Destek Sitesi platformunda Uzman olmak ister misiniz?

Uzman olmak için Şimdi başvurun.

Kayıp ve Yas Danışmanlığı

Oluşturulma tarihi: 18.02.2025 22:13    Güncellendi: 18.02.2025 22:13
"Ölüm kayıpların en somut ve en acı olanıdır. Ölüme karşı verdiğimiz tepkilerimizde farkında olmaksızın; geçmişimizdeki yarım kalmış; dayatılmış ya da aceleye gelmiş ayrılıklarımızın bilinçaltımızdaki kalıntılarını da bir arada yaşarız. Yas tutma; sadece ölüme karşı verilen bir yanıt değildir. Yas tutma herhangi bir yitim ya da değişikliğe verdiğimiz psikolojik yanıt ve iç dünyamız ile gerçeklik arasında uyum sağlayabilmemiz için yaptığımız uzlaşmalardır." Gidenin Ardından - VAMIK VOLKAN

Var olmanın anlamı belki de yok olmanın kesinliğinden ileri gelmektedir. Cümle olarak; mantık olarak ve gerçeklik olarak ölümün; kayıpların yaşamın doğal döngüsünün bir parçası olduğunu söylemek; bunu mantık olarak kabul etmek çok daha kolay olabilmekle beraber içsel olarak; ruhsal olarak yani kalp gözüyle bunu söylemek gerçekte o kadar da kolay olmayabiliyor.



Kayıp ve yas süreci dendiğinde ilk akla gelen ölümler olmakla beraber ayrılık; boşanma; hastalık; uzuv kaybı; ekonomik koşulların değişimi; iflas; ülke-şehir hatta ev değişiklikleri; göç olguları da kişilerin yaşamlarında gerek duygusal gerek fiziksel kayıp duyguları yaşamalarına neden olabilmektedir.

İnsanlar kayıp duygusunu ilk ne zaman yaşarlar sorusunu kimi kuramcılar insanın anne karnından çıkarak dünyaya gelmesi; kimi kuramcılar ise bebeğin anneden farklı bir varlık olduğunu fark etmesi şeklinde cevaplamışlardır. Daha pek çok cevabı olan bu soru esasen kayıp duygusu ve yas sürecinin eskilerden gelen bir tanıdıklığı olduğu ve güncel kayıpların geçmiş kayıplara ilişkin duyguları da alevlendirebileceğini göstermektedir.

Sağlıklı yasa dair bilinmesi gereken en önemli nokta; yasın kaybedilen kişi; durum veya duygusal bağı unutmak değil kaybın hissettirdiği duygularla başa çıkabilme ve bu duygularla günlük yaşama adapte olabilme noktasına gelmek olduğudur.
Kayıp yaşayan kişide yas sürecinde bulantı; kusma; göğsünde sıkışmışlık hissi ; gerginlik; yutkunma güçlüğü ; çarpıntı; adet düzensizliği gibi bedensel tepkiler; ağlama isteği; üzüntü keyif alamama; isteksizlik; depresyon hali gibi duygusal tepkiler; kayıp durumunu inkar etme; ölen kişiyi görme; sesini duyma; hala hayattaymış gibi düşünmesi ; yaşamı ve ölümü sorgulaması; dikkat dağınıklığı gibi ruhsal ve bilişsel tepkiler; alkol veya madde kullanımı; aşırı artmış ya da azalmış yemek yeme; cinsel eylem ve uyku durumları ile karşılaşılabilir.


Kayıp ve Yas söz konusu olduğunda yasın aşamalarından söz edilebilir. İlk aşama olan İnkar evresinde yaşanan olay yok sayılır; olmamış ya da başkasının başına gelmiş gibi düşünülebilir. İkinci aşama olan Öfke; Kızgınlık evresinde kaybın acısı gündeme gelmiş ve öfke; üzüntü; huzursuzluk; korku gibi duygular yaşanmaya başlamıştır. Üçüncü aşama; yaşanan duyguyu telafi edici stratejilerin arandığı pazarlık aşamasıdır. Sonrasında ise kaybın gerçekliği ile net bir karşılaşmanın olduğu depresyon ve nihayetinde kabullenme süreçleri yaşanmaktadır.

Yaşam içerisinde kazanımları ve kayıpları barındıran bir süreç olduğu için kayıplar ve yas hayatın normal akışı içerisinde olan durumlardır. Hatta günlük yaşam içerisinde birkaç durumdan biri seçildiğinde dahi diğerlerinden vazgeçmiş olmanın; olasılıkları kaybetmenin yarattığı bir yas durumu dahi mevcuttur. Büyük kayıplarda da yitirilen kişi veya durum ile ilgili yaşanabileceklerin kaybı; olasılıkların kaybının yası mevcuttur. Bu kadar günlük yaşam içerisinde zaman zaman minimal zaman zaman da yoğun yaşanabilen kayıp ve yasa dair uzayan ve kişinin hayatının olağan akışına düşünce; duygu ya da davranış boyutunda dönmesini zorlaştıran süreçler psikoterapide kayıp ve yas danışmanlığı içerisinde ele alınabilir.