Destek Sitesi platformunda Uzman olmak ister misiniz?

Uzman olmak için Şimdi başvurun.

Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu

Oluşturulma tarihi: 18.02.2025 22:13    Güncellendi: 18.02.2025 22:13
Dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu (DEHB) çocukluk döneminde başlayan; yaşam boyu süren; etkilenen erişkinlerin akademik; sosyal ve iş yaşamlarındaki işlevsellikleri gibi birçok alanda günlük işlevselliği ciddi şekilde bozan; çocukluk çağında en sık görülen nöropsikiyatrik bir bozukluktur. DEHB’de temel sorun; kişinin belirli bir işle ilgilenirken o sırada; içinden gelen başka bir şey yapma isteğine engel olamamasıdır. DEHB tedavi edildiği zaman belirgin düzelme sağlanırken; tedavi edilmediğinde psikiyatrik ve sosyal sorunlara yol açar.
DEHB belirtileri çocuklukta (genellikle 3-6 yaş arasında) başlar ve çocukların yaklaşık %50 si ergenliğe ve yetişkinliğe bu şekilde devam eder. Genel toplumda DEHB yaygınlığı ise yaşla birlikte azalır( çocukluk döneminde %8; ergenlikte %6 ve erişkinlikte %4 civarındadır.)DEHB’in genetik ve çevresel faktörlerin kombinasyonunu içeren çok faktörlü bir etiyolojisi vardır. DEHB etiyolojisinin yaklaşık %80’i genetik faktörlerlerle bağlantılıdır. DEHB’in kalıtım yoluyla geçme oranı ise yaklaşık %76’dır. Çevresel faktörlerin; ikincil nedenler olarak payı olabilir. DEHB tanısı almış kişinin kardeşlerinde DEHB görülme riski % 32 civarındadır. Anne babasında DEHB olan çocuklarda ise bu risk % 57’lere çıkmaktadır. DEHB tanılı olguların yakın akrabalarında DEHB görülme riski % 10-35 arasında değişmektedir. İkiz çalışmalarında da DEHB’nun kalıtsal özelliği vurgulanmıştır. Tek yumurta ikizlerinde DEHB konkordansı % 50-84; çift yumurta ikizlerinde ise % 30-40 olarak bulunmuştur. Erkeklerde sıklığı kızlardan fazla olup; erkek/kız oranı 3-5/1 arasında bildirilmektedir. Kızlarda DEHB’nun daha çok dikkatsizlik ve bilişsel zorluklarla seyretmesi; dürtüsellik ve saldırgan davranış sorunlarının daha az olması nedeniyle; gözden kaçtığı ya da önemsenmediği de düşünülmektedir.
DEHB olan bireyler üç grupta incelenirler:
A. Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu; Bileşik Tip
B. Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu; Dikkatsizliğin Önde Geldiği Tip
C. Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu; Hiperaktivite-Dürtüselliğin Önde Geldiği Tip
Dikkat Eksikliği Baskın Tip şöyledir: ayrıntılara dikkatini vermede çoğu zaman güçlük yaşaması; dikkati sürdürmede çoğu zaman güçlük olması; doğrudan kendisi ile konuşulduğunda çoğu zaman dinlemezmiş gibi gözükmesi; çoğu zaman yönergeleri izlemede ve bir görevi tamamlamada zorluk yaşaması; çoğu kez görevlerini ve etkinliklerini düzenlemede güçlük yaşaması; sıklıkla sürekli zihinsel çaba gerektiren görevlerden kaçınması; görevler veya etkinlikler için gerekli şeyleri sıklıkla kaybetmesi; çoğu zaman dış uyaranlarla kolayca dikkatin dağılması; günlük etkinliklerde çoğu kez unutkan olmasıdır.
Hiperaktivite/Dürtüselliğin Baskın Olduğu Tip şöyledir: olduğu yerde kıpırdanması; oturması gerektiği halde oturamaması; çok fazla koşması ve/veya tırmanması; sessizce oyuna katılamaması; sürekli hareket halinde olması; çok fazla konuşması; çoğu zaman düşünmeden cevap vermesi; çoğu zaman sırasını bekleyememesi; sıklıkla araya girmesi veya söz kesmesidir.
Birleşik Tip ise yukarıda ki alt tiplerin belirtilerinin her ikisine de sahip olan tiptir.

DEHB klinik bir tanıdır. Klinisyenin tanıyı koyabilmesi için; belirtilerin 12 yaşından önce var olması ve en az iki ortamda (ev; iş; okul; vb.) var olması; belirtilerin sosyal; mesleki ve/veya akademik işlevlerin engellenmesi ve başka ruhsal bozukluğa bağlı olmaması;belirtilerin en az 6 ay süredir var olması gerekmektedir. Klinisyene; tanı araçları; ayrıntılı özgeçmiş ve soygeçmiş bilgisi alınması; anne-baba-çocuk görüşmesi; anne-baba görüşmesi; öğretmen ve okulun rehberlik birimleri; çocuğu iyi tanıyan yakın akraba gibi kaynaklardan alınan bilgiler ;klinik gözlem; fizik ve nörolojik muayene; davranış değerlendirme ölçekleri ve bilişsel testler tanı koyarken yardımcı olan işlemlerdir.Ayrıca sürecin oyun terapisi ile desteklenmesi oldukça faydalıdır.
DEHB tanısı almış bireylerin okul çağlarında ders başarısızlıkları; öğrenme güçlükleri; gerginlik; huzursuzluk; zayıf sosyal ilişkiler kurma;düşük kendilik algısı;depresif yakınmalar;antisosyal ve saldırgan davranışlar sergileme disiplin cezası alma; okuldan atılma; sınıfta kalma ve düşük eğitim düzeyi;erişkin dönemlerinde romantik ilişkilerde başarısızlık;fazla eş sayısı; cinsel yolla bulaşan hastalığa sık yakalanma; evlilik sorunları; boşanma; sık iş değiştirme;öfke konrolü sorunları işsiz kalma; gelir düzeyi düşüklüğü;plan yapma ve işleri düzene/sıraya koyma zorluğu (Randevuları unutma; projeleri bitirememe); konsantrasyon güçlüğü;sosyal yaşam ve kurallara uyum zorlukları ve bunlar sonucunda sıkça karşılaşılan adli sorunlar; trafik cezaları; riskli davranışlar;alkol ve madde kullanım gibi sorunlu yaşam olayları gözlenmiştir.
DEHB; işlevselliği birçok alanda etkilediğinden tedavisi de kapsamlı olmalıdır. DEHB’a karakterize olan davranışsal; bilişsel; sosyal ve ailesel alanlardaki sorunları çözmek tedavinin ilk hedefidir. İyi bir tedavi; ilaç;psikoeğitim;psikoterapi;psikososyal tedavileri ve davranış tedavilerini kapsar.Ancak DEHB nin çekirdek semptomları üzerinde etkili olan tedavi; ilaç tedavileridir.Merkezi sinir sistemi uyarıcıları; antidepresanlar; antipsikotikler; anksiyolitikler; antikonvülzanlar; lityum; klonidin ve guanfasin gibi ilaçlar DEHB’nun tedavisinde kullanılan ilaçlardır. DEHB tedavisinde en önemli adım hastalık ile ilgili bilgilendirme yapılması yani psikoeğitim verilmesidir.Psikoeğitim sürecinde hem aile hem çocuk hem de öğretmen;anlayabilecekleri şekilde yakınmalar ve kullanılan tedaviler hakkında bilgilendirilir.Davranış Tedavisi ile dürtüselliğin kontrolü; daha uzun düşünerek harekete geçme ve motor hareketliliğin uygun bir biçimde gerçekleştirilmesi sağlanmaya çalışılır.Tedavi sonucu;belirtilerin kaybolması (%30);belirtilerin sürmesi (%40) ve gelişimsel bozulma (%30) şeklinde seyreder.
DEHB olan çocukların %50’sinde davranım bozukluğu; özellikle saldırganlık ve karşı gelme davranışı görülmektedir. Bu davranışlarla; normal çocuklara oranla DEHB’li çocuklarda 10 kat daha fazla karşılaşılabilmektedir. Sosyal geri çekilme; korku;depresyon;özel öğrenme güçlüğü;okuma güçlüğü; yazma ve matematik güçlüğünü görülebilmektedir. Uzun süreli devam eden aile içi çatışmalar ve diğer psikososyal stres faktörleri varlığında; bu ortamlarda yaşayan çocuklarda gözlenen dikkat ve hareketlilik sorunlarının ayırıcı tanısı zorlaşmaktadır.