Destek Sitesi platformunda Uzman olmak ister misiniz?

Uzman olmak için Şimdi başvurun.

Gerçekten Depresyonda Mısınız?

Oluşturulma tarihi: 18.02.2025 22:13    Güncellendi: 18.02.2025 22:13
GERÇEKTEN DEPRESYONDA MISINIZ?


Şizoid ve depresif durumlar birbirine karışabilirler; dönüşümlü görülebilirler. Bir çok insan aslında şizoid iken kendilerini depresif olarak tanımlayabilirler. İyi bir klinik değerlendirme yapılmaz ise terapist de depresyon olarak tanı koyup terapiyi buna yönelik düzenleyebilir. Hasta kendisini çok depresifim oturup kalıyor; koltuktan kalkamıyorum; hiçbir amaç göremiyorum; gelecek bomboş; çok sıkılıyorum; kendimi umutsuz ve umarsız hissediyorum şeklinde anlatabilir. Hiçbir şey hissetmemek; insanlarla coşkusal düzeyde ilişki kuramamak için ilişkilerden vazgeçip robot gibi mekanik şekilde hareket etmek şizoid kişileri tanımlayıcı olabilir.


Esasında duyulan yoğun kaygı ile baş etmek için kendisini coşkusal bakımdan uzak ulaşılamaz kılmak ve herkesle arasına mesafe koymak şizoid yapının savunma mekanizmasıdır.


Genel olarak günlük diyaloglarımızda çevremizdeki insanlar hakkında şöyle benzetmeleri sıklıkla yaparız; kabuğuna çekildi; söylenenleri yarım yamalak dinliyor; kafası hep meşgul ya da kafası başka yerde; kendi dünyasında yaşıyor; her şeyi mesele yapıyor; tanıması zor bir insan; hiç bir hevesi yok; ruhsuz bir adam; çok becerikli ama insancıl değil ve daha bir sürü yorum yaparız.



Terapiye geldiklerinde ise; sıklıkla kendilerini “sanki burada değilmişim gibi” bir cümleyle anlatabilirler. Kopukluk; kapatılmışlık; temazsızlık; kendini ayrı ya da yabancı hissetme; her şeyin bulanık olması ya da gerçekdışı gelmesi; kendini insanlarla bir hissetmeme ya da yaşamın anlamını yitirmesi; ilginin azalması; her şeyin boş ve anlamsız görünmesi gibi şikayetlerin hepsi çeşitli yönlerden bir şizoidin içinde yaşadığı durumu anlatıyor.
İnsanlar genel olarak yaşanılan bu sıkıntıları depresyon olarak adlandırırlar. Ama klasik depresyonda kolayca fark edilen; kara kara düşünme; öfke; suçluluk gibi ağır duygular şizoidlerde görülmez.



Depresyon aslInda hastanın iç saldırganlığını iç kendiliğine yöneltirken açıkça öfkeli ve saldırgan bir davranışa kapılmama mücadelesinin bir parçasını oluşturan; daha dışa dönük bir ruhsal durumdur. Şizoidler ise kesinlikle içedönüktür. Depresyon nesne ilişkileri ile ilgilidir; şizoid ise onlara gereksinim duysa bile nesneleri reddetmiştir.
İçsel nesneler dediğimiz şey; bir anlamda yaşamdaki tüm deneyimlerimizi saklayıp her şeyi ruhumuzda taşırız. Her şey ruhumuzda içselleştirilir; saklanır ve içsel olarak sahiplenilir.



Yaşanan libidinal geriçekiliş nedeniyle dış ilişkiler boşalmış gibidir; etkin ruhsal faaliyet gizli bir iç dünya içinde yitirilmiştir.


Depresif ve şizoid tepkiler; Dsm 5 tarafından depresif ve şizoid kişiliklerin özellikleri şu şekilde tanımlanmıştır.:
MAJOR DEPRESİF BOZUKLUK TANI KRİTERLERİ (DSM V)

Aşağıdakilerden en az 5’inin en az 15 gün süre ile gün boyu bulunması
(1.veya 2. kriter mutlaka bulunmalı)
1.Depresif duygudurum
2.Anhedoni; ilgi-istek azalması
3.İştah azalması ya da artması
4.Uyku azalması ya da artması
5.Psikomotor yavaşlama ya da ajitasyon
6.Enerji azalması; yorgunluk
7.Suçluluk; değersizlik hissi
8.Konsantrasyon güçlüğü
9.İntihar eğilimi

ŞİZOİD KİŞİLİK BOZUKLUĞU

Yakın ilişkilerden kaçınma; içe dönük olma ve duygularını anlatmakta kısıtlılık yaşama
Görülme sıklığı %7;5
Erkeklerde iki kat daha fazla
Şizofrenik yakını olanlarda daha sık
Etiyoloji >> Genetik yatkınlık ve çocukluk döneminde ailesel ilişkilerde bozukluk
TANI KRİTERLERİ (DSM-V)
A- Aşağıdakilerden en az dördü ile belirli; erken erişkinlikte başlayan ve değişik bağlamlarda ortaya çıkan; toplumsal ilişkilerden kopma ve kişiler arası ortamlarda duygularını kısıtlı gösterme; yaygın örüntüsü;
1- Ailenin bir üyesi olmak da dahil yakın ilişkilere girmek istemez ve yakın ilişkilerden hoşlanmaz.
2- Genellikle tek başına etkinlikte bulunmayı yeğler.
3-Cinsel yakınlaşmaya çok az ilgi duyar.

5-Birinci derece akrabaları dışında yakın arkadaşları ve sırdaşları yoktur.
6- Başkalarının övgülerine ya da yergilerine aldırmaz.
7-Duygusal olarak soğuktur; kopuktur; tekdüze duygulanımı vardır.

Şizoid ve depresif tepkiler:


Depresif tepki; birisinden sevgi istediğinizde o kişi bunu sizden esirger ve böylece sizin için kötü nesne ikisi haline gelirse; iki tepkiden birini ya da ikisini birden gösterebilirsiniz. Engellenmeye uğradığınız için kızıp öfkelenerek kötü nesneyi (engelleyen kişi) iyi olmaya ve sizde yarattığı engellenmeye son vermeye zorlamak için ona karşı saldırgan bir hamlede bulunabilirsiniz. Tıpkı annesinden istediğini elde edemeyince öfkelenip annesini yumruklayan çocuk gibi. Bu nefret ya da öfkeye dönüşen sevgi sorunudur. Düşmanca; reddeden; geri çeviren nesneye karşı saldırıdır. Bu depresyona yol açar. Kişide sevdiği kişiyi kaybetme korkusu doğar ve bu da suçluluk duygusunu oluşturur.


Şizoid tepki: gereksinim duyduğunuz kişiden istediğinizi elde edemediğimiz zaman; öfkelenmek yerine yalnızca açlığınız (sevgi gereksiniminiz) daha da artabilir ve bu açlık içinde kalmamak için sevgi nesnesine (sevgisini beklediğimiz kişi) ya tamamen ve mutlak bir biçimde sahip olma arzusu ve özlemi giderek içimizde acı veren bir duygu halinde birikebilir. Açlığa dönüşen sevginin şizoid sorun olduğu ve kişinin duyduğu sevginin yutucu hale gelerek yıkıcılaşmasından müthiş bir korkuya kapılmasıdır (fairbairn 1941)
Depresyon nefretin yıkıcı hale gelmesi olasılığı dolayısıyla duyulan sevme korkusudur. Şizoid uzaklaşma ise sevginin ya da sevgi gereksiniminin yıkıcı hale gelme olasılığı dolayısıyla duyulan sevme korkusudur ve bu daha kötüdür.
Depresif kişi öfkesini ve saldırganlığını kendisine yöneltip suçluluk duyarken; şizoid kişi katlanlmaz durumdan kendisini çekip hiçbir şey hissetmemeye çalışır.
Şizoid kişi çok duyarlıdır ve çabucak istenmediği duygusuna kapılır çünkü kendi iç dünyasında hep terkedilir.
Şizoid sevmeye cesaret edemez; böylece geri çekilerek kopuk; uzak; bir insan haline gelir. Şizoid sevgi nesnesini yutarak yitirmekten korkmanın yanı sıra kişinin kendisini yutmasından da korkar; geri çekilmekten başka yolu yoktur.
Pratikte yararlı olan pek çok kişilik tipi temelde şizoiddir; çok çalışkan kişiler; zorlantılı biçimde bencillikten uzak olanlar; becerikli organizatörler; son derece entelektüel kişilerdir ama çoğu zaman yardımseverliklerinin arkasında duygusuz bir katılık; kendilerini davalarına adarken bireyleri umursamayanların da onların duygularına karşı duyarlılık yoksunluğu sezmek olanaklıdır.
Şizoid durumun temelinde yatan dış dünyayla ilişkiden geri çekilerek ruhsal bir iç yaşama sığınmanın altında en az şu üç olası neden yatmaktadır;
1. çocuğun bakımından sorumlu olanların onun libidinal gereksinimlerine yönelik arzu uyandırıp reddetme davranışları. Bu durumda ötekine gereksinimler bastırılarak; dışsal nesnelerden vazgeçilir.
2. düşman ya da saldırgan bir öteki (çocuğun bakım vereninin tutumu) dış dünyaya karşı korku yaratır; bunu yaşayan çocuk iç dünyaya geri çekilir.
3. dış dünyanın reddedişi ve ihmali; kabul etmeyişi ya da terki.
Bu durumun üstesinden gelmeye çalışan çocuk başının çaresine bakmak zorunda kalmıştır; bu sebeple dış dünyadan izole ve kendi içlerine kapalı şekilde yaşamak zorunda kalmışlardır.

Kaynakça:
1. DSM 5 (Ruhsal Bozuklukların Tanısal ve İstatistiksel El Kitabı)
2. Şizoid Görüngü Nesne İlişkileri ve Kendilik (Harry Guntrip)
3. Psikanalitik Tanı (Nancy McWilliams)