Hayatta herkes ile kurduğumuz ilişki aslında lineer değil döngüseldir. Yani ilişkilerimiz A’dan B’ye giden bir yol gibi tek bir tarafın etkileyip diğer tarafın etkilendiği değil; tam tersine A B’yi etkilerken; B’de A’yı etkilemektedir. Peki ya EVLİLİK yada ROMANTİK İLİŞKİ DE bu döngü de problem görüyorsanız kim ilişkiniz için DUR diyecek?
İnsanın olduğu her ilişki de çatışma ve problem olacaktır. Bu doğal ve kaçınılmazdır. Bu zorluklar ilişkinizde aşılarak ilişkinizi güçlendirebileceği gibi olumsuz bir döngüye girerekte mutsuzluklarla dolu bir ilişkiye de dönüştürebilir. Çatışma; sizlere ortada bir çözülmesi gereken durum olduğunu ve birlikte ilişkinizdeki bu durumu çözebilme kapasitenizi arttırmak için bir fırsat da verir. Yapılması gerek bu çözülmesi gereken durumu kendinizden bir şey feda etmek durumundaymış gibi ya da karşı tarafın sizin atacağınız adıma haketmiyor ki şeklinde görmeden nasıl başa çıkarızın yollarını aramak olmalıdır. Bunun içinde karşılıklı dinleyiş; anlaşılmasa daha anlamak için çaba; anlatmak ve bu durumu çözmek adına ortak bir payda da buluşabilme kapasitesine gelebilmek demektir.
Bir klinisyen olarak uzun zamandır ilişkilerde ki problemler için başvurulurken en sık gözlemlediğim; partnerlerden birinin suçu karşısındakine hep atarken bulması ve kendini mağdur görmesi. Ancak dediğim gibi eğer suçlu aramaksa amaç o zaman suçlu karşı taraf olabilir peki ya siz AZMETTİRİCİ olabilir misiniz? veya suçlu rolü sizdeyken karşı atarf azmettiren olabilir mi? Peki ya hem suçluyu hem azmettireni bir kenara bırakıp bu döngüyü kırmak istiyor musunuz?
Bunu söyleme nedenim; aslında hiçbir ilişki de tek bir suçlu ya da tek masumun olmaması ya da partnerlerden biri her zaman suçlu diğeri de hep mağdur olamaz. Bu roller aslında hep değişken bir şekilde devam eder. Partnerlerin ikisi de kendi altta yatan patolojilerinden kaynaklı birbirlerini olumsuz etkileyerek bu kısır döngüyü oluştururlar ve her geçen zaman bu olumsuz döngüye bir halka daha eklerler. Bu yüzdendir ki karşı tarafla birbirlerinin eksikleri arayıp bulmak yerine; faydalı kaynakları bulmaya ne dersiniz? Çünkü karşı tarafa emir kipiyle konuşulan her cümle de ‘’böyle yapmalısın’’ gibi kendi doğrularınızı söylemlerle ifade ederken; bu kısır döngüdeyseniz karşı tarafta ‘’direnç’’ yaratır. Eğer bu direnci dile getiremiyorsa da size karşı sessiz ama derinlerde kızgınlık ve öfkeyle neden olur. Eğer dile getirebiliyor ise dediğinizin tam tersini yaparak ya da istediğinizi yapmayarak bedel ödetmeyi seçer.
Aslında her ilişki de durum bu şekildedir. Bireyler kendi değerlerini; öğretilerini; tutumlarını; davranışlarını; inandıklarını ve öğrendiklerini karşısındaki kişiye; böyle olmalıydı; bu şekilde yapmalıydın; niye yapmıyorsun gibi söylemlerle istediklerini elde etmeye yönelik olurlar. Bu tutum karşınızdaki kişiyi ya size karşı öfkeye yöneltip kişinin artık sırf sizin inadınıza dahi savunmaya geçmesine ya da kendine yönelik suçluluk duygusuna ile mutsuzluğa iter.
Bu yüzdendir ki ilişkinizde emir kiplerinden; -meli -malı ifadelerinden ve eğer böyle yapmazsan bende şunu yapmam/yaparım gibi tehdit ifadelerine maruz kalıyorsanız bu sizi ve ilişkinizi yıpratarak her geçen zaman öfkenizi; kırgınlığınızı besleyecektir.
Peki ya bunun yerine karşı tarafı ikna edemiyorsanız bile sadece ona bir lütuf gibi değil de kendiniz için bile bu döngüyü kırmak için destek almaya ne derseniz?