Bel çevresi; yetişkinlerde kronik hastalık riskini değerlendirmek amacıyla kullanılan oldukça pratik bir yöntemdir. Bir mezura yardımı ile en alt kaburga kemiğiniz ile leğen kemiğiniz arasındaki orta noktayı bulup oradan geçen çevre ölçümünü alabilirsiniz.
İnsülin direnci ise; herkesin bildiği üzere kan şekerimizi kontrol etmek için salgılanan insülin hormonuna karşı vücudun gösterdiği zorluk olarak ifade edilebilir. İnsülin hormonu insülin reseptörlerine bağlanarak kan şekerini düzenleme görevini yerine getirir. Ancak herhangi bir sebeple bu reseptörlere bağlanamaması durumunda; insülin kanda yeterli miktarda olmasına rağmen işlev gösteremez. Bu durumda reseptör sayısı daha da artar; ancak insüline bağlanamadığı için hücre içine alınarak kullanılamaz ve kan şekeri yükselmeye devam eder. Vücut da kan şekerini düşürmek için insülin salgılanmasını daha da arttırarak bu duruma cevap verir. Görülen bu tablo insülin direnci olarak adlandırılır. Bunun sonucunda ise vücut yağ oranı artar; bireyler obezite ve buna bağlı olarak kalp hastalıkları riskiyle karşı karşıya kalır.
WHO (Dünya Sağlık Örgütü); obezite; kalp hastalıkları ve diyabet gibi hastalıkları tespit etmede ilk adım olarak bel çevresi ölçümünü önermektedir. Kadınlarda 80 cm; erkeklerde ise 94 cm üzerindeki bel çevresi değerleri insülin direnci/diyabet başlangıcının sinyali olabilir. Bu değerlerin kadınlarda 88 cm; erkeklerde ise 102 cm üzerine çıkması daha ciddi bir risk altında olduğumuzu ifade eder.
Türkiye’de diyabet; obezite ve hipertansiyon epidemiyolojisinin araştırılması amacıyla yapılan TURDEP çalışmasında; BKİ (beden kütle indeksi) değeri referans alındığında ülkemizde görülen obezite sıklığı %22.3 iken bel çevresi değeri kadında 88 cm; erkekte 102 cm olarak referans alındığında bu sıklığın %34.9’ a çıktığı gösterilmiştir (1). Aynı zamanda; BKİ’leri benzer olan bireylerden diyabeti olanların bel çevresinin diyabeti olmayanlara kıyasla daha geniş olduğu bulunmuştur (2).
2009 yılında ülkemizde yapılan bir çalışma ile bel çevresindeki artışın insülin direnci belirteci olan HOMA-IR değerlerindeki artışla paralellik gösterdiği ortaya konmuştur. Ayrıca çalışma sonucunda erişkinler için insülin direnci ve ilişkili hastalıkları öngörmede kullanılabilecek bel çevresi sınır değerleri belirlenmiştir. Bu değerler kadınlar için 83 cm; erkekler için 93 cm olarak gösterilmiştir (3). Daha düşük değerde bel çevresine sahip bireylerde de insülin direnci görülebileceğini göz önünde bulundurmakla beraber; eğer bel çevreniz bu değerlerde ise bir kat daha dikkat etmeniz gerektiğini önemle belirtmek isteriz.
Eğer gittikçe kilo alıyorsanız ve bel bölgeniz gittikçe genişliyorsa; bu durum sizi başta insülin direnci olmak üzere ilişkili birçok kronik hastalığa doğru sürüklüyor olabilir. Düzenli aralıklarla kilonuzu ve bel çevresi ölçümünüzü yaptırmayı ihmal etmeyiniz. Alarm düzeylerinde iseniz mutlaka önleminizi almanızı tavsiye ederiz.
Sağlıklı günler dileriz.
1. Satman I ve ark. Population-based study of diabetes and risk characteristics in Turkey: results of the turkish diabetes epidemiology study (TURDEP). Diabetes Care; 2002; 25(9):1551-1556.
2. Keskin MK ve ark. Diyabetik ve Non–Diyabetik Kadınlarda Dislipidemi İçin Beden Kitle İndeksi ve Bel Çevresi Ne Kadar Belirleyicidir? Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi; 2009; 35(2): 69-72.
3. Uzunlulu M ve ark. Cut-off values for waist circumference in Turkish population: Is there a threshold to predict insulin resistance? Arch Turk Soc Cardiol; 2009; 37 Suppl 6: 17-23.