Destek Sitesi platformunda Uzman olmak ister misiniz?

Uzman olmak için Şimdi başvurun.

"Kronik Mutsuzluk" mu Yaşıyoruz?

Oluşturulma tarihi: 18.02.2025 22:13    Güncellendi: 18.02.2025 22:13
Mutsuzluk; insanın kendini huzursuz; umutsuz ve karamsar hissetme halidir. Hayattan zevk alınmadığı; monotonluktan ve gündelik sorunlardan sıkıldığı zaman ortaya çıkar. Mutsuzluk zaman zaman hepimizin hissettiği fakat başedebildiği bir duygu iken; kronikleşen mutsuzluk günümüz sorunu haline gelmiş görünüyor. Mutsuzluğun sebepleri kişiden kişiye değişiyor olup geniş bir yelpazede olduğu kesin. Bireysel yaşanılan hayal kırıklıkları; aile sorunları; iletişim problemleri; iş sorunları ve diğer sıkıntılar üzerine bir de toplum olarak değerlendirirsek sık yaşanılan maddi manevi sarsıcı durumlar; travmalar; krizler toplumda mutsuzluğun temellerini atıyor veya durumu tetikliyor.

Tamamen psikolojik kısmıyla değerlendirdiğimizde mutsuzluğu başlı başına ‘depresyon’ hali olarak değerlendirmek yanlış olur . Çünkü mutsuzluk bir duygu; depresyon ise bu duyguyu kapsayan bir hastalık halidir ve eşlik eden farklı belirtileri vardır. Bahsettiğim şey ise devamlı hale gelen mutsuzluk.. Kimileri için bu bir tür alışkanlığa ya da fark etmeden yaptıkları bir tercihe dönüşebilir; mutlu bir an yaşasalar dahi kendilerini mutsuz hissettikleri ruh haline çok çabuk dönebilirler. işte bu durumu KRONİK MUTSUZLUK olarak tanımlayabiliriz.

Kronik mutsuzluk yaşayan bireyler; hayatlarında karşılaştıkları problemlerden çok çabuk etkilenmektedirler. Sürekli olumsuz düşünme duygusu geliştirirler. Bu durum mutlu iken bile bir anda yaşadıkları basit bir olayla birlikte mutsuz olmalarını sağlar. Kronik mutsuzluk psikolojisindeki bireyler hayata negatif bakmayan; olumsuzluklara odaklanmayan kişilerin gerçekçi olmadıklarını düşünürler. Pozitif düşünmeye karşı savunmaları yaşanabilecek hayal kırıklıklarını engellemektir bunun yerine direk mutsuzluğu seçtiklerini kaçırmaktadırlar.

Ve özellikleri şunlardır;
• Kronik mutsuzluktan; kronik depresyona geçmesi ve bunun sonucunda öfke sorunları yaşama ihtimali yüksektir
• Ben merkezci yapıya sahiplerdir
• Bireyler kendi güçlerinin farkında değildir. Sorumluluk almaktan kaçınırlar kendilerine bu konuda güvenmezler
•Bu yapıda bireylerin çevresindekiler de onları tanımakta ve negatif düşünce yapıları olduğunu bilmektedirler. Toplumda bu konuda etiketlenmektedirler
• Bu sorunu yaşayan bireyler sevme ve sevilme konusunda sorun yaşarlar. Mutsuzlukları ve negatif düşünme yapıları çevresindeki rahatsız eder
• Geçmişten getirdiği duygu eksikleri ve içinde yaşadıkları duygusal karmaşaları kaynaklıdır ve tedavi gereklidir
• Kronik mutsuzluk yaşayan bireyler bunun düzelemeyeceğini düşünürler ancak tedavi sürecinde çoğu zaman olumlu sonuçlar alınmaktadır
İnsanoğlu duygusal bir varlıktır. Kimi olaylara karşı güçlü olabilmekteyken; kimi olayların karşısında aciz kalmaktadır. Çevresinde olup biten karmaşıklarla çatışmalar yaşarken; bu çatışmaların içerisinden sıyrılabilecek kadar da güçlüdür. Bu noktada amacımız mutsuzluktan kaçmak değil; onunla başetmek ve sürekli bir hale gelmesini engellemek olmalıdır.

Peki sürekli mutlu olmak mümkün mü?

Benim cevabım hayır bu soruya; düşünsenize sürekli mutlusunuz; üzülmüyorsunuz; kızmıyorsunuz; korkmuyorsunuz mutluluk dışında başka bir şey yok. O zaman mutluluğun farkını ya da güzelliğini ayırt edebilir misiniz? Mutsuzluk da duygulardan bir tanesi sonuçta; tüm olumlu ve olumsuz duygular gibi.

Burada dikkat edilmesi gereken; sürekli mutlu olmak değil ‘doğru duyguyu doğru yerde yaşayabiliyor muyum?’ sorusu. Örneğin üzülmemiz gereken olumsuz bir olay karşısında kahkaha atmak sağlıklı bir mutluluk hali değildir. Hep söylediğim şeydir fabrika ayarlarımız var bizim. Doğuştan ayarlı olan duygu durumumuz. Nerede ağlamamız nerede gülmemiz; nerede kızmamız gerektiğini bilen ruh halimiz; bize doğru komutu verir zaten. Fakat zamanla; düşük özgüven; mutsuz ve çatışmalı aile yapısı; aşırı kuralcı ve beklentilerin yüksek olduğu; katı bir aile ortamında büyüyen çocuklar; mutluluk duygusunu tanımlamakta ve mutlulukla kaygıyı özdeşleştirmiş kişilik yapıları; geçmişten kapanmayan defterler; suçluluk duyguