Destek Sitesi platformunda Uzman olmak ister misiniz?

Uzman olmak için Şimdi başvurun.

“Bir Çocuğun Davranışı Sadece Bir Davranış Değildir”

Oluşturulma tarihi: 18.02.2025 22:13    Güncellendi: 18.02.2025 22:13
Çocuklar gelişim sürecinde birbirini izleyen dönemlerden geçerler.Her çocuk bu dönemlerden geçerken dönemin getirdiği değişikliklere uyum sağlamaya çalışırken bir yandan da çevrenin getirdiği olumlu yada olumsuz tüm olaylara adapte olmaya çalışır.Her çocuk bu değişikliklere farklı tepki gösterir.Bu tepkiler geçici olabileceği gibi anne-babanın eksik ya da hatalı tutum ve davranışları;duygu regülasyonu yapabilmekteki eksiklikleri ve çocuğu anlama;ihtiyacını okuyabilmedeki tepkilerin ileriki yaşlarda olumsuz davranışların tekrarlayıcı olmasına neden olabilir.
Çocuktaki bir davranışı ‘davranış bozukluğu’ diye adlandırabilmek için o davranışın aşırıya kaçan bir davranış olması; problemin sürekli olması ve davranışın sosyal ve beklentilere uygun olmaması gerekir.Çocukta davranış bozukluğunun gelişmesinin nedenleri olarak;genetik; fiziksel nedenler(hormonlar; hastalıklar…v.s); ebeveynler tarafından temel ihtiyaçların karşılanmaması; çevresel etkenler; hatalı-eksik anne baba tutumları gibi etkileri sayabilsek de en temelde “her olumsuz davranışın karşılanmamış bir ihtiyacın habercisi” olduğunu unutmamak gerekir.
Eğer olumsuz davranışları bir bacanın tüten dumanı gibi görürsek;gerçekten o davranışın değişimini sağlamak için dumanı ortadan kaldırmaya çalışmayız;neyin yandığını ve o dumana sebep olduğunu araştırırız. Tam da bu şekilde çocukların davranışlarını “neye ihtiyacı var ve böyle davranarak kendisini ifade ediyor” gibi yorumladığımızda gerçek ve samimi bir yardım sağlayabiliriz.
Olumsuz Davranışlar Neyin Habercisidir?
Fiziksel ihtiyaçlar
Duygusal ihtiyaçlar
Ebeveyle daha çok bağlantı kurma isteği

1.Fiziksel İhtiyaçlar

Bir çocuğa bakım veren kişilerin en hızlı anlayabileceği ihtiyaç şekli fiziksel ihtiyaçlardır. Yemek yeme;sağlıklı ve rutin uyku ihtiyacı;tuvalet ihtiyacı gibi fizyolojik gerekliliklerin zamanında karşılanması çocuklar için çok kıymetlidir. Bebeğin doğumundan ilk bir yaşına kadarki evresinde fiziksel ihtiyaçların doğru anlaşılıp geciktirilmeden giderilmesi annesiyle arasında güvenli bağ kurması açısından önemli etkenlerden biridir. Çocuklar;fizyolojik bir eksiklik ya da sorun yaşadıklarında duygusal ihtiyaçlarına oranla daha net isteklerini belli edebilmektedirler.Bu tarz ihtiyaçlar ağlama;huzursuzluk;öfke nöbetleri;inatlaşma gibi davranışlarla ortaya çıkabilmektedir.

2.Duygusal İhtiyaçlar

Çocukların; duygusal olarak ihtiyaçlarının varlığını anlamaları ve onları ifade edebilmeleri için belirli ölçüde bilişsel ve duygusal olguluğa ulaşmaları gerekir. Yaklaşık 6-7 yaşa tekabül eden bu süreç içerinde duyguları öğrenir;hayat deneyimlerinden oluşan örnekleri ifade edebilir hale gelir ve daha çok paylaşımcı olabilirler. Ancak 6 yaş öncesi çocukların “ben kendimi yalnız hissediyorum” ; “senden ayrılmaktan korkuyorum” gibi içinde bulundukları durumu anlatmaları olası olmadığı için tüm duygusal iniş çıkışlarını davranışları üzerinden görebiliriz. İşte tam da bu nokta olumsuz davranışların görüldüğü zamanlar ebeveynlerin çocuklarında ne gibi eksiklikler olduğunu fark etmeleri için önemli anlardır.
Örneğin;gün içerisinde uzun süreler ebeveynini göremeyen bir çocuğun hafta sonu ebeveyni ile çok keyifli geçirdiği zamanları bırakıp okula gitmek istememesini “bizimle inatlaşıyor;çok çekingen;artık büyüdü böyle davranmamalı” gibi yorumlarsak çocuğu anlamaktan çok uzaklaşmış oluruz. Daha önce böyle bir problemi yokken alt ıslatmaya başlayan bir çocuğa yine aynı şekilde “ah bu dönem bitmişti;nasıl yapıyor” der ve öfkelenirsek belki de evin içinde eşinizle yaşadığınız bir tartışmadan ne kadar endişelendiğini fark etmekten uzaklaşırız ve çocuğu yatıştıracağımız yerde onu daha kötü hissettiriz. Peki;bu davranışlar karşısında nasıl bir yol izlemeliyiz?


Son zamanlarda farklı bir şey oldu mu?

İlk önce düşünülmesi gereken soru; son zamanlarda farklı bir şey oldu mu? Farklı bir şey her zaman kardeşin gelmesi;taşınma;şiddetli kavgalar;akran zorbalıkları değildir. Bazen çok küçük ve önemsiz olduğunu düşündüğümüz detaylar çocukların dünyalarında olumsuz etkiler yaratabilir. Örneğin;siz yansıtmadığınızı düşünürsünüz ama zor bir dönem yaşıyorsunuzdur;çocuğunuz bunu hisseder ve huzursuzluğunu farklı yollarla ifade edebilir. Sorunun kaynağına ulaşmak için farklı giden her şeyi incelemek gerekir. ( Aile yaşantısı;ebeveynlerin duygu durumları;hastalık-ölüm;stresli yaşam olayları;arkadaşlarıyla ilişkisi..vs)
Hayatın farklı alanlarında başka yaşadığı sorunlar var mı?
Yaşanan probleme eşlik eden ek olumsuz davranışların varlığı size çocuğun hissettiği duyguyla ilgili daha çok bilgi verebilir. İştahsızlık;uyku bozukluğu;anneden ayrılmak istememe gibi bir çok durumun eş zamanlı olması çocuğun hissettiği duygularla başa çıkmada çok zorlandığını gösterir.Bu davranışların ortaya çıktığı zamanlar düşünülerek o dönemde neler olduğu gözden geçirilebilir.
Benimle sorunu paylaşması için yeterince destek verdim mi?
Olumsuz davranışlara karşı çoğu ebeveyn öfke duyar. Çocuğu uyarma;cezalandırma;kural koyma gibi yollar izler ama karşılık alamadıkça çaresiz hisseder ve daha katılaşabilir. Halbuki “duygusal olarak besleyici olmadan sadece sınır koymak korkuyu besler ve yıkıcı tavırları tetikler.” Bir sorun olduğunda ilk yapmanız gereken sakin kalmak ve olabildiğince kapsayıcı olarak çocuğa şefkat göstermektir. Bir sorun olduğunu görüyorum ve sana yardım etmek istiyorum gibi bir taraftan yaklaştığınızda sorunun daha da büyümediğini deneyimlersiniz. Okul öncesi çağı çocuklarında sıklıkla kullanılan “aynalama” tekniği aslında tam da bu durumlara hizmet eder. En kısaca tanımıyla aynalama;çocuğa içinde bulunduğu durumu yansıtmak;söylemektir. “Çok üzgün görünüyorsun;öfkelisin;korktun” gibi duyguları etiketlemek çocuğa anlaşıldığını hissettirir. Tüm bunları olumsuz davranışlara uyarlarsak; “benimle zaman geçirmeyi o kadar çok özlüyorsun ki gece uyumak istemiyorsun” gibi sorunun yaşandığı anda çocuğa hissettiği şeyin ne olduğunu anlamasına yardımcı olmak gerekir. Diğer bir ifadeyle çocuğunuz olumsuz duygular içerisinde yanıyorken sizin olumsuz şekilde değil;şefkatle karşılık veriyor olmanız ona su gibi geleceği için rahatlayacaktır.
Eğer çocuğunuzu neyin huzursuz ettiği konusunda çok emin değilseniz sadece anlamaya çalışmanız ve yatıştırmanız da işe yarayabilir. “Ben buradayım;güvendesin;seninleyim;her şey düzelecek” gibi telkinler;çocuğun isteğine göre sarılma;daha çok temas kurma önemli yatıştırıcılardır.Çocuğunuz çok öfkeli;huzursuz bir haldeyse ve telkin vermekte zorlanıyorsanız “şuan seni anlayamıyorum;sana yardım edemiyorum. Sakinleşmeni bekliyorum” gibi ifadelerle sadece yatışmasını beklemeniz ve sonrasında destek vermeniz işe yarayabilir.

3.Ebeveyle daha çok bağlantı kurma isteği

Bağlantı kurma isteğini duygusal ihtiyaçlardan bağımsız bir kategori şeklinde ele alabiliriz çünkü her şey yolunda olsa bile ebeveyni ile gün içerisinde ya da bir süre yeterli bağlantı kuramamış çocuklarda yine davranış bozuklukları görülebilmektedir. Bunu günlük kota gibi düşünebilirsiniz. Her çocuğun günlük olarak temas etme;bakımvereniyle gülme;oyun oynama gibi ihtiyaçları vardır. Tüm bunlar çocuğa sevildiğini ve güvende olduğunu hissettirir.Günlük kotanın dolmadığı zamanlarda da çocuğun huzursuzlanmasını normal kabul etmeli ve yatıştırılmaya çalışılmalıdır.

Bir çocuğun olumsuz davranışları karşısında kapsayıcı olabilmek;davranışın nedenini anlamak elbette her zaman ebeveynler için kolay değildir. Bu tür durumlarda ebeveynler kendilerini yetersiz ve çaresiz hissetmeye eğilimli olduklarından duygusal iniş çıkışları çocuğa karşı tutumlarını da etkilemektedir. Böyle bir çıkmazda bir uzmandan yardım almak faydalı olabilir.