Karantina Günlerinde Partner İlişkisinde Nelere Dikkat Etmeliyiz
Koronavirüs salgını ile birlikte günlük yaşam pratiklerimizin tamamen değiştiği; işlerin aksadığı; kaygının arttığı; fiziksel ve finansal olarak güvensizliğin yaşandığı; sevdiklerimizi kaybetme korkusu içinde olduğumuz bugünler her birimiz için yeterince zorken; çiftler bir de kesintisiz olarak birlikte olmanın zorluklarını yaşıyor. Evden çıkamamak; sürekli yan yana olmak; oldukça stresli ve endişeli olduğumuz karantina sürecinde çiftler arasındaki iletişimi de olumsuz etkileyebiliyor. Korona günleri ilişkiler için adeta bir sınav. Peki ilişkimiz bu sınavdan başarıyla geçebilecek mi?
Koronavirüs salgınının yarattığı belirsizlik; değişiklikler ve korkuların yanına özgürlüğümüzün kısıtlanması ve zoraki yakınlığın yol açtığı streste eklenince sinirler gerilmekte; çiftler adeta patlamaya hazır birer bomba haline dönüşmekte ve küçük bir kıvılcım bile büyük bir patlamayla sonuçlanabilmektedir. Ancak bu durumların yaşanmasını engellemek sizlerin elinde… Peki neler yapabilirsiniz?
1. Ne kadar süreceğini bilmediğimiz; tecrit halinde olduğumuz bu süreç; ilişkide yaşadığınız sorunları; taşıdığınız tüm duygusal yükleri ortaya dökmenin; hesaplaşmanın zamanı değil. Varsa evlilikle ilgili sorunlarınızı kriz bittikten sonraki döneme erteleyin. Bu dönem ilişkinizin otopsisini yapacağınız bir dönem değil. Eğer iyi yönetebilirseniz; bu tür süreçler ilişkinizin olgunlaşmasını; derinleşmesini de sağlayabilir.
2. Özel bir dönemden geçiyoruz. Zaman zaman bu döneme özel ilişki sorunları yaşanabilir.Can sıkıntısı nedeniyle tartışmalar olabilir.Bu süreçte dinlememek; sesinizi yükseltmek; suçlamak; eleştirmek; şikayet etmek; tartışmaya sebep olacak hassas konuları konuşmak gibi yaygın iletişim tuzaklarından kaçınmak önemlidir. Bu olağanüstü süreçte birbirinize her zamankinden daha fazla destek; anlayış; ilgi; sevgi ve takdir göstermek için fırsatlar yaratın ve duygularınıza saygı gösterin.
3. Hem fiziksel hem sosyal ilişkiler bakımından kendinize ait bir alan yaratın. Genel olarak ilişkilerde gözlemlediğimiz en büyük çatışma kaynaklarından biridir bu. Çiftlerin sürekli evde olduğu bu süreçte; ilişkisel özerkliğini korumak zorlaştığı ölçüde olumsuza doğru giden bir tablo ortaya çıkabilir. Her gün yalnız kalacağınız bir süre belirleyin ve kendinizle baş başa kalın. Birbirinizin kişisel alanlarına anlayış ve saygı gösterin.
4. Yeni bir rutin oluşturun. Günlerinizi planlayarak yaşamdan nasıl zevk alabileceğinizi keşfedin.
5. Sağlıklı bir beslenme planı oluşturun. Spor ve egzersiz yaparak vücut gerginliğinizi azaltın.
6. Düzenli ve yeterli bir uyku düzeninizin olmasına dikkat edin. Nitelikli bir uyku; stresle mücadele etmede en önemli kaynaklardan birisidir.
7. Nefes egzersizleri; Yoga ve Meditasyon gibi stresi yönetme tekniklerini kullanın.
8. Ev işlerini iş bölümü yaparak paylaşın.
9. Kitap okuma saatleri belirleyin. Okumak düşüncelerinizi dağıtarak stresinizi azaltmaya yardımcı olacaktır.
10. Aileniz ve sevdiklerinizle kaliteli zaman geçirerek bu zamanı avantajınıza kullanın. Çift olarak birlikte bir şeyler yapabilirsiniz. Bu bir aktivite olabilir; film izlemek; yemek pişirmek; müzik dinlemek vb olabilir. Bütün bunlar ilişkinin denge mekanizmasını oluşturur.
11. Sosyal çevrenizle iletişimde kalın. Şu an her şeyi online ortama taşıdık. Arkadaşlarınızla kahve içmeye çıkamıyorsunuz ama online ortamda bir araya gelmeniz zor değil. Sosyal ilişkilerinizi; başka bir formda olsa da sürdürmeniz özerkliğinizi korumanıza katkı sağlayacaktır. Teknoloji sayesinde; fiziksel mesafeyi koruyarak akrabalarınız ve dostlarınızla iletişim halinde olmaya devam edin.
12. Ayrılmak; eski eş ya da sevgiliyle barışmak; boşanmak; yeni bir ilişkiye başlamak gibi kararları mutlaka bu dönemden sonraya bırakın. Çünkü insanlar en yanlış; hatalı kararları stres ve sıkıntı anlarında alırlar.
