Hipnoz ve Hipnoterapi Nedir?
Halen karmaşıklığı tam olarak çözülememiş olan insan zihni hakkında yapılan her keşif yeni kapıların açılmasına sebep oluyor ve zihnin karmaşıklığını bir kat daha artırıyor. Bilinçdışı hafızanın; anne karnından itibaren tüm anıları ve duyguları kaydettiğinin keşfedilmesi buna iyi bir örnek olurdu sanırım.
Bizim bilinçli zihnimiz bu anıları unutsa da; anılara dair hissettiğimiz duygular kalıcı hale geliyor. Freud; "Bir insanı unutabilirsin; bir insanın sana neler yaptığını da unutabilirsin; ama o insanın sana ne hissettirdiğini asla unutamazsın" derken tam da bu noktaya değiniyor.
Anılar geçse bitse de; yaşanan duygular adeta telefonda altta çalışan ve telefonu yavaşlatan bir uygulama gibi; insanın bugünkü davranışlarını; duygularını; ilişkilerini; fikir ve kararlarını etkilemeye devam ediyor.
Geçmişteki güzel anılara dair güzel duygular; bugünkü hayatımıza renk ve mutluluk katarken; olumsuz ve acı verici anılar da bizi; biz fark etmeden tüketmeye devam ediyor. Peki ya varlığının farkında bile olmadığımız; ama biz etkileyen bu duygulara ulaşmanın ve yeniden işlemenin; onlara duyarsızlaşmanın bir yolu varsa? O zaman biraz bu yoldan bahsedelim.
Hipnoz uyku ile uyanıklık arasında bir haldir. Filmlerde görülenin aksine bilinç kaybı olmaz. Başından sonuna kadar danışan sürecin farkındadır; sorulara cevap verir ve soru sorabilir. Kimse istemeden hipnoza sokulamaz. Bu aynı zamanda şu demek:
Bir kişinin hipnoterapiden fayda görebilmesi de yine kendi isteğine bağlıdır. Çünkü kendisi isterse derinleşir; kendisi isterse sürece kendisini bırakır; kendisi isterse çözümün bir parçası olur. Kısacası terapist hipnoz etmez; danışan hipnoz olur.
Hipnoz terapi değil; terapi için kullanılan bir araçtır. Hipnoz anında; bilinçdışı hafızada kayıt altına alınmış tüm bu anı; duygu ve düşünceler ortaya çıkar. Bu durum; hipnozda kişinin telkine açık olması nedeniyle terapistin rehberliğinde çeşitli tekniklerle (5 path yöntemi) yeniden işlenir ve yorumlanır. Sonrasında ise geçmiş anı ve duyguların bugüne bıraktığı izler yok olur gider.
Hipnoterapi yapan kişinin mutlaka psikoterapi yapacak niteliklere sahip olacak bir lisans seviyesine sahip olması gerekir. ; Pdr; psikoloji; psikiyatri diploması ve hipnoterapi sertifikası olmayan birisinden asla hipnoterapi almayınız.
Neden? Süreç içerisinde; yeniden işlemek amacıyla o geçmiş travmaların tekrar canlandırıldığı anda; terapist yetkin bir kişi değilse; halihazırda savunma mekanizmaları ile bir şekilde bastırılmış; idare edilmiş bu duygular; tüm kalkanlardan kurtulup ortaya saçılır. Terapist duyguyu yeniden işleyecek eğitim ve beceri seviyesinde değilse; bu kişiyi çok ciddi olumsuz durumlara sürükleyebilir.
Ama burada önemli bir nokta var. Şu hastalığı; bu problemi hipnoz ile 1 seansta hallederim diye reklam yapan kişilere temkinli yaklaşmanızı tavsiye ederim. 1 seansta yaptığı sadece semptomu ortadan kaldırmaktır. Sorunun kaynağını halletmeden; semptomu kaldırınca "oh 1 seansta iyileştim" dersiniz ama bir ay sonra aynı sorun tekrar başlar. Bazı insanlardan çok duyarız; "hipnoz etkili bir yöntem değilmiş bir kaç ay sonra tekrar aynı sorunlar başlıyormuş; sadece geçici bir iyilik sağlıyormuş" diye... Eğer hipnoz; sorunların köküne inilmeden; sadece görünen acıları azaltmak için yapılmış ise; elbette bir süre sonra; o acı köklerinden yeniden doğacaktır. Her ekol ve terapi yöntemi için bu süreç geçerlidir. Sorunlar kökten çözülürse ancak kişi hayatına sorunsuz olarak devam edebilir.
Depresyon; kaygı bozuklukları ve panik atak; fobiler; travma sonrası stres bozuklukları; somatizasyonlar ve sağlıklı bireylerin yaşadığı bir çok hayatsal problemle ilgili olarak hipnoterapi etkili; hızlı ve nokta atışı çözümlere araç olabilmektedir.
Bizim bilinçli zihnimiz bu anıları unutsa da; anılara dair hissettiğimiz duygular kalıcı hale geliyor. Freud; "Bir insanı unutabilirsin; bir insanın sana neler yaptığını da unutabilirsin; ama o insanın sana ne hissettirdiğini asla unutamazsın" derken tam da bu noktaya değiniyor.
Anılar geçse bitse de; yaşanan duygular adeta telefonda altta çalışan ve telefonu yavaşlatan bir uygulama gibi; insanın bugünkü davranışlarını; duygularını; ilişkilerini; fikir ve kararlarını etkilemeye devam ediyor.
Geçmişteki güzel anılara dair güzel duygular; bugünkü hayatımıza renk ve mutluluk katarken; olumsuz ve acı verici anılar da bizi; biz fark etmeden tüketmeye devam ediyor. Peki ya varlığının farkında bile olmadığımız; ama biz etkileyen bu duygulara ulaşmanın ve yeniden işlemenin; onlara duyarsızlaşmanın bir yolu varsa? O zaman biraz bu yoldan bahsedelim.
Hipnoz uyku ile uyanıklık arasında bir haldir. Filmlerde görülenin aksine bilinç kaybı olmaz. Başından sonuna kadar danışan sürecin farkındadır; sorulara cevap verir ve soru sorabilir. Kimse istemeden hipnoza sokulamaz. Bu aynı zamanda şu demek:
Bir kişinin hipnoterapiden fayda görebilmesi de yine kendi isteğine bağlıdır. Çünkü kendisi isterse derinleşir; kendisi isterse sürece kendisini bırakır; kendisi isterse çözümün bir parçası olur. Kısacası terapist hipnoz etmez; danışan hipnoz olur.
Hipnoz terapi değil; terapi için kullanılan bir araçtır. Hipnoz anında; bilinçdışı hafızada kayıt altına alınmış tüm bu anı; duygu ve düşünceler ortaya çıkar. Bu durum; hipnozda kişinin telkine açık olması nedeniyle terapistin rehberliğinde çeşitli tekniklerle (5 path yöntemi) yeniden işlenir ve yorumlanır. Sonrasında ise geçmiş anı ve duyguların bugüne bıraktığı izler yok olur gider.
Hipnoterapi yapan kişinin mutlaka psikoterapi yapacak niteliklere sahip olacak bir lisans seviyesine sahip olması gerekir. ; Pdr; psikoloji; psikiyatri diploması ve hipnoterapi sertifikası olmayan birisinden asla hipnoterapi almayınız.
Neden? Süreç içerisinde; yeniden işlemek amacıyla o geçmiş travmaların tekrar canlandırıldığı anda; terapist yetkin bir kişi değilse; halihazırda savunma mekanizmaları ile bir şekilde bastırılmış; idare edilmiş bu duygular; tüm kalkanlardan kurtulup ortaya saçılır. Terapist duyguyu yeniden işleyecek eğitim ve beceri seviyesinde değilse; bu kişiyi çok ciddi olumsuz durumlara sürükleyebilir.
Ama burada önemli bir nokta var. Şu hastalığı; bu problemi hipnoz ile 1 seansta hallederim diye reklam yapan kişilere temkinli yaklaşmanızı tavsiye ederim. 1 seansta yaptığı sadece semptomu ortadan kaldırmaktır. Sorunun kaynağını halletmeden; semptomu kaldırınca "oh 1 seansta iyileştim" dersiniz ama bir ay sonra aynı sorun tekrar başlar. Bazı insanlardan çok duyarız; "hipnoz etkili bir yöntem değilmiş bir kaç ay sonra tekrar aynı sorunlar başlıyormuş; sadece geçici bir iyilik sağlıyormuş" diye... Eğer hipnoz; sorunların köküne inilmeden; sadece görünen acıları azaltmak için yapılmış ise; elbette bir süre sonra; o acı köklerinden yeniden doğacaktır. Her ekol ve terapi yöntemi için bu süreç geçerlidir. Sorunlar kökten çözülürse ancak kişi hayatına sorunsuz olarak devam edebilir.
Depresyon; kaygı bozuklukları ve panik atak; fobiler; travma sonrası stres bozuklukları; somatizasyonlar ve sağlıklı bireylerin yaşadığı bir çok hayatsal problemle ilgili olarak hipnoterapi etkili; hızlı ve nokta atışı çözümlere araç olabilmektedir.