Özet
Yapılan bu araştırmanın amacı; akademik erteleme eğilimi ile anne baba tutumu ve benlik saygısı arasında ki ilişkinin incelenmesi bunun yanında sosyo demografik bilgi formunda bulunan bağımlı ve bağımsız değişkenler ile arasında ki ilişkinin incelenmesidir. Bu araştırma KKTC’de bulunan Lefke Avrupa Üniversitesinde 190 kişi 1.sınıf öğrencilerden 162 kişi 4. sınıf öğrencilerden oluşmakta olan çalışmada 207 erkek katılımcı 145 kadın katılımcı toplam 352 katılımcıdan oluşmaktadır. Çalışma internet üzerinden katılımcılara gönüllülük esasına dayanan ve geçerliliği olan ölçekler aktarılmıştır. Etik kurallar dahilinde olan çalışmada bilgilendirilmiş onam bütün katılımcılara sunularak kimliklerini deşifre etmeyecek şekilde çalışma yürütülmüştür. Çalışmadaki değişkenlerde bulunan sorular dahilin de öğrencilerin başarı durumları 68 kişi düşük; 145 kişi orta; 139 kişi yüksek olarak işaretlemiştir. Anne babalarının birliktelik durumları sorulduğunda 71 katılımcının anne babasının ayrı yaşadığı; 281 katılımcının anne babalarının birlikte yaşadıkları tespit edilmiştir. Araştırmada katılan katılımcıların ilişki durumlarının 101 kişinin var olarak işaretlediği 251 kişinin ilişkisinin olmadığını işaretlemiştir. Yapılan bu çalışmada toplanan veriler ile SPSS Statistics 20 programına veriler yüklenerek veri analizleri yapılmıştır. Kullanılmış olan akademik erteleme ölçeği; anne baba tutum ölçeği ve benlik saygı ölçeği arasındaki ilişki belirlenmesi için korelasyon yapıldı. Üç değişkenli olanlarla tek yönlü varyans( Anova9 analizleri yapıldı. İki değişkenli olanlarla Anlamlı bir fark olup olmadı tespit edebilmek için t-testi analizi yapılmıştır.
Anahtar Kelimeler: Akademik erteleme eğilimi; anne-baba tutumu; benlik saygısı
Önsöz
Bir çoğumuz hayatımızın belirli zamanlarında erteleme davranışında bulunmuşuzdur. Özellikle üniversite öğrencilerinde üniversitede ki ilk yılları ile son yılları arasında bir değişim gözlemlendiği ve bu erteleme davranışının biyolojik; psikolojik ve sosyal acıdan incelendiğinde önemli bir sorun olduğu tespit edilmiştir. Erteleme eğilimini etkileyen nedenler arsında anne-baba tutumunun ve kişinin benliğine olan saygısının önemli yeri olduğunu araştırmalar dahilinde tespit edilmesi ile yola çıkarak bu çalışmada akademik erteleme eğilimi ile anne-baba tutumu ve benlik saygısı arasındaki ilişkiler üzerine durulmuştur.
Tez konumun belirlendiği zamandan bitimine kadar; her türlü desteği; akademik olarak katkısını ve akademik olarak gelişmemde emeği gecen değerli tez danışmanım Yrd. Doç. Dr. Cemaliye DİREKTÖR hocama sonsuz saygılarımla teşekkür ederim.
Yaşadığım tüm sıkıntılarda yanımda olan ve bugüne kadar her başarımın sırrı olan hem akademik hem de gerçek hayata ki destekçim olan canım annem olan Gülay KONDAKÇI’ ya sonsuz saygılarımla teşekkür ediyorum.
BÖLÜM I
GİRİŞ
Birçok kez rastladığımız yada kendimizin yapmış olduğu davranışlardan biri olan erteleme davranışı öğrencilerin ödevlerini; ev hanımlarının ev işlerini; bireylerin kredi kartı ödemeleri gibi daha birçok örnek vereceğimiz bu davranışlar erteleme dediğimiz bir davranış türüdür(Balkıs; 2006). Erteleme davranışı yapılması gereken görevin veya işin gerçekçi olmayan bahane diyeceğimiz bir şekilde ileriye atılmasıdır(Kağan; 2009). Bu davranış türünün biyolojik; psikolojik ve sosyoloji acısından incelediğimizde kişinin içsel etkenler ve dış etkenlerden kaynaklı böyle bir davranış sergilediği daha sonra bundan dolayı belirli çapta sorunlar yaşadığı gözlemlenmiştir(Ekşi ve ark.; 2010).
Bireyin kişiliğini ve mizacını etkileyen faktörler arasında çocukluk döneminde model olarak alınan anne-babadır(Alpoğuz ve şahin; 2014). Bundan yola çıkarak kişiliği etkilediğinden bu durumda akademik erteleme davranışı ile doğru orantılıdır(Erdoğdu; 2007). Cüceloğlu(1998) yaptığı çalışma sonuçlarına göre kişinin sergilediği davranışların anlaşılması için yetiştiği aile ortamının çok önemli olduğunu belirtmiştir( Dokuyan; 2016). Kişinin benliğine olan saygısı ise Rosenberg 1965 yılından yaptığı çalışmalar sonucunda kişinin kendisine olan olumlu veya olumsuz takındığı tutumlar şeklinde tanımlamıştır. Arıcak 1999 yılında bize aktardığı çalışmada kişinin benliğine olan saygısı çocukluğundan itibaren şekillendiğini iddia etmiştir(Doğan ve ark.; 2009). anne-baba tutumu ve benlik saygısı arasında ki ilişki incelendiği zaman doğrusal yönde bir ilişki olduğu saptanmıştır(Dokunay; 2016). Akademik erteleme davranışı ile benlik saygısı ve anne-baba tutumu birbiri ile ilişkili olan kavramlar olup birbirini olumlu veya olumsuz yönde etkilemektedir(Aydoğan ve Özbay; 2012).
1.1. Erteleme Eğilimi
Erteleme eğilimi kararlar almayı; bir işi yapmayı geciktirme ya da ertelemeye yönelik davranışsal bir eğilim ya da bir kişilik özelliği olarak tanımlanmaktadır(Ekşi ve ark.; 2010). Bu kavram Latince; yarına kadar ertelemek anlamına gelmektedir. Bir bütün olarak bu özellik istenmeyen sonuçları içinde barındırır. Bireylerin kişisel ve akademik başarılarını sekteye uğratır. Daha spesifik olarak erteleme eğilimi; bir bireyin yapma kapasitesine sahip olduğu ve yapmaya daha önceden karar verdiği önemli bir isi gereksizce erteleme davranışı olarak tanımlanmaktadır (Kağan; 2009). erteleme eğilimini görevi ertelemede; her zaman her şeyin en iyisini yapmaya ya da kaçınılmaz olan gelecekteki kazançlar için halihazırdaki acılara katlanmaya yönelik mutlak bir talep gibi kendi kendini engelleme düşüncesine ileri gelen; bireylerin alışkanlığı ya da kişilik özelliği olarak tanımlamaktadırlar. Benzer olarak; (Dokuyan; 2016); erteleme eğiliminin kendi kendini aldatma ya da kendi kendini engelleme şeklinde akılcı olmayan bileşenleri içerdiğini savunmuşlardır.
1.1.2. Akademik Erteleme Eğilimi tarihçesi
Akademik ertelemedavranışı araştırmalara göre erteleme eğiliminin fazla olduğu bir alan arasında olduğunu ve Balkıs ve Duru’nun yaptığı araştırma verilerinde üniversite öğrencilerinin %23 oranında çeşitli akademik erteleme davranışı sergilediklerini araştırma sonuçlarına varılmıştır(Kandemir ve ark.; 2017). Senecal; Koestner ve Vallerand (1995) akademik erteleme davranışı sergileyen bireylerde stres; kaygı gibi sorunlar yaşadıklarını ama bunları yaşamadan da erteledikleri akademik sorumluluğu yerine getirmediklerini bunların ödev; ders çalışmak; sınava hazırlanmak gibi sorumluluklar örnek verilmektedir(Akbay ve Gizil; 2010). akademik yönden erteleme yapan öğrencilerde ertelemeden doğan olumsuz sonuçlardan dolayı yaşadıkları sorunlar eğitim yaşantılarını; kişisel başarılarını ve eğitime olan bakış acılarını olumsuz yönde etkilemektedir(Çelikkaleli ve Akbay; 2013). Erteleme davranışı davranış ve duygusal acıdan incelenebilir. Erteleme davranışının davranış ve duygusal boyutu kişide yaptığı erteleme davranışı sergilediğinde oluşan yetersizlik duygusu; çaresizlik; depresyon; hayal kırıklığı ve öfke gibi duyguları gözlemlenmiştir(Aydoğan ve Özbay; 2012).
