Destek Sitesi platformunda Uzman olmak ister misiniz?

Uzman olmak için Şimdi başvurun.

Çift İlişkilerinde Narsisist Kişi

Oluşturulma tarihi: 18.02.2025 22:13    Güncellendi: 18.02.2025 22:13
Özseverlik anlamına gelen Narsisizm kavramı; Yunan mitolojisindeki Narcissus un hikayesinden gelir. Narcissus un hikayesi; sudaki yansımasına aşık olması ve ona ulaşmak amacıyla denize eğildiğinde; denize düşüp boğulmasıyla sonlanan bir hikayedir. Narcissus dan günümüze gelen Narsisizm kavramı ise bazen bir eğilim bazen de bir kişilik bozukluğu tanı kategorisi haline gelmektedir. Narsisistik kişilerde görülen temel özellikler şunlardır: Büyüklenirler; başarı ve yeteneklerini abartırlar; sınırsız başarı ve güç gibi düşlemleri vardır; özel-benzersiz olduklarına inanırlar; beğenilmeye yönelik yoğun istekleri vardır; olumlu gelişmelere dair yoğun hak ettikleri yönünde düşünceleri vardır; kendi çıkarları için başkalarını kullanırlar; empati yapamazlar; başkalarının duygu ve isteklerini anlamak istemezler; sıklıkla başkalarını kıskanır ve kendilerinin kıskanıldıklarını düşünürler; başkalarına saygısız davranırlar ve kendini beğenmiş davranış-tutum sergilerler.
Narsisizmi normal ve patolojik olarak ikiye ayırabiliriz. Normal narsisizm; öz güven ve girişkenliğin önünü açan bir duygudur. Bu noktada Adler in Aşağılık Duygusu kavramına benzer. Adler e göre her birimizde Aşağılık Duygusu vardır. Sahip olunan bu duygu kendimizi gerçekleştirmemize giden yolu açar. Narsisizm de Öz sever anlamıyla temelde olması gereken bir duygudur. Kritik nokta ise eğilimin katı; değişmez ; süreğen ve günlük hayatta işlevselliği bozacak hale gelmesidir. Narsisistik his; sık; uzun süreli ve şiddetli şekilde günlük hayata yansımaya başladığında patolojik Narsisizm den bahsedebiliriz.
Freud; Narsisizmi libidonun dış dünyadan benliğe doğru yöneltilmesi hali olarak görür. Normal Narsisizm halinde kendilik ve nesne tasarımları iyi ve kötü özelliklerine sahipken; patolojik Narsisizm de siyah ve beyaz gibi net ayrımlar içeren Bölme savunma mekanizmasının yansıması ayrımlar vardır. Analitik ekol; Narsisizmi Nesne İlişkileri bağlamında ele almıştır. Bilindik; güvenilir ve doyum sağlayan anne karnından dünyaya gelen bebek için doğum bir nevi travmadır. Bebek; yeni belirsiz ortamında; anne kapsayıcılığı ile kendiliğe dair yol almaya başlayacaktır. Erikson un da Temel Güvene Karşı Güvensizlik olarak isimlendirdiği dönemde eğer temel bakım veren bebek için “yeterince iyi ebeveynlik” gerçekleştiremezse bebek; libidinal yatırımı dış nesneden kendine doğru yöneltecektir. Çünkü dışarısı libidinal doyum için yeterli kapsayıcılığı sağlayamamış olacaktır. Narsisist kişide; yaşamın ilk yıllarında yaşanan duygusal ihmal; ötekine dair olumsuz bir tasarıma neden olacaktır. Bu durumda ötekine güvenmeme eğilimine ve ötekini değersizleştirmeye yol açacaktır. Dışarıdan bakıldığında; kendiliğe dair olumlu hatta aşırı olumlu bir imaj görünebilir. Oysa Narsisistik kişilerde temelde Örtük Olumsuz Kendilik yapılanmasına sahiptirler. Baş etme yöntemi olarak Aşırı Telafi Etme baş etme yöntemini kullanırlar. Aşırı Telafi Etme mekanizması; sahip olunan temel inancın tersi yönde davranışlarla karakterizedir. Söz gelimi Yetersizlik temel inancına sahip ve Aşırı Telafi Etme mekanizmasını kullanan biri birçok sorumluluk almaya çalışacaktır. Narsisistik kişiler de sahip olduğu olumsuz temel inançları aşırı telafi etme yöntemiyle gidermeye çalışırlar. Ama bunu bilinçli ve kasti bir şekilde gerçekleştirmezler. Ötekine dair umursamaz gibi görünseler de öteki oldukça merkezi bir konumdadır. Yaşamın ilk yıllarına dair; ötekiyle kurulamayan ilişkiyi yeni ilişkilerde tamir etmek isterler. Libidonun yansıması olan bu duygu; ihmalin getirdiği boşluk hissiyle karşılaşılabilecek herhangi bir “olumsuz” olayda yerini agresyona bırakır. Agresyon hem mevcut ilişkide libidinal yatırımın çekilmesi kaynaklı olabileceği gibi hem de yaşamın ilk yıllarından kalan bir duygu yatırımı halidir.
