Uzmanı