1.1.3. Erteleme Davranışının Psikolojik Tarihçesi
Erteleme davranışının psikolojik tarihçesiniincelediğimizde zaman psikoanalitik kuram incelemiştir. Psikoanalitik kuramın vardığı sonuca göre egonun kendini tehlikede ve tehdit edici durumlarda korunmak niyetiyle kişini sergilediği kaçınma davranışıdır sergilemesidir. Bu kaçınma davranışının kişide oluşan kaygı düzeyi ile doğru orantılı olup kişinin kaygısının artma seviyesine bağlı olarak kaygını artması ile kaçınma davranışında bulunma oranı artacak ve buna bağlı olarak erteleme davranışı sergileme oranı daha yüksektir(Akbay ve Gizil; 2010). kişinin yaptığı eylemde aldığı verim oranının düşük olduğunu düşündüğü durumlarda bu durum kişinin kaygı oranının geliştirmesine neden olacaktır. Yaşanan akademik erteleme davranışı bazı kişilerin benimsediği bir stratejide olabilir. Çünkü bunu benimseyen kişilerin kaygı düzeylerinin düşün olduğunu örneğin ödev teslim tarihinin son günü düşünürsek dönem içinde bu tarihi düşünmeden hareket ederek akademik olarak daha az strese girerek başarı elde etme oranları yüksek olduğu saptanmıştır(Aydoğan ve Özbay; 2012).
1.1.4. Akademik Erteleme Eğilimi
Akademik görevleri erteleme eğilimi; belirli bir görev ile bağlantılı davranış
olarak tanımlanan durumsal erteleme eğiliminin bir biçimi olarak düşünülmektedir(Aydoğan ve Özbay; 2012). Fazla kaygı yaşayacak seviyede yaşatacak düzeye ulaşırcasına akademik görevleri erteleme davranışının üniversite öğrencileri arasında yaygın olduğunu belirtmektedirler. Diğer bir çalışmada; Solomon ve Rothblum 1984 yılında yaptığı akademik erteleme eğilimini; ev ödevlerinin; sınavlara hazırlanmanın ya da dönem sonunda teslim edilecek ödevlerin son dakikada yapılması olarak tanımlamaktadırlar(Akbay ve Gizil; 2010). öğrencilerin erteleme eğilimine katkıda bulunan belirli davranışlar katarak bu tanımın kapsamını genişletirler. Bu yazarlar; akademik erteleme eğiliminin; hazırlık ya da uygulama yoksunluğundan; düşük çabadan; zayıf performans durumlarından ileri geldiğini belirtmişlerdir. Örneğin; öğrenci çalışmak için erteleme eğilimini ve oyalanmayı teşvik edici ortamı seçebilir. Bu son durumu seçme kendine zarar verici davranış olarak düşünülmektedir(Çelikkaleli ve Akbay; 2013).
