Halk dilinde ‘cahil cesareti ‘ olarak da bilinen Dunning Kruger Sendromu ismini araştırma yapan kişilerden almıştır. Bu sendrom üzerine araştırma yapan Dunning ve Kruger adlı araştırmacılar; elde ettikleri bulgular ve teoriler neticesinde 2000 yılında Nobel Ödülü kazanarak tarihe geçmişlerdir. Takdire şayan bir çalışma.. Teorileri özetle; “cehalet; gerçek bilginin aksine; bireyin kendine olan güvenini artırır” diyor.
Atalarımızdan gelen tespitlerin bilimsel çalışmayla açıklık getirilmesi sevindirici. Gündelik hayatta sıklıkla karşılaştığımız ve bir türlü anlam veremediğimiz kişileri anlatıyor bu sendrom. Çoğu zaman hiçbir şey bilmediğini düşündüğünüz ama çok yüksek mevkilere gelen kişilerle tanışmışsınızdır. Ya da “bilmiyorum” sözcüğü lugatında yer almayan arkadaşlarınız olmuştur. Hatta bu tip kişiler bilgi ve yeteneği üstün olan kişileri işe alacak konuma gelmişlerdir. Dunning Kruger Sendromu tam olarak bu tip insanların yükselişini açıklar.
Bilgili kişilerin kendini belli edememesi; bu durumu daha belirgin hale getiriyor aslında. Çünkü çok bilgiye sahip olsalar da bunu dile getiremeyen ve alçak gönüllük yapan birçok insan var. Bu bireyler kendini değerlendirme becerisinden yoksun olabiliyorlar. Kişinin kendi bilgisini değerlendirememesi; daha geri planda kalmasına ve hak ettikleri yerde olmamasına sebep oluyor. Bu nedenle de bilgisi olmadığı halde kendini öven; her işte kendini ön plana atan; mesleki açıdan yeterli olduğunu düşünen kişiler eksikliklerini; bu metotlar ile artıya dönüştürüyor ve başarılı pozisyonlara gelebiliyorlar.
Bu nedenle Dunning Kruger Sendromu sadece etrafımızdaki kişilerde görüp rahatsız olmamız dışında bizlere farklı şeyler de anlatıyor. Yeteneklerimizi ve bilgimizi doğru keşfetme konusunda bizleri teşvik ediyor. Çünkü bazı bireyler kendilerindeki donanımı küçümser veya belli etmeme yoluna giderler. Bu tip bireyler çok bilgisine rağmen cesaretsizken; az donanıma sahip bireyler daha büyük cesaretle hareket edebiliyorlar.
Her ne kadar yüksek mevkilerde gördüğümüz Dunning Kruger Sendromuna sahip bireyler bizleri özendirse de; sağlıklı değildir. Çünkü bireyler bilgi ve yetenekleri ölçüsünde cesur olabilmelidirler. Ne daha az ne daha fazla..
Neden?
Çünkü ‘cahil cesareti sendromu’na sahip bireyler yetkin olmadıkları halde becerilerine aşırı değer biçme eğilimindedirler. Bu nedenle potansiyellerinin üzerinde girişimlerde bulunurlar. Bu da diğer insanlara zarar verebilir. Örneğin; sağlık alanında bu sendroma sahip olan bir birey bilgisinin yetmediği bir uygulamayı gerçekleştirdiğinde kişilerin sağlıklarıyla oynuyor demektir.
Unutmamak gerekir ki bizi başarılı yapan şey sadece cesaret değil gerçekçi bir cesarettir. Gerçek kimliğimiz ve donanımımız çerçevesinde cesur olmak bizleri hem başarılı hem de verimli yapar.
Ergenlik evresinde kimlik tanımı çok fazla olmadığı için bu sendromun özellikleri görülebilir. Ergen neyi bilmediğini bilmez. Farkında değildir. Bu sebeple de fazla cesurdur. Dönemsel olarak bakınca kendini tanıma evresi tamamlanmamış bir bireyin bu durumu normaldir. Fakat yetişkin bireylerde bu sendroma sahip olmak sağlıklı bir durum görünmüyor.
Peki bu tip bireyleri nasıl tanırız?
-Her şeyi en iyi kendilerinin bildiklerini iddia ederler.
-Hakkında hiçbir fikri olmayan; öngöremediği olaylar karşısında bile sanki bu olayı yıllar öncesinden görmüş gibi davranmayı severler.
-Başarısız olması halinde; başarısızlığını hiç yaşanmamış hale getirmeye çalışır.
-Kendi doğrularının; düşünce ve eylemlerinin doğruluğuna kati olarak inanırlar.
-Herkesin gördüğü; şahit olduğu bir şeyi inkar edebilir; mesele sizi buna inandırabilmektir.
Dunning Kruger Sendromu çözümsüz değildir. Eğer bu yetkin olmayan insanlar becerilerini geliştirmek üzere eğitilirlerse; geçmişteki eksikliklerini fark edip kabul edebilmektedirler. Bu nedenle kendini keşfetme ve gerçekçi bir cesaret için de gerekli olduğunda uzman desteği alınması önemli ve gereklidir