13.Çiftlerden biri bu hastalığa yakalanırsa diğeri gerekli tedbirleri mutlaka uygulamalı. Hemen her hastalıkta olduğu gibi eşin diğerinin yanında olduğunu; sonuna kadar mücadeleye yardım edeceğini söylemesi ve öyle davranması önemlidir. Tabii ki bulaşıcı bir hastalık için bu kolay değil fakat fiziksel ve psikolojik destek; hastalıkla mücadelede moral kazandırır.
Güzel günler göreceğiz umudunu hep yüreğinizde yaşatarak sevdiklerinizle barışık kalın…
Koronavirüs salgınının yarattığı belirsizlik; değişiklikler ve korkuların yanına özgürlüğümüzün kısıtlanması ve zoraki yakınlığın yol açtığı streste eklenince sinirler gerilmekte; çiftler adeta patlamaya hazır birer bomba haline dönüşmekte ve küçük bir kıvılcım bile büyük bir patlamayla sonuçlanabilmektedir. Ancak bu durumların yaşanmasını engellemek sizlerin elinde… Peki neler yapabilirsiniz?
1. Ne kadar süreceğini bilmediğimiz; tecrit halinde olduğumuz bu süreç; ilişkide yaşadığınız sorunları; taşıdığınız tüm duygusal yükleri ortaya dökmenin; hesaplaşmanın zamanı değil. Varsa evlilikle ilgili sorunlarınızı kriz bittikten sonraki döneme erteleyin. Bu dönem ilişkinizin otopsisini yapacağınız bir dönem değil. Eğer iyi yönetebilirseniz; bu tür süreçler ilişkinizin olgunlaşmasını; derinleşmesini de sağlayabilir.
2. Özel bir dönemden geçiyoruz. Zaman zaman bu döneme özel ilişki sorunları yaşanabilir.Can sıkıntısı nedeniyle tartışmalar olabilir.Bu süreçte dinlememek; sesinizi yükseltmek; suçlamak; eleştirmek; şikayet etmek; tartışmaya sebep olacak hassas konuları konuşmak gibi yaygın iletişim tuzaklarından kaçınmak önemlidir. Bu olağanüstü süreçte birbirinize her zamankinden daha fazla destek; anlayış; ilgi; sevgi ve takdir göstermek için fırsatlar yaratın ve duygularınıza saygı gösterin.
3. Hem fiziksel hem sosyal ilişkiler bakımından kendinize ait bir alan yaratın. Genel olarak ilişkilerde gözlemlediğimiz en büyük çatışma kaynaklarından biridir bu. Çiftlerin sürekli evde olduğu bu süreçte; ilişkisel özerkliğini korumak zorlaştığı ölçüde olumsuza doğru giden bir tablo ortaya çıkabilir. Her gün yalnız kalacağınız bir süre belirleyin ve kendinizle baş başa kalın. Birbirinizin kişisel alanlarına anlayış ve saygı gösterin.
4. Yeni bir rutin oluşturun. Günlerinizi planlayarak yaşamdan nasıl zevk alabileceğinizi keşfedin.
5. Sağlıklı bir beslenme planı oluşturun. Spor ve egzersiz yaparak vücut gerginliğinizi azaltın.
6. Düzenli ve yeterli bir uyku düzeninizin olmasına dikkat edin. Nitelikli bir uyku; stresle mücadele etmede en önemli kaynaklardan birisidir.
7. Nefes egzersizleri; Yoga ve Meditasyon gibi stresi yönetme tekniklerini kullanın.
8. Ev işlerini iş bölümü yaparak paylaşın.
9. Kitap okuma saatleri belirleyin. Okumak düşüncelerinizi dağıtarak stresinizi azaltmaya yardımcı olacaktır.
10. Aileniz ve sevdiklerinizle kaliteli zaman geçirerek bu zamanı avantajınıza kullanın. Çift olarak birlikte bir şeyler yapabilirsiniz. Bu bir aktivite olabilir; film izlemek; yemek pişirmek; müzik dinlemek vb olabilir. Bütün bunlar ilişkinin denge mekanizmasını oluşturur.
11. Sosyal çevrenizle iletişimde kalın. Şu an her şeyi online ortama taşıdık. Arkadaşlarınızla kahve içmeye çıkamıyorsunuz ama online ortamda bir araya gelmeniz zor değil. Sosyal ilişkilerinizi; başka bir formda olsa da sürdürmeniz özerkliğinizi korumanıza katkı sağlayacaktır. Teknoloji sayesinde; fiziksel mesafeyi koruyarak akrabalarınız ve dostlarınızla iletişim halinde olmaya devam edin.
12. Ayrılmak; eski eş ya da sevgiliyle barışmak; boşanmak; yeni bir ilişkiye başlamak gibi kararları mutlaka bu dönemden sonraya bırakın. Çünkü insanlar en yanlış; hatalı kararları stres ve sıkıntı anlarında alırlar.
13.Çiftlerden biri bu hastalığa yakalanırsa diğeri gerekli tedbirleri mutlaka uygulamalı. Hemen her hastalıkta olduğu gibi eşin diğerinin yanında olduğunu; sonuna kadar mücadeleye yardım edeceğini söylemesi ve öyle davranması önemlidir. Tabii ki bulaşıcı bir hastalık için bu kolay değil fakat fiziksel ve psikolojik destek; hastalıkla mücadelede moral kazandırır.
Güzel günler göreceğiz umudunu hep yüreğinizde yaşatarak sevdiklerinizle barışık kalın…