1.1.5. Akademik Erteleme Eğiliminin Nedenleri
Akademik erteleme eğiliminin nedenleri incelendiğinde Ferrari ve ark. 1992 yılında yaptıkları çalışmada en temel nedenlerden birinin kişinin zamanını yönetmede yaşadığı yetersiz olarak algıladığından dolayı olduğunu tespit etmişlerdir. Yani kişinin zamanı iyi değerlendirememesi; hayatını planlı bir şekilde kullanamamasından kaynaklanmaktadır. Yapılması gereken herhangi bir görev veya konunun nasıl; ne zaman; ne içerdiğini tespit edememeden kaynaklanmaktadır(Balkıs; 2006). Diğer nedenler incelendiği zaman kişinin geleceğe dair kurguladığı gerçekçi olmayan hayaller ya da hedeflerdir. Buda kişinin bilişsel yüklemesini ve kendisine olan mükemmeliyetçilik duygularının var olmasındandır.(Yakkub; 2000) Ellis ve Knaus 1977 yılında yaptıkları çalışma sonuçlarına göre kişinin algılama problemi ve zamanı değerlendirme ile ilgili şeyler olduğu bulmuşlardır(Kandemir ve ark. 2017).
1.1.6. Cinsiyete Göre Akademik Erteleme Eğilimi
Yapılan bazı çalışmalarda kızların erkeklere oranlar daha fazla akademik erteleme eğiliminde oldukları verilere sunarken; diğer taraftan bazı çalışmalarda da çıkan verilere göre erkelerde akademik erteleme eğiliminin daha fazla olduğu bulunmuştur. Bunlardan yola çıkarak akademik erteleme eğiliminin cinsiyete bağlı olmadığını ve böyle bir genellemenin doğru olmadığı tespit edilmiştir(Akbay ve Gizil; 2010).
1.1.7. Üniversite Öğrencilerinin Akademik Erteleme Eğilimi
Üniversite öğrencilerinin akademik olarak birçok alandan daha fazla akademik sorumlulukları olduğu bilinmektedir. Üniversitelerin bilimin ana merkezi ve akademik olarak sorumlulukların çok olduğundan ve üniversite dönemlerindeki bireyin yaşı gereği hayata olan bakış acısı ile bu dönem aralığında Senecalve ark. 1995 yılında yaptığı çalışmaya göre akademik erteleme eğiliminin kişinin ileri düzeyde kaygı yaşamadan görevini yerine getirmediğini ifade etmişlerdir(Çelikkaleli ve Akbay; 2013). üniversite öğrencilerinde görülen en fazla erteleme eğilimi ödevlerini son zamana bırakmaları; sınavlara zamanında çalışmamaları akademik seviyelerini son zamanlara bırakmaları gibi erteleme eğiliminde bulunmaktadırlar(Çelik ve Odacı; 2015).
1.1.8.Erteleme Eğilimine Kuramsal Yaklaşımlar
Gerek akademik gerekse normal yaşam süreçlerinde oldukça yaygın bir olgu olan erteleme eğiliminin nedenleri; sonuçları ve bireyin uyum süreçlerine etkileri konusunda yurt dışında oldukça geniş bir alan yazın oluşmuş olmasına rağmen; ülkemizde erteleme eğilimi kavramına yeterince önem verilmediği gözlenmektedir.Bu nedenle çalışmanın bu bölümünde; erteleme eğilimi konusunda daha açık seçik bir kavramsal saydamlığa ulaşabilmek amacıyla; erteleme eğilimi kavramı ile ilgili kuramsal yaklaşımlar ve erteleme eğilimiyle ilişkili olabileceği düşünülen kavramların ele alınması konunun anlaşılmasında daha da yardımcı olacaktır(Balkıs;2006).
1.2.Akılcı Duygusal Davranışçı Kuram
Erteleme eğilimini açıklamaya çalışan Akılcı Duygusal Davranışçı kuram hayatımızda erteleme eğiliminin önemli sorunlarımız arasında olduğunu ve bunun olmasının nedenleri arasında akılcı olmayan inançların önemli bir faktör olduğuna inanmaktadırlar. Bu kuramın savunduğu düşünceye göre kişinin sergilediği davranışların nedenleri akılcı ve akılcı olmayan inançlar olduğunu tespit etmiş genel bir bakış acısının akılcı olan inançlar bireyin bu inançlar için mantıklı; sağlıklı; pozitif yönde olduğunu bundan yola çıkarak akılcı olmayan inançların ise bireyin bu inançlara mantıksız; sağlıksız; doğru olmadıkları ekseninde düşündüğünü iddia etmişlerdir(Balkıs; 2015.)
