Destek Sitesi platformunda Uzman olmak ister misiniz?

Uzman olmak için Şimdi başvurun.

Ekran Terörü

Oluşturulma tarihi: 18.02.2025 22:13    Güncellendi: 18.02.2025 22:13
Teknoloji çağındayız; gazete; radyo; televizyon ve sinema gibi kitle iletişim araçları hayatımızın vazgeçilmez unsurları haline geldi. Günümüzde gelişen ve çeşitlenen tüm kitle iletişim araçları arasında TV; en yaygın ve en etkili kitle iletişim aracı olmaya devam ediyor. Toplumun büyük bir kısmı TV seyrediyor. Gündelik dertlerden uzaklaşmak; rahatlamak veya gelişmelerden haberdar olmak gibi gerekçelerle ekran başındayız.

Medya takip kuruluşu Ajans Press’in RTÜK’ten derlediği verilere göre Türkiye; dünya genelinde günlük televizyon izleme oranlarında 330 dakika ile dünya rekoru kırdı! İzleyici profillerine bakıldığında; kadınların öncelikli tercihi diziler; reality showlar ve magazin programlarından yana olurken erkeklerin şiddet ve aksiyon içeren programları daha çok tercih ettikleri tespit edilmiş. Stresle baş etmekte zorlanan kişilerin eğlence programlarına daha çok yöneldiği saptanmış.

Kitle iletişim araçlarının kontrolsüz kullanımı sonucunda ortaya çıkan olumsuz etkileriyle yüzleşiyoruz. Ekranda yer alan programların bir kısmı renkli; eğlenceli; eğitici içeriklere sahipken bir kısmında ise sık sık şiddet; intikam; saldırganlık; taciz ve tecavüz teması işleniyor. Yerli diziler entrikalar; yalanlar ve çarpık ilişkilerle dolu. Böylelikle gayri ahlaki birçok davranış normalleşmeye başlıyor. Yapılan araştırmalar; medyada yer alan şiddetin (fiziksel; duygusal; sözel vs. ) toplum genelinde saldırganlığı artırdığını açıkça ortaya koymaktadır.

· Artık; ekranlardan evlerimize sirayet eden zihniyetin; toplumsal ve ahlaki değerlerimizde sebep olduğu tahribat gündelik yaşamımıza yansımış durumda. Gündüz ekranında yayınlanan kriminal şov programlarında suç vakaları ve ahlaksız olaylar gündeme getirildiği için RTÜK’e şikâyet yağıyor. Programlarda cinayetlerin çözülmesi; kayıpların bulunması adı altında özel hayat sınırları ihlal ediliyor; mahremiyet yok sayılıyor. Toplumda yer alan tüm bireyler ekran terörünün yıkıcı etkisine maruz kalıyor.

· Tv ‘nin çocuk; genç ve yetişkinler üzerindeki olumsuz etkileri neler?

· Çocuklarda dikkat eksikliği hiperaktivite; obezite riskini artırıyor.

· Reyting kaygısıyla öne çıkarılan ve sempatik gösterilmeye çalışılan; ‘psikopat karakterler’ gelişim çağındaki gençler için

· Dizilerde mükemmel kadın / erkek olarak lanse edilen karakterler karşısında kendilerini yetersiz ve kusurlu bulan gençlerin benlik algısı yara alıyor.

· Nitelikten ve üretkenlikten uzak dizilerde yer alan kişiler ve olaylar toplum gerçekleriyle uyuşmuyor; kültürel değerlerimizden uzaklaştırıyor.

· Reklamlarda çocuklarına istedikleri her şeyi satın alarak mutluluk dağıtan anne baba modeli idealize ediliyor.

· Medyada yer alan şiddet görüntüleri başta çocuklar olmak üzere; gençleri ve yetişkinleri travmatize edici nitelikte; toplumda geleceğe yönelik korku; kaygı ve gerilim artıyor.

· Ekrandan şiddete maruz kalan seyirciler zamanla; şiddete; ölüme ve kayıplara karşı duyarsızlaşmaya başlar. Bu görüntüler normalleştikçe kişilerin empati yetisi azalıyor; toplumsal dayanışma azalıyor…

· Reklamlar aracılığıyla toplumun tüm bireyleri kolaylıkla etki altına alınıyor. Amaç sadece hedef kitlenin pazarlanan ürünü satın almasını sağlamak. Zamanla bizlerde reklamların sunduğu ışıltılı; renkli ve cazip tekliflere daha fazla dayanamayıp çoğu zaman ihtiyaç dahi olmayan bu ürünleri satın alır olduk. Kapitalist sisteme hizmet eden bir tüketim topluma dönüşüyoruz!

Peki ne yapılmalı?

1960’lı yıllardan itibaren medyanın bireyler üzerindeki olumsuz etkisi üzerine yapılan araştırmalar sonucunda medya kültürünü çözümleyebilen; medyada verilenleri eleştirip sorgulayabilen bireyler yetiştirmek amacıyla ‘medya okuryazarlığı’ eğitim programı hazırlandı. Birçok gelişmiş ülkede olduğu gibi Türkiye’de de ‘medya okuryazarlığı’ dersi eğitim müfredatının içerisine girdi. Eğitimcilerin ve öğrencilerin yanı sıra ailelere de Medya okuryazarlığı eğitimi verilmelidir.

Çocuklar için konulan akıllı işaretler dikkate alınmalıdır.

Ekran karşısında geçirilen zaman nasıl işlevsel hale getirilebilir?

· Yetişkinlerin ve özellikle ebeveynlerin TV programları konusunda daha seçici olması gerekiyor; eğitici yayınlar; kültür sanat programları; belgeseller farklı dünyalara açılmış pencereler gibidir. Bakış açımızı değiştirir; ufkumuzu genişletir.

· Tüm aile bireylerinin bir arada olduğu prime time saatlerinde mümkünse ortak bir TV programının izlenmesi birlikte vakit geçirilmesini sağlar.

· Program ile ilgili duygu ve düşüncelerin paylaşılması bireyler arası iletişimi güçlendirir.

· TV izlemek pasif bir eylem olmak zorunda değildir. Kişisel gelişim için uzaktan eğitim amaçlı yayınlara aktif katılım sağlanabilir.

· Küçük çocuklarla TV üzerine konuşulmalı; TV de seyrettiklerinin belirli bir ortamda; yönetmenler; kameramanlar; aktörler ve aktrisler vs. tarafından yapılandırılan bir gerçeklik olduğu anlatılmalıdır.

Klinik Psk. Hatice Esra Bakır
*Diyanet Aile Aylık Dergi ; Mart 2018