Biliriz ki her birimiz kendimize özgü deneyimleri olan ve eşi benzeri olmayan bireyleriz. Bu durum her türlü insan ilişkisine doğrudan ya da dolaylı olarak yansır. Ancak bu kişisel farklılıkların dışında kadınlarla erkekler arasında bazı temel farklılıklar vardır. Eşler arasında sevgi dolu; sağlıklı bir ilişki kurulabilmesi için her iki eşinde bu farklılıkların bilincinde olması gerekir. Çünkü bu farklılıklar eşlerin birbirlerini anlamalarında ya da anlaşmazlığa düşmelerinde birincil rol oynayan faktörlerdir.
Bir ilişkide birbirimizi anlamadığımız ya da görüş ayrılığına düştüğümüz zaman anlaşmazlıklar ortaya çıkar ve sorunlar baş göstermeye başlar. Aynı şekilde bir evlilikte de erkek ve kadın birbirini ne kadar çok severse sevsin farklı olduklarının bilincine varmadıkları sürece birbirlerini anlamaları neredeyse imkansızdır. Çünkü kadınlar ve erkekler; ilişkilerinde genellikle almak istediklerini verirler. Bir kimsenin karşısındakini kendisi gibi bilmesi doğru değildir. Ne yazık ki ilişkilerde tarafların her biri hatalı biçimde diğerinin kendisiyle aynı şeylere gereksinim duyduğunu ve aynı desteğe sahip olduğunu sanır. Böyle olduğunda her iki eşte birbirini anlayamaz ve sonunda ilişkileri kırgınlık; hayal kırıklığı; öfke gibi bazı olumsuz duygularla dolar.
Aralarındaki ilişkiyi iyileştirebilmek için; eşler farklılıklarına önem vermelidirler. Ancak ne var ki bu çoğu zaman pek dikkate alınmaz. Hatta tam tersine eşler genelde yaşamını paylaştığı kişinin kendisine benzemesini bekler ve karşısındakiyle aynı şeyleri istemesini ve aynı duyguları hissetmesini arzular. Bu şekilde daha iyi anlaşacaklarını ve daha mutlu olacaklarını hayal ederler. Eğer eşler birbirlerini seviyorsa; kendi sevme biçimiyle karşısındakinin sevme biçiminin aynı olacağını varsayarlar. Ancak bu yaklaşım eşlerin sevgi dolu; uyumlu bir ilişki kurmalarına engeldir. Eşler farklı olduklarının bilincine vardıkça birbirlerini daha iyi tanıyacak; algılayacak ve sonuç olarak daha uyumlu olacakları bir ilişkiye doğru yol alacaklardır. Bu temel farklılıkların bilincinde olmadıkça eşler ne kadar iyi niyetli olursa olsunlar mutlu olabilmek için birbirlerinin neye ihtiyaç duyduklarını bilemezler ve sonucunda birbirleri hakkında yanlış değerlendirmelere varırlar.
Eşler kadın ve erkek arasındaki farklılıkları algıladıkları ve bu gerçeği kabullendikleri zaman birbirlerinin davranış ve tepkilerini yeni bir ışık altında yorumlamaya başlarlar. O zaman bu davranış ve tepkiler daha bir anlam kazanır ve eşler arasındaki belirsizlik; düş kırıklığı ve kırgınlık bulutları dağılmaya başlar. Birbirlerini daha iyi değerlendirir ve dolayısıyla da aralarındaki anlaşmazlıkları; sorunları ve görüş ayrılıklarını daha kolay çözümleme fırsatı elde ederler.
Kadınlar sevgiye; iletişime; ilişkilere; güzelliğe önem verirler. Doyumu ilişki kurmakta ve paylaşmakta bulurlar. Duyguların kişisel ifadesi onlar için önemlidir. Erkekler insan ilişkileri; kendini geliştirme gibi konulara kadınlar kadar ilgi göstermezler; ilişkilere ve duygulara daha az zaman ayırırlar. Daha özerktirler. Yarışlardan ve rekabetten hoşlanırlar. Avlanmak; balık tutmak; sportif faaliyetlere katılmak gibi açık hava etkinliklerine ilgi duyarlar. Erkekler yetenekli; yeterli; başarılı ve güçlü olmaya önem verirler. Doyumu güç ve başarı da bulurlar.
Kadınlar teknolojiye çok fazla ilgili duymayabilirler. İlişkilerini işten; teknolojiden daha önde tutarlar. Erkekler teknolojiyle içli dışlıdırlar. Daha güçlü arabaların; daha hızlı bilgisayarların; gökdelenlerin; otoyolların; yeni araç-gereçlerin ve daha güçlü teknolojinin nasıl yapılması gerektiğinin düşlerini kurarlar.
Kadın dünyasında giysiler önemlidir ve kadınlar her gün farklı giysiler giymekten müthiş zevk alırlar. Hatta ruh hallerine göre gün içinde birkaç kez kıyafet değiştirebilirler. Kadınlar sezgilerine göre davranırlar. İçgüdüsel olarak başkalarının gereksinimlerini fark etme yeteneği onlarda doğuştan vardır. Kadınlar için iletişim önemlidir. Kişisel duyguların paylaşılması hedefe ulaşmaktan ve başarıdan önde gelir. Birbirleriyle konuşmak ve iletişim kurmak onlar için bir doyum kaynağıdır. Kendi aralarındaki konuşmalar sanki bir terapistle konuşur gibi büyük bir açık sözlülükle gerçekleştirilen ve en mahrem şeylerin paylaşıldığı sohbetler olabilir. Erkeklerde ise hedefe ulaşmak çok önemlidir. Hedefe ulaşmak kendisini yeterli; başarılı ve güçlü hissetmesini sağlar. Hedefine kendi başına ulaşmak ister. Kendi talep etmediği sürece ona öneride bulunmak; ne yapacağını bilmediğini ya da tek başına yapamayacağını ima etmek anlamına gelir. Erkekler bu konuda hassastır. Bu durumu zayıflık olarak görürler.
Kadın ve erkek dünyasında her şey çoğunlukla bu değerlerin yansımasıdır. Biliyoruz ki kadın ve erkekler birçok yönden birbirinden farklıdırlar. Farklı düşünürler; sevgileri ve hisleri farklıdır. Sanki farklı dünyalardan gelmiş gibidirler. Eşler uzun soluklu ve mutlu bir ilişki sürdürebilmek için farklılıklarını öğrenmelidirler.