Narsisistik kişileri; şişmiş bir balona benzetebiliriz. Kendilik; balonu oluşturan plastik yapıdır. Narsisistler; havadan arındırılmış saf plastiğe yani kendiliğin en saf haline dair olumsuz temel inançlara sahiptirler. Bu nedenle ilişkilerinde balonlarının şişmesini sağlayacak ilişkileri kurmaya çalışırlar. Eğer öteki; Narsisist kişiyi övüyorsa balonu şişer ve kendiliğe dair olumsuz inançla yüzleşmekten kendini korumuş olur.
Peki; çift ilişkilerinde Narsisistik kişiyle yaşamak nasıl olacaktır? Narsisistik kişilerin yanında Bağımlı kişilik diyebileceğimiz kişileri görmek olasıdır. Bağımlı kişilik; kendi istek ve çıkarlarını ötekine feda eden kimselerdir. Eğer ilişkilerde Bağımlı bir kişi olarak yer almıyorsak Narsisist kişi ile sorun yaşamamız olasıdır. Bağımlı kişilik özelliklerine sahip kişiler de Narsisistlerle sorun yaşarlar ama daha az bir şekilde. Narsisist kişilerle yaşanılan ilişkilerde tartışma; küsme-affetme süreçleri; sınır sorunları; ketleyici-kısıtlayıcı tavır; empati eksikliği; kendiliği gerçekleştirme gibi birçok alanda sorun yaşanır. Çift ilişkilerinde; Narsisist kişilere dair iki temel konuyu bilmemiz gerekmektedir.
İlk nokta Narsisizmin; kişi için bir var olma yöntemi olduğunu görmek gereklidir. İkinci nokta ise Narsisizm öteki ile olan bir ilişki kurma biçimidir. Narsisist kişi; ötekine olan güvensizliği ve kendine dair temelde sevilmeme-değersizlik temel inançları nedeniyle mevcut davranışlarını gerçekleştirmektedir. Narsisist kişi ile terapide yapılan çalışmalarda kendiliğe dair örtük olumsuz düşüncesini keşfetmesi önemlidir. Ötekine dair olumlu tasarımlandırmanın sağlanması gerekmektedir. Aşırı Telafi Etme yöntemi yerine ise kendini kabullenme sürecinde adımlaması esastır. Çift ilişkilerinde ise Narsisist kişi ile sağlıklı bir ilişki kurulabilmesi için terapi desteği alınması fayda sağlayıcı olacaktır. Terapi desteğinin yanında ise Narsisistik kişinin partnerinin yapabilecekleri şunlardır: Eğer parter; kendi istek ve arzularından Narsisist kişi nedeniyle vazgeçiyorsa bu çözüm olmayacaktır. Narsisist kişi için; kısa süreli çözüm sağlamasına rağmen mevcut yapı daha da kullanılır hale gelecektir. Bu nedenle partnerin kendi istek ve arzularını hayata geçirmeye çalışması gerekmektedir. Ama bunu yaparken Narsisist kişi için bu adımların ne anlama geldiğini görmeye çalışmak gerekmektedir. Narsisist için bu adımlar ötekinin terk edişine dair bir sürece işaret eder. Ayrıca kendisine dair olumsuz imajın öteki tarafından ona sunulması anlamına gelir. Partner; kendi kişisel talepleri ile Narsisist kişiye verilen değer ayrımının altını çizmelidir. Kendisinin onun için güvenilir bir liman olduğunu hatırlatması ve anne kucağındaki bebeğin huzur hissini yaşaması gibi kendisinin yanında savunmalarını bırakarak kendisini emanet etmesini talep etmelidir. Böylece ötekinin isteklerini; Narsisistin kaygılarından ayıracak ve bir manada geçmişe yönelik doyum eksikliğini telafi edecektir. İlişkilerde duygusal yaralar alırız ve eğer ilişkiler devam ediyorsa yaşayacağımız olumlu tecrübeler ilişkilerde iyileşmemizi sağlayacaktır. Ama unutmamak gerekir ki Narsisistik eğilim patolojik bir hale ve kişilik bozukluğu haline geliyorsa bahsettiğimiz adımlar kısa vadeli fayda sağlayıcı hale gelecektir. Ama uzun vadede Narsisist kişinin kendi temel inanç ve olumsuz otomatik düşüncelerini değiştirmeye çalışması gerekecektir. Aksi takdirde düşünce ve davranış kalıplarının değişmesi meşakkatli ve uzun zaman gerektirir olacaktır.