Destek Sitesi platformunda Uzman olmak ister misiniz?

Uzman olmak için Şimdi başvurun.

Korona Virüs ve Duygularımız

Oluşturulma tarihi: 18.02.2025 22:13    Güncellendi: 18.02.2025 22:13
Tüm dünyada var olan Covid-19 salgını için; virüsün yayılmasını ve etkisini en aza indirmenin bir yolu olarak karantina ve sosyal mesafe önlemleri tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’ de de uygulanıyor. Sosyal mesafe virüsün etkilerinden kendimizi ve taşıyıcı olmamız durumunda başkalarını korumanın en iyi yolu olarak görülüyor. Elbette ki tüm bu önlemler günlük yaşam alışkanlıklarımızda radikal bir değişikliğe sebep oldu. Temas etmeyi seven bir toplumuz tokalaşmak; sarılmak yakın ilişkiler kurmak bizim kültürümüzün de bir özelliği; bir süreliğine de olsa bunlardan vazgeçmek bizler için biraz zor. Diğer taraftan el yıkarken 20 saniye saymak; marketten aldığımız ürünleri eve geldiğimizde yıkamak; maske ve eldivenle dolaşmak gibi bazı alışkanlıklarda değişikliklere sebep oldu. Bu nedenle bu dönemde yaşanan kaygı oldukça doğal bir duygudur.
Çünkü yeni bir duruma adapte olma sürecindeyiz ve vaktimizin çoğunu da evde geçirmeye başladık. Yalnız mı veya ailemizle mi yaşıyoruz?; kaldığımız yer bizim ihtiyaçlarımızı karşılayabilecek düzeyde konforlu mu?; bir arada yaşadığımız insanlarla iletişimimiz nasıl?; tüm bunlara göre kendimizi nasıl hissettiğimiz de değişkenlik gösteriyor. Bu koşullarda psikolojik sağlığı destekleyen etmenlerin; iyimserlik; esneklik; yaratıcılık; sosyal beceriler olduğunu unutmamak gerekir.
Korku; belirsizlik; tehdit ve alışılmadık bir yaşam sürdürme zorunluluğu karşısında ortaya çıkan olağan bir tepkidir. Başkalarıyla bu korkuyu paylaşmak; konuşmak bazen de ağlayarak bu duygularımızı ifade etmek mümkündür. Bu durumla baş edebilmenin ilk adımı içinde bulunduğumuz durumun olağandışı bir durum olduğunu fark etmek ve bunu kabullenmektir. Eski alışkanlıklarımızın sürdürme isteğimizin normal olduğunu ancak kendi kontrolümüzde olmayan nedenlerle bunu yapamayacağımızı kabul etmek; yeni duruma alışmamıza yardımcı olacaktır. Bizim kontrolümüzde olan şey ise; hangi davranışlarla bu sürece uyum sağlayacağımıza karar vermektir.
Tüm bu yaşananlardan etkilenmek için psikolojik tanı almış olmaya gerek yok. İnsan hayatı için riskli olan her durum hemen hemen herkesi olumsuz etkiler. Dünyada meydana gelen savaş; deprem; kaza neredeyse herkesi üzer. Hassas kişiler bu durumlara sanki kendileri maruz kalmış gibi kaygılanır; üzülür. Covid-19 salgını tüm dünya için kaygı dalgasının meydana gelmesine sebep oldu. Korona virüs son dönemde en sık konuşulan konu bu da endişeyi elbette artıyor.
Bu dönemde panik atak ve takıntı (okb- obsesif kompulsif bozukluk) yaşayan kişilerde kaygı düzeyi daha da yüksek seyredebiliyor. Özellikle OKB’de mikrop kapma endişesi var yani OKB’li bireyler virüs salgınından önce de çevresindekilerden mikrop kapacaklarını düşünüyorlardı. Hastaneye gitme; çöpün yanından geçme; bir yere temas etme gibi durumlardan; mikrop kapmamak için kaçınıyorlardı. Bu süreçte tüm bu davranışlar daha da artmış olabilir. Yaşadığınız bu durumlar için terapi alıyorsanız bu dönemde de terapilere online olarak devam etmek fayda sağlayacaktır.
Herkes her olaydan aynı şekilde etkilenmez; her birimizin dayanıklılık eşiği farklıdır ve bazı insanlar daha hassastır. Bu nedenle hassasiyet yaşayan kişilerin mümkün olduğunca Covid-19 haberlerinden uzak durması gerekir. Çünkü tüm gün bu haberleri dinlemek ve izlemek konu ile ilgili negatif düşünceleri daha da arttıracaktır. Ne yazık ki sosyal medyada gerçekliği yansıtmayan çok fazla haberler var. Bunlar sadece bilgi kirliliği yaratacağından uzak durmalıyız. Hastalığın belirtileri ve korunma yolları ile ilgili; bilim insanlarının açıklamalarını ve resmi haber kaynaklarını takip etmek daha doğru olacaktır.
Evde olmak; yapılacak şeyleri de kısıtladığı için kişiler sosyal medyada çok fazla vakit geçirmeye yönelebiliyor. Aslında yapılabilecek en sağlıklı şey; sosyal medya diyetine girmek. Orada geçirdiğimiz süreyi azaltmalı ve alternatifler geliştirmeliyiz.
Aslında bu dönem alışkın olduğumuz sosyal etkilerden uzaklaşmak; kendimizle baş başa kalmak ve içimize dönmek için güzel bir fırsat. Daha önceden yapmak istediğimiz fakat yapamadığımız kendimizi iyi ve değerli hissettirecek yeni alışkanlıklar geliştirebiliriz. Bunların dışında;
- Konuyla ilgili gelişmeleri güvenilir kaynaklardan takip edin;
- İzolasyon süreciniz sona erdiğinde yapmak istediklerinizi planlayın. Bu planlar zamanınızı da yapılandırmanıza yardımcı olacaktır.
- Fiziksel olarak aktif olun. Evde yapabileceğiniz spor hareketlerine internet üzerinden kolaylıkla ulaşabilirsiniz. Fiziksel aktivitenin stresle başa çıkmada çok önemli olduğunu biliyoruz.
- Zihninizi meşgul edin. Sürekli aynı konu üzerinde düşünmek ve konuşmak bizi o konunun çıkmazına sokar ve asla baş edemeyecek gibi hissederiz bu nedenle ilgi duyduğunuz alanlarla ilgili yeni şeyler denemek iyi bir fikir olabilir. (örneğin; yeni yemek tarifleri; yeni kitaplar)
- Gevşeme yöntemlerini uygulayabilirsiniz. (nefes egzersizi olabilir)
- Fiziksel olarak yan yana olmasanız da sevdiklerinizle iletişimde kalmak size iyi gelecektir. Görüntülü konuşmalar yapabilirsiniz.