1.2.1.Davranışçı Yaklaşıma Göre Erteleme Eğilimi
Davranışçı kuramlar aynı zamanda öğrenme kuramları olarak da bilinmektedir. Davranışı; gözlemlenebilir ve ölçülebilir tepkiler olarak tanımlamaktadırlar. Genel olarak davranışçı kuramları klasik koşullanma ve edimsel koşullanma olarak iki grup altında toplanabilir(Dokuyan; 2016). Edimsel koşullanma kuramı davranış örneklemeleriyle erteleme eğiliminin anlaşılmasını sağlamıştır. Davranışçı kurama göre erteleme eğilimi; güdü kavramı içinde açıklanabilmektedir. Davranışçı kurama göre; erteleme eğilimi güdü kavramı içinde açıklanabilir. Motivasyon yoksunluğu öğrenciyi yapacağı ödevi ertelemeye sevk eder (Çelikkaleli ve Akbay; 2013). Bu kurama göre; öğrencilerin erteleme eğilimi nedenleri arasında; öğrencilerin bu eğilimlerinden dolayı başarılı oldukları bir yaşantılarının olma olasılığı ya da çalışmaktan ziyade onları motive eden başka aktiviteler bulma olasılıkları yer alır.Davranışçı bakış açısına göre erteleme eğilimi; ödül-ceza ve pekiştirme süreçleriyle de ilişkilidir. Bu kurama göre erteleme eğilimiyle ilişkili davranışlar bir tepki olarak değerlendirilmektedir. Hatalı pekiştirme sonucu erteleme eğilimi ile ilişkili davranışların görülme sıklığı artmaktadır(Çelik ve Odacı; 2015).
1.3.Sosyal Öğrenme Kuramı
Bandura’nın 1977 yılında yaptığı çalışma sonuçlarına göre kişinin ‘yetkinlik inancı’ demektedir. Yetkinlik inancı “bireylerin sahip olduğu becerilerin miktarı değil; bireyin sahip olduğu herhangi bir beceriyi farklı şartlar altında ve farklı amaçlar doğrultusunda ne kadar yerine getirebileceğine ilişkin inanç” olarak tanımlamıştır. Bunlardan yola çıkarak akademik erteleme eğiliminin kişinin amaçları doğrultusunda ki sorumluluğunu ne kadar yerine getirebileceğine dair olan inancı ile doğru orantılıdır(Çelikkaleli ve Akbay; 2013).
1.4. Anne-Baba Tutumu
Kişiliğin oluşumunda anne-baba tutumu önemli bir yere sahiptir. Çocuk anne babayı model olarak gördüğünden anne babanın tutumları ile özdeşim kurup daha sonra kendisi kullanacaktır. Böylelikle anne babanın çocuğa yönelttiği tutumlar çocuğun mutlu; bağımsız kendine güvenen bir kişilik oluşumuna katkıda bulunacaktır(Alpoğuz ve Şahin; 2014). Cüceloğlu 1998 yılında yaptığı çalışmada kişinin davranış özellikleri incelediğimiz zaman yetiştiği aile ortamı ve çevre incelendiği zaman anlaşılabileceğini ve bugünkü hal ve hareketleri doğru yorumlamamızı sağlar(Dokuyan; 2016). Kişinin sergilediği tutumlar çevresine olan uyumu hakkında bize bilgi verebilir. Sosyal uyumlarını önemli derecede etkilemektedir(Tufan ve Güdek; 2008). insanların çevrelerine olan olumlu veya olumsuz davranışlar sergilemesini sürekli olarak bu tür eğilimler göstermesine tutum denilmektedir. Kişide bulunan duyguları ve davranışları eğilimlerimizin önemli bir katkısı vardır. Bireye ait olan eğilimlerde tutumlardır(Kağıtçıbaşı;1999). anne baba tutumları otoriter ve demokratik olmak üzere iki alt kategoride incelenmektedir.
1.4.1. Otoriter Anne Baba Tutumu
Anne babanın çocuğuna yönelik davranışlarında bir koşul karşılığı çocuğa gösterdikleri sevgiyi ise bir pekiştirme olarak kullanırlar; disiplin önemli bir kavram olup çocuğa sert bir şekilde uygulanmaya çalışılıp bunun uygun olduğu düşünülür. Çocuğun böyle bir tutum karşısında kendini ifade etmesine pek yer verilmez. . Yavuzer 1994 yılında yaptığı çalışma sonuçlarına göre bu tür anne babanın daha çok çocuğu koruma amacı ile böyle davrandıklarının ve kullandıkları ifadelerden de anlaşılacağı üzere çocuklarına çok bağlı olan anne baba olabiliyorlar (Erdoğdu; 2007). böyle bir tutum ile karşılaşan çocuk daha sonraları kişiye bağlı bir hayat yada özgüveni olmayan bir kişilik geliştirmektedir(Alpoğuz ve Şahin; 2014).
1.4.2.Demokratik Anne Baba Tutumu
Anne babanın çocuklarına yönelik yetiştirme tarzında eğer çocuğun düşünceleri önemseniyorsa çocuğun istek ve arzuları ilgi ile karşılanmaya çalışılıyorsa; bu davranışları anlayış ile yapılıyorsa sağlıklı bir uyum ise demokratik anne tutumudur(Erdoğdu; 2007). Böyle bir tutum sergileyen anne babalar alacakları kararlarda çocukları ile tartışabilir; fikir alışverişinde bulunabilirler ve çocuklarına böylelikle bakım verdikleri çocuk için iyi bir rehber olabilirler. Böyle bir ortamda yetişen çocuklar birey olduklarında kendilerini ifade edebilen sevgi ihtiyacını karşılamış ve hayat şartlarına daha farklı acılardan bakan bir birey olmaktadır(Dokuyan;2016).
1.5. Benlik Saygısı
Kendimizle ilgili bakış açımız ve hissettiğimiz tarz hayatımızı nasıl yaşayacağımız üzerinde derin bir etkiye sahiptir. Bu fikirler/düşünceler ailede; okulda; arkadaşlarla olan ve geniş bir alanı kapsayan toplumdaki yaşantılarla şekillenir. Büyük ölçüde kişilerarası bağlamla ilişkili olan benlik saygısı mutlu olmak ve hayatla başa çıkmak için düşünme becerimizi içerir(Erözkan; 2005).
Benlik saygısı; bireyin kendi kişiliğine karşı geliştirdiği pozitif tutumu anlatan bir kavramdır. Benlik saygısı; kişinin kendisini beğenmesi ve takdir etmesi anlamında kullanılmaktadır. Araştırmalar; benlik saygısı düzeyi yüksek olan bireylerde kendine güven; iyimserlik ve başarma isteği gibi olumlu ruhsal niteliklerin bulunduğunu; düşük düzeyde benlik saygısı ise; bireyin mutluluğunu ve başarısını engellediği gibi; topluma yararlı olmasını da kısıtlayıcı nitelikleri bulunduğunu ortaya koymaktadır. Bu noktada kişilerarası ilişkilerin de benlik saygısını etkilendiği görülmektedir(Güngör; 1989).
Benlik saygısı; kişinin kendini değerlendirmesi sonucunda ulaştığı; kendilik kavramını onaylamasından doğan beğeni durumudur. Kişi kendinde yetersizlikler bulabildiği gibi; kendini bütün olarak olumlu özellikleri ile de değerlendirebilir. Ben saygısı; kendini -diğerleri ile ilişkiler bağlamında- olduğundan aşağı ya da üstün görmeden; olduğu gibi kabul etmeyi ve potansiyellerine güvenmeyi sağlayan olumlu bir ruh durumudur. Bu bağlamda ben ve başkaları diyaloğunun başlatılması ve kişilerarası ilişkilerin şekillenmesinin benlik saygı ile doğrudan ilişkili olduğu görülebilir(Filiz; 2011). Rosenberg’e 1965 yılında yaptığı çalışma sonuçlarına göre benlik saygısı; bireyin genel olarak kendisine yönelik olumlu ya olumsuz tutumlarıdır. Bireyin kendisiyle ilgili duyduğu hoşnutluk; onur; kendisine tutum ve saygı; kişinin kendisini değerlendirmesi sonucu kendisine ilişkin oluşturduğu değerlilik; önemlilik ve saygı değerlilik tutumu benlik saygısı olarak tanımlanabilir(Arıcak; 1999).
1.5.1.Üniversite Öğrencilerinde Benlik Saygısı
Üniversite; gençlerin yetişkinlik yaşama ve beraberinde mesleki yaşama hazırlanmasında son derece önemli bir yere sahip olan bir ortamdır. Üniversite eğitimi süreci; öğrencilerin gerek akademik başarı gerekse kimlik gelişimlerinde yaşamsal öneme sahiptir(Karagözoğlu; ve Adamişoğlu; 2008).Gençlik dönemi teorikte kavram olarak bir bütün olmasına rağmen; pratik acıdan çalışan gençler; özürlü gençler; genç ebeveynler ve üniversite gençleri gibi farklılıklar gösterirler(Poyraz; 2000). Birçok üniversite öğrencisi ilk kez ailesinden ayrılarak kendi başına kalmıştır. Yetiştiği aile ortamı; ev ve çevre şartları özelliği ve bu yaşadığı çevreden; ev ve aileden ayrılma; onlar için önemli bir uyum sorunu yaratır. Genç artık kendi başınadır ve sorunlarını kendi çözmek zorundadır. Bu gibi durumlar üniversite öğrencisini zorlayan ve ruhsal sorunlara yol açan faktörlerdir(Ziyalar;1998). üniversite öğrencilerinin karşılaşabilecekleri sorunların çözümünde aileden ve özellikle üniversite ortamında birlikte oldukları arkadaşlarından aldıkları sosyal destek önemlidir(Kaşıkçı; ve ark.;2009).
1.6. Araştırmanın amacı
Akademik erteleme eğiliminin bilindiği üzere anne baba tutumu ve benliğe olan saygının etkilediğinden bunlar arasındaki ilişkinin incelenmesi ile üniversite öğrencilerinde yaşanan akademik erteleme eğiliminin nedenlerinin tespit edilmek hedeflenmiştir.
1.7. Problem cümlesi
Akademik erteleme eğilimi ile anne-baba tutumu ve benlik saygısı arasında ki ilişki var mıdır? akademik erteleme eğilimi psikolojik kuramlar çerçevesinde nasıl açıklanabilir?
1.8.Alt Problemler
Yapılan bu araştırmada aşağıdaki sorulara cevap aranmaya çalışılmıştır:
1) Erteleme eğilimi nedir?
2) Akademik erteleme eğilimi tarihçesi nedir?
3) Erteleme davranışının psikolojik tarihçesi nedir?
4) Akademik erteleme eğilimi nedir?
5) Akademik erteleme eğiliminin nedenlerdir?
6) Cinsiyete göre akademik erteleme eğilimi nasıl açılanabilir?
7) Üniversite öğrencilerinin akademik erteleme eğilimi nedir?
8) Erteleme eğilimine kuramsal yaklaşımlar nelerdir?
A) Akılcı duygusal davranışçı kuram nedir?
B) Davranışçı yaklaşıma göre erteleme eğilimi nedir?
C) Sosyal öğrenme kuramı nedir?
9) Anne-baba tutumu ile akademik erteleme eğilimi ile arasındaki ilişki nedir?
10) Benlik saygısı ile akademik erteleme eğilimi ile arasındaki ilişki nedir?
A)Üniversite öğrencilerinde benlik saygısı nedir?
1.9. Sınırlılıklar
Araştırmanın bağımlı değişkenlerinden “akademik erteleme eğilimi” Aitken Akademik Erteleme Ölçeği(Aitken; 1982) “benlik saygısı” Rosenberg Benlik Saygı Ölçeği (Rosenberg;1968) “anne baba tutumu” Anne- Baba Tutum Ölçeği(Boumrind ve ark.; 1971) ‘nin nitelikleri kapsamında sınırlıdır.