Destek Sitesi platformunda Uzman olmak ister misiniz?

Uzman olmak için Şimdi başvurun.

Psikoterapi ‘iyi Hissettirmek’ İçin Değil; İyileştirmek İçin Yapılan Bir Müdahaledir…

Oluşturulma tarihi: 18.02.2025 22:13    Güncellendi: 18.02.2025 22:13
Sözlerime; okuduğum ve okurken çok hoşuma giden şu hikayeyle başlamak istiyorum:
Zamanın birinde Anadolu’da geçmişini faytonculuk yaparak sağlayan bir adam varmış. Bir gün faytonun yanında müşteri beklerken 200 kiloluk birisi yanına gelir ve uzak bir kasabaya gitmesi gerektiğini; kendisini götürüp götüremeyeceğini sorar. Faytoncu: Seni götürürüm ama faytona binerken atın önünden geçme. Çünkü at taşıdığı ağırlığı görürse faytonu çekmez”

Pek çok insan yaşadıkları hayat boyunca ruhlarında ne kadar yük taşıdıklarının farkında olmaz. Bu yükleri öyle kabullenmişlerdir ki hiçbir şekilde fazlalık ve hayatlarını sınırlandıran yükler olarak görmez. Ta ki terapiye başlayana kadar. Terapiye başlayıp bir ömür taşımak zorunda kaldıkları bu yükleri fark edip; ağırlığını hissetmeye başlayınca kendilerini çok kötü hissetmeye başlarlar. Çünkü şimdiye kadar sırtlarında bir kambur olan; sürekli olarak olumsuz duygu ve inançlar geliştirmesine sebebiyet veren bu yükler onun doğru kabul ettiği; yaşamının bir parçası haline getirdiği yüklerdir. Terapi ile bu yükleri taşımak zorunda olmadığı; bunları attığında asıl benliğine kavuşacağını öğrendiğinde danışan; yıllarca hayatının bir parçası olan bu durumlarla yüzleşmek zorunda kalır. Bu durum tabi ki kişinin hoşuna gitmeyebilir. İnsanın kendisiyle; yaşadıklarıyla; acılarıyla yüzleşmesi ve bunlardan bir anda kurtulması kolay değil elbette. İşte bu yüzden terapi; dikenli gül gibidir. Gül’ün o saf güzelliğine; kokusuna kavuşmak için dikenleri temizlemek gerekir. Dikenleri temizlerken de kanarız; acı çekeriz; ama sonunda o güle ulaşacağımızı biliriz.

Çoğu zaman danışanlar terapötik süreç içerisinde regresyon (gerileme) yaşayabilirler. Yani terapi süreci içerisinde deneyimledikleriyle kendi ilk çocukluk dönemlerine dönebilirler. O döneme ait davranış ve tepkilerde bulunabilirler. Danışanın regrese olması onun hoşuna gitmeyebilir. Terapiste öfkelenerek terapinin işe yaramadığını; terapistin bir şey bilmediğini söyleyerek terapiyi bırakabilir. Danışan: “Ben kendimi iyi hissetmek için terapiye geldim. Ama daha kötü oldum” diyebilir. Çünkü insan doğası gereği kendisine acı veren; kendisini derinden etkileyen yaşantılarıyla bir daha yüzleşmek istemezler. Savunma mekanizmalarımız da bu yüzden vardır ya. İstemediğimiz bir durumla yüzleşmek istemediğimiz için ‘Bastırma’ mekanizmamız devreye girer veya kendimize yakıştırmadığımız bir şeyi savuşturmak için ‘Yadsımak’ mekanizmamızı kullanırız.
Psikoterapi; iyi hissettirmek için değil; iyileştirmek için yapılır. İyileşebilmek için de acılara katlanmak lazım. Psikoterapi ‘Narkozsuz’ yapılan cerrahi müdahalelere benzer. Bir ameliyata alındığınızda; fiziksel bir acı çekmemeniz için narkoz verilir. Verilen narkoz ameliyat bitene kadar acınızı dindirir. Fakat psikoterapide ameliyatı kabullenirsiniz; ama süreç içerisinde ameliyatın narkoz kullanılmadan; acınıza (duygusal/ ruhsal acı) katlanarak yapılacağını öğrenirsiniz. Çünkü süreç içerisinde yaşanan olumsuz durumlar çok yoğundur ve bu acı verir. Bu sebeple danışan terapiye geldiğinde; bunun kolay bir yol olmayacağı; yeri geldiğinde kendisini çok kötü hissedeceği; iyileşmenin bu yolla sağlıklı bir şekilde gerçekleşeceği bilgisi verilir.

Peki; psikoterapi nedir?

Psikoterapi; bireyin kendisi ve ötekilerle ilgili duygu; düşünce ve davranışlarını; inançlarını ve kişisel yaşantılarını ruh sağlığı alanından bir uzman eşliğinde güvenli bir şekilde keşfetme sürecidir. Bireyin acı ve rahatsızlık veren bir durum/olay karşısında iç görü kazanması; düşünce ve davranış değişiklikleri ile ilgili motivasyonunu sağlaması; kendisini tanıması; duygusal ve davranışsal sorunların çözümünde uygun müdahale yeterliliği kazanması için uygun yollar bulmasını amaçlar. Psikoterapi; bireye hayatının kontrolünü eline almasını ve karşısına çıkabilecek zorluklarla gerektiği gibi mücadele etmesini öğrenmesinde yardımcı olur.

Psikoterapi hangi alanlarda çalışır?

Psikoterapi hizmeti; sadece ruhsal sorunlarla değil; aynı zamanda yaşama ait bir kısım zorluk ve başarısızlıkların tedavisinde de faydalı olmaktadır. Psikoterapide çalışma alanları aşağıdaki gibidir:

- Depresyon ve Bipolar bozukluk gibi Duygu durum bozuklukları;
- Panik atak; Fobiler; Travma Sonrası Stres Bozuklukları (TSSB) ve Obsesif-kompulsif bozukluk (OKB) gibi Anksiyete bozuklukları;
- Sınır (borderline) kişilik bozukluğu; narsistik kişilik bozukluğu ve antisosyal kişilik bozukluğu gibi kişilik bozuklukları;
- Şizofreni ve gerçeklikten kopmaya neden olan diğer hastalıklar (psikotik bozukluklar);
- Yeme bozuklukları ve uyku bozukları;
- Fiziksel veya psikolojik sebepli cinsel sorunlarınlar ve cinsel işlev bozuklukları;
- Evlilik; boşanma veya ikili ilişkilerde yaşanan sorunlar;
- Fiziksel; psikolojik veya cinsel istismara veya şiddete maruz kalmış bireylerin kendisini toparlaması;
- Diyabet; kanser veya kronik ağrı gibi kronik veya ciddi fiziksel sağlık sorunlarının yarattığı olumsuzluklarla baş etme;
- Madde bağımlılıkları;
- Ölüm ve yas gibi hayata dair önemli değişikliklerle baş etme; vs…

En Sık Kullanılan Psikoterapi Yöntemleri Hangileri?

- Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT)
- Dinamik Psikoterapi
- Bütüncül Psikoterapi
- Çift ve Aile Terapisi
- Cinsel Terapi
- Evlilik Terapisi
- Çocuk Terapisi (Oyun Terapisi)
- Bireysel Terapi
- Grup Psikoterapisi
- Varoluşçu Psikoterapi
- EMDR Terapisi
- Hipnoterapi
- Sanat Terapi