2 yaş; anne-babaların en çok korktuğu yaş dönemlerinden birisi belki de. Ağlamalar; bağırmalar; öfke nöbetleri; kendini yere atmalar…
‘Terrible two; erken ergenlik’ gibi isimlerle adlandırılan; 12-36 ayları kapsayan bu dönem kişiliklerinin oluşmaya başladığı; kendi becerilerini; dünyayı keşfetmeye; istediklerini nasıl elde edebileceklerini öğrenmeye başladıkları bir dönem.
Evet bunlar gelişimsel dönemin bir parçası; meydana gelmesi kaçınılmaz. Ancak bu dönemi bu kadar zorlaştıranların ebeveynler olabilir mi?
Bir bakıyoruz mutfak çekmecelerini merak edip karıştırıyor. Anne arkasında koşuyor ‘hayır buraları karıştırma’; sürahideki suyu kendisi koymak istiyor ‘hayır dökersin bana ver’ uyarıları ile karşılaşıyor. Oyuncaklarını paylaşmadığında ‘hayır paylaş’ denmesi; yaptığı faaliyetin sonlandırılması krizlere neden olabiliyor.
Peki meydana gelen krizin çocuktaki yansımaları neler oluyor?
Ağlayarak istediği oyuncağı alma; etkinliği sürdürme;
Yoğun öfke nöbetleri;
‘Hayır; istemiyorum’ gibi olumsuzluk ifadeleri;
Ebeveyn tepkisine karşı küsme; konuşmama; söylediklerinin tersini yapma davranışları gözlemlenebiliyor.
Bu dönemi en az hasarla atlatmak ve meydana gelen kriz yansımalarını en aza indirgemek için yapılabilecekler;
Olumsuz kelimeleri çok sık kullanmaktan kaçının ‘yapma; ağlama; alma’ gibi.
Çok fazla kurallar koyup çocuğu sıkmak; sınırlandırmak yerine alternatifler yaratın. Örneğin sürahideki suyu dökeceği ve kaldıramayacağı için koymasını istemiyorsanız taşıyabileceği boyutta bir sürahiyi verebilirsiniz.
Oyuncağını paylaşmak istemediğinde her seferinde paylaşması için zorlamayın. Evet paylaşmayı öğrenmesi gerekmektedir ancak o oyuncak ona ait ve o an oynuyorsa paylaşmak istememesi çok doğaldır.
Ancak bazen yanında duran bir oyuncağı arkadaşı aldığında da ben oynuyordum diyerek geri almak isteyebilir ve ağlama; vurma; çekme gibi davranışlar sergileyebilir. Bu durumda açıklama yapmaya çalışmak; ‘sen oynamıyordun zaten arkadaşın oynasın’ gibi ifadeler yersiz olacaktır çünkü o an oyuncağı almaya odaklanmıştır. Sakinleşmesini beklemek; ilgisini başka yöne çekmek daha etkili bir çözüm olabilir.
Yemek saatlerinde inatçı davranıyorsa ve yemek istemiyorsa mutlaka yesin; aç kalmasın diye oyalayarak; televizyon karşısında; peşinden koşarak yedirmeye çalışamamak daha doğru olacaktır. ‘Şu anda acıkmadın sanırım. Yemeğini masanın üzerine bırakıyorum acıktığın zaman bana söyleyebilirsin.’ İfadesini kullanabilirsiniz. Mutlaka acıktığını hissedecek ve size gelecektir.
Eğer hiç yemediyse ‘bir saat sonra yemek saatimiz; yemek istediğin bir şey var mı? Birlikte ne hazırlayalım?’ gibi açık uçlu sorularla işbirliğine dayalı bir yaklaşım ile teşvik sağlayabilirsiniz.
Ağlayarak istediğini yaptırmaya çalıştığı; öfkelendiği anlarda en önemli şey sakin kalmak olacaktır. Çünkü sizin duygu durumunuz çocuğa mutlaka yansıyacaktır. Sesinizi yükseltmek; öfkelenmek ve yüksek sesle bir şeyleri açıklamaya çalışmak sadece sizi yoracaktır. ‘Ağlamanı bitirmeni bekliyorum’ diyerek sakinleştikten sonra konuşabilirsiniz.
Markette; oyuncakçıda yaşanan ağlamaları ve öfkeyi engellemek için gitmeden önce açıklama yapabilirsiniz. Birazdan markete gideceğiz ve iki çikolata alma şansımız var. Fazlasını alamayız çünkü paramız bu kadarı için yeterli gibi bir açıklama yapıp; onaylamasını bekleyebilirsiniz. Herhangi şekilde bir ağlama ile karşılaştığınızda; ‘evde iki çikolata alacağımızı konuşmuştuk ve sen de bunu onaylamıştın; hatırladın mı?’ şeklinde hatırlatma yapılabilir.
Enerjilerinin dolu dolu olduğu bu dönemde açık hava faaliyetlerine yer verebilirsiniz. Hava yağmurlu; karlı olsa bile sıkıca giyinip güzel yürüyüşler yapabilirsiniz.
Toparlayacak olursak; keşfetmesine; öğrenmesine ve merak etmesine ket vurulmaması; desteklenmesi gereken önemli bir dönem. Sizin sakin kalmanız; olayın üzerine çok gitmeden dikkatini başka yöne çekmeniz; çocuğun sakinleşmesini beklemeniz sihirli davranışlardan J
Çocuğunuzla sağlıklı ve huzurlu bir 2 yaş geçirmeniz dileğiyle..