Destek Sitesi platformunda Uzman olmak ister misiniz?

Uzman olmak için Şimdi başvurun.

Hikayemizdeki Temel İnançlar ve Baş Etme Yöntemlerimiz

Oluşturulma tarihi: 18.02.2025 22:13    Güncellendi: 18.02.2025 22:13
Uzak bir mutfakta; paslanır bir çatal varmış. Gel zaman git zaman bulunduğu mutfaktan gitmeye karar vermiş. Mutfak artık onu üzmeye başlamış. Arkadaşlarının davranışlarından yorulmuş. “Bıktım artık benden yemeğe saplanmamı istemelerinden”demiş. “Ben de çorbayı taşıyabilirim; ben de o eti ufak parçalara ayırabilirim.” Kaşık ve bıçağın bakışları altında en son dokunduğu patatesten ardı kalan bir parça ile yola koyulmuş. Az gitmiş uz gitmiş ve çok uzaklarda yeni bir mutfak bulmuş. Herkes daha gençmiş; herkes daha şık. Ama aralarına girmekte zorlanmamış. Kısa bir süre sonra çalışma vakti gelmiş. Genç ve şık arkadaşlarına doğru bakmış. Patates işinin; ona ait olduğunu söylemişler. Bizim çatal mağrur ve üzgün bir şekilde “Ben; nerde hata yapıyorum? Neden bu hikaye değişmiyor?” demiş.


Zaman zaman hepimiz bu hissi yaşayabiliriz. Kendimizi bir filmin karakterine benzetelim. Ve sanki farklı filmlerde roller alıyoruz. Bu filmler bazen evde aile üyeleriyle çekiliyor; bazen iş ortamında bazen de arkadaş ortamında. Peki hiç hikayemizin aynı olduğunu; insanların bizden aynı şeyleri istediğini ya da aynı yaranın tekrar temas edildiği olmuyor mu? Bir çatalın; ben bundan sonra kaşık olmak istiyorum demesi olanaksız gibi görünür. Ama mesele insansa hikaye değişebilir. Çatal kadar katı bir değişmezlik içinde değiliz. Zaman içinde öğrendiğimiz ve tekrarladığımız daha dirençli kişiliğimizi oluşturan özelliklerimiz elbette ki var. Ama bunların hiçbirisi istediğimiz zaman değişim sağlayamayacağımız özellikler değil.


Psikolojide Sisteme vurgu yapan yaklaşımlar vardır. Temel savlarından birisi benliğimizle; sistem içerisinde bir yer edindiğimizdir. Sistem; aile; arkadaş veya iş ortamımız olabilir. Kendi bireysel özelliklerimize göre bir yer ediniriz sistemde. Her özelliğimizin getirdiği artı ve eksi yönler vardır. Bulunduğumuz sistem içerisinde de sahip olduğumuz özelliklerin eksilerini yaşarız ve bu durum sıklık; süre ve şiddet gibi değişkenlere bağlı olarak psikolojik bir yara haline gelebilir. Peki mevcut psikolojik yaraların değişmesi için ne yapabiliriz? Bazen çözüm olarak toptan benliğimizin değişmesi gibi bir hedef koymaya çalışırız. Bazen de bulunduğumuz sistemi değiştirmek gibi bir çözüm ön görürüz.Ama iki çözüm de bize fayda sağlamaz. Ne tamamen öznemizi değiştirebiliriz ki tamamen değişmemize de aslında gerek yoktur ne de öznemiz değişmediği sürece hikayemiz değişir. Bu nedenle mevcut hikaye içerisinde eksi; sorun oluşturan; psikolojik yara almamıza neden olan davranışlarımızı tespit edip değiştirmeye çalışmamız gerekmektedir.


Her birimizin benliğine dair temel inançları vardır. Temel inançlar; yaşadığımız olaylar sonucu oluşmuş kalıplardır. Yaşadığımız olaylar; temel inanç kalıplarına göre işlenir ve değerlendirilir. Temel inançlar olumlu ve olumsuz çiftler halinde bulunur. Olumsuz temel inanç ağır basmaya başladığında içinde bulunduğumuz sistem içinde psikolojik yaralar almaya başlarız. Temel inançları üçe ayırabiliriz: Çaresizlik; Değersizlik ve Sevilmeme Temel İnançları. Çaresizlik temel inancı; başarı ve performans algımızı etkiler. Çaresizlik temel inancı ağır basıyorsa; “Yetersizim; etkisizim; dayanıksızım ve baş edemem” gibi düşüncelere yol açacaktır.



Değersizlik temel inancı ise eksiklik ve suçluluk hissetmemize yol açar. “Değersizim; kabul edilmeyeceğim” gibi düşünceler ön plana çıkar. Sevilmeme temel inancı ise duygusal eksiklikler alanında ortaya çıkar. “ Sevilmeyeceğim; istenmeyeceğim; önemsizim” gibi düşünceler Sevilmeme Temel İnancına sahip birinden duyacağımız sözlerdir.
Temel inançlarımızın sistem içerisinde bizi nasıl etkileyeceğini belirleyen önemli bir değişken başa çıkma yöntemlerimizdir. Başa çıkma yöntemlerini üçe ayırabiliriz: Teslim Olma; Kaçınma ve Aşırı Telafi Etme. Teslim Olma baş etme yönteminde; temel inancımızı kabul eder ve davranışlarımızı ona göre belirleriz. Sözgelimi Sevilmeme Temel İnancına sahip biri; Teslim Olma baş etme yöntemini kullanıyorsa çağrıldığı bir davete katılmamayı tercih edecektir. Düşüncesi ise “Önemsenmeyeceğim” şeklinde olacaktır.
Kaçınma; temel inançlarla yüzleşme yaşamaktan uzaklaşma halidir. Sözgelimi Yetersizlik temel inancına sahip birisi; verilecek bir işte daha ilk baştan ortadan kaybolup işi devralmamaya çalışacaktır.


Aşırı Telafi Etme baş etme yöntemi ise; temel inançların hissettirdiğinin tam tersini yapma halidir. Mevcut yöntemi kullanan bir kişinin; Sevilmeme temel inancına sahip olduğunu düşünelim. Kişi Aşırı Telafi Etme baş etme yöntemiyle; etrafındaki kişileri sürekli bir etkinliğe davet etme girişiminde bulunacaktır.



Kullandığımız baş etme yöntemi; temel inancı ortadan kaldırmaz. Aksine daha da artmasına yol açar. İlk başta okuduğunuz örneği düşündüğümüzde eğer temel inançlarımız ve baş etme yöntemlerimiz ile ilgili değişiklikler yapmazsak sistem içerisindeki hikayemiz değişmeyecektir. Değişim için günlük hayat içerisinde yaşadığımız örnekleri sakin bir şekilde; sanki o olayı başkası yaşıyormuş gibi düşünmek lazım. Bahsettiğimiz temel inançlardan ve baş etme yöntemlerinden hangilerinin ağır bastığını tespit etmeye çalışmak gerekiyor. Sonrasında temel inancımız üzerine düşünüp ondan çıkaracağımız dersler varsa çıkarıp; geri kalan kısmı çürütmeye çalışmalıyız. Çüretmeye çalışmalıyız çünkü temel inançlar geçmişte yaşadıklarımıza bağlı oluşan ama bugün sadece biz onu tekrarladığımız için bir döngüye dönüşen kalıplardır. Kalıplarımızı fark etmek bile değişim yolunda atılacak önemli bir adım olacaktır.