Hastamızı Özel bir hastanede mikrocerrahi varikosel ameliyatı yapmak için yatırıyoruz. Hastamız önceden bilgilendirildiği şekilde gece 24 te su içtikten sonra sabah aç olarak hastaneye geliyor. Son bir hafta içinde aspirin gibi kan sulandırıcı bir ilaç içmemesini ve bir gün önceden kasık bölgesini nazik bir şekilde traş etmesini rica ediyoruz. Yatış işlemi yapılan hastamızı hostes eşliğinde odasına çıkarıyoruz. Odasına yerleşen hastamıza servis hemşiresi tarafından ameliyat öncesi tahlilleri için kan numunesi alınıyor. Ve hastamıza önlük giydiriliyor. Yaklaşık 45 dakika sonra tahlil sonuçları çıkan hastamız ameliyata hazır. Yanına giderek ameliyatın ne kadar süreceği ve anestezi biçimi hakkında bilgi veriyorum. Bu arada hastamı rahatlatmak için bu ameliyatın oldukça güvenli olduğunu hayati risk taşımadığını anlatıyorum.Ameliyatın mikrocerrahi ile yapılacağı için komplikasyon olasılığının sıfıra yakın olduğunu .endişelenmemesi gerektiğini belirtiyorum.
Odasından alınarak ameliyathaneye götürülen hastamız ameliyat masasına alınıyor. Hastamız genel anestezi ile olmayı tercih ettiği için anestezi uzmanı tarafından koldan verilen bir ilaç ile hastamız uyutuluyor. Anestezi işlemi tamamlandıktan sonra asistanım tarafından hastamın ameliyat olacak bölgesi ve çevresi batikon denen kahverengi bir sıvı ile siliniyor. Sonrasında steril yeşil örtüler ile ameliyat sahası açıkta kalacak şekilde örtülüyor. Ve ameliyata başlıyoruz. Sol kasık bölgesinde yaklaşık 2 santım uzunluğunda bir kesi yapılıyor. Cilt katları açılarak spermatik korda ulaşılıyor. Burası da açılarak varikosele sebep olan variköz venlere ulaşıyoruz. Bu venler 2-3 mm çapında ve birbirleriyle testis arteriyle ve lenf damarlarıyla birlikte ve çapraz yapmış halde bulunuyorlar.Bunlar testisten çıktıktan sonra venlerin birbirleriyle yaptıkları yoğun anastomoz ve kıvrılmalar neticesi oluşan bir ven kümesidir. Bu pleksus içerisinde arter ve venlerin birbirleriyle çok yakın ilişki içerisinde bulunmaları; aralarında hem ısı hem de küçük moleküllerin karşılıklı değişimine olanak verir. Çünkü zaman zaman arter ve venleri birbirlerinden sadece ince damar duvarları ayırır. Örneğin burada testosteron venden artere; pasif diffüzyon ile geçmektedir. Benzer şekilde; arter ve ven arasında ısı aktarımının olması testise gelen kanın; normal vücut ısısından 2-4 derece daha düşük olmasını sağlar.İşte burada mikroskopumuz devreye giriyor. Mikroskop altında sabırla bu damarları teker teker ayırıyoruz.Bu hassas ve zaman alan bir işlem. Mikroskop bize testis arterini .venleri ve lenf damarlarını ayırdetmemizi sağlıyor.Bu ayırma işlemi çok dikkatli yapılmalı çünkü buradaki damar duvarları çok zayıf ve hemen yırtılabilir. Damarları ayırdıktan sonra variköz venleri bağlamaya başlıyoruz. Ben damarları iki taraflı bağlıyorum.Arter ve lenfatikleri bu aşamada koruyoruz. Bıraktığımız tek bir ven hastalığın tekrarlamasına neden olabilir. O nedenle tekrar tekrar inceliyoruz.
Ameliyatın sonuna geldik. Açtığımız cilt katlarını tekrardan eski haline getirip uygun dikişlerle kapatıyoruz. Cildi de estetik dikiş atarak kapatıyoruz. Sonradan dikişi almaya gerek kalmıyor. İz kalma olasılığı da çok düşük oluyor.Pansumanımızı yapıp ameliyatı bitiriyoruz.
Hastamız uyandırıldıktan sonra servisteki yatağına alınıyor. Ameliyat sonrası ağrı yok veya yok denecek kadar az oluyor.Çoğu zaman ağrı kesiciye dahi ihtiyaç duyulmuyor. Çünkü mikrocerrahi yaptık. Hastamızı aynı gün akşamı taburcu ediyoruz.
Hastamızın ameliyat sonrası 3. ayda yapılan spermiogramında sperm sayısı ve hareketindeki artışı değerlendiriyoruz. Mesleğin en güzel anlarından biri de hastamızın eşinin gebe kaldığı haberi oluyor tabi ki.