"Beni öldürmeyen acı güçlendirir" Friedrich Nietzsche
Önceki yazımda travmadan bahsetmiştim. Hayat akışımızı değiştiren istenmeyen olaylardır. Hayatımızın dönüm noktası diyebileceğimiz zorlukla ilk kez karşılaşmışızdır ve hazırlıksız yakalanmışızdır. Bazı olayların bazı insanların başına gelebileceğini; dünyanın güvenli ve insanların iyi olduğunu; dürüst ve nazik olursak tehlikelerden korunacağımızı düşünürüz (Janoff-Bulman; 1989) ama travmatik olaylar sonrası suçumuz yokken de felakete uğrayabileceğimizi görürüz.
Travma acı verici deneyimdir ve psikoloji tarihi boyunca sonrasındaki olumsuz etkileri ile anılır ve pek çok travmatize birey uzman desteğine ihtiyaç duyar. Pozitif psikolojinin katkıları ile yaşam zorluklarının iyi oluşa etkisi çalışılmaya başlanır. Travmanın da olgunlaşmaya katkı sağlayabileceği çeşitli araştırmalarla desteklenir. Burada önemli olan travmadan sonraki mücadeledir; yani travma tek başına büyümek için yeterli değildir (Park; 1998; Aguirre; 2008). Bazı kişiler yaşamlarını travmadan önce ve sonra olarak ikiye ayırır; hayatlarında kökten bir değişim olur.Travmadan sonra yaptığımız iç muhasebe; yeni durumu bir yere oturtmaya çalışmak; eskiyle kıyaslamak iyileşmeye destek olur (Calhoun ve Tedeschi; 1998). Kişilerin özellikleri; çevresel destek ve travmatik olayın şartları (Park; 1998) mücadeleyi şekillendirir ve sonuçta kişinin gücünü fark etmesi; yaşam için daha fazla şükretmesi; önceliklerin yeniden sıralaması; hayattaki yeni olasılıkların farkedilmesi beklenir (Shakespeare-Finch; Smith ve Gow; 2003). Her mücadele biriciktir; bazı evrensel noktalar olsa da travma sonrası ile baş etmenin tarzı; süresi ve sonuçları farklılık gösterir.
Zamanla bilişsel şemaları olumlu yapılandırma ve sosyal destek çoğu kişinin iç dünyasını yeniden kurmasına yardımcı olur (Janoff-Bulman; 1992). Eski düşünme tarzımızın artık işe yaramadığı durumlarda yenşden işlevsel düşünme kalıpları oluşturmalıyız. Bu yapılandırma; kişilerin güçlü olduklarını anlamaları ve diğer güçlükler karşısında hangi başa çıkma yöntemlerini kullanacaklarını öğrenmeleri ile gerçekleşir. Bir diğer önemli farkındalık “incinebilirlik” ile ilgilidir. Zorlayıcı olay sonrası büyüme sürecindeki bazı kişiler kırılganlıklarını ve faniliklerini fark ederek yaşamın değerli; kırılgan ve hassas olduğunun bilincine varırlar (Tedeschi ve Calhoun; 1995) Kişiler arası ilişkilerin öneminin kavranması ve ilişkilere emek verilmesi bir diğer değişim alanıdır (Collins ve Read; 1994). Travmaya maruz kalan bazı kişiler diğer insanlara yardım etme eğilimindedir ve yardım ederek daha fazla iyileşir; mücadele edenlerle yaşadıklarını karşılaştırarak farkındalık sağlar (Tedeschi ve ark.; 1998). Travmatik olayla mücadele sürecinde olay hakkında konuşmanın kişileri birbirine yakınlaştırdığı; daha önce hiç görülmeyen desteğin alınıp verildiği ve kendini ifade etme olanağı sağladığı görülür (Hasdelen; 2014). Travma sonrası büyüme sürecindeki birçok kişi; hayatı daha az ciddiye aldığını belirtir ve hayatın tadını çıkarmaya çalışır (Tedeschi ve Calhoun; 1995). Büyümenin bir diğer farkındalığı yaşam felsefesi değişen insanın varoluşunu sorgulaması ve anlam araması ile ilgilidir (Pargament; Smith; Koenig; Perez 1998).
Hem yeteneklerimiz hem de güçlüklerimiz bizi biz yapar. Daha esnek olmak; hiçbir acının aynı yoğunlukta sonsuza kadar süremeyeceğini unutmamak; kendimizin ve çevremizin sandığımızdan daha güçlü ve destekleyici olabileceğini bilmek; gerektiğinde uzmanlardan psikolojik destek istemek zor zamanlarımızı en az zararla atlatmamıza yardımcı olur.
"Travma sonrası büyüme" özel ve geniş bir konu. Bu yazıda zorlayıcı yaşam olaylarından sonra eskisinden iyi olmanın mümkün olabileceği ile ilgili araştırmacıların söylemlerine yer verdim.
Kaynaklar
Aguirre; M.G. (2008). An examination of the role of meaning in posttraumatic growth following bereavement. Yayınlanmamış Doktora Tezi. Auburn Üniversitesi; Alabama; A.B.D.
Calhoun; L. G. ve Tedeschi; R. G. (1998). Beyond recovery from trauma: Implications for clinical practice and research. Journal of Social Issues; 54(2); 357-371.
Collins; N. L.; ve Read; S. J. (1994). Cognitive representations of adult attachment: The
structure and function of working models. In K. Bartholomew & D. Perlman (Ed.)
181 Advances in personal relationships; Vol. 5: Attachment processes in adulthood (sy. 53
90). London: Jessica Kingsley.
Hasdelen; M. (2014). Üniversite öğrencilerinde travma sonrası büyümeyi yordayan çeşitli değişkenlerin türk ve amerikan kültürlerinde incelenmesi: bir model önerisi.Yayınlanmamış Doktora Tezi. Hacettepe Üniversitesi; Ankara; TÜRKİYE.
Janoff-Bulman; R. (1989). Assumptive worlds and the stress of traumatic events:Applications of the schema construct. Social Cognition; 7(2); 113-136. doi.org/10.1521/soco.1989.7.2.113
Janoff-Bulman; R. (1992). Happystance. A review of subjective well-being: An interdisciplinary perspective. Contemporary Psychology; 37;162-163.
Pargament; K.I.; Smith; B.W.; Koenig; H.G.; ve Perez; L. (1998). Patterns of positive and negative religious coping with major life stressors. Journal for the Scientific Study of Religion; 37; 710-724. doi:10.2307/1388152
Park; C.L. (1998). Stres-releated growth and thriving through coping: the roles of personality and cognitive processes. Journal of Social Issues;54:267-77.
Shakespeare-Finch; J.E.; Smith; S.G. ve Gow; K.M.; et al (2003). The Prevalence of Post-Traumatic Growth in Emergency Ambulance Personnel. Traumatology;9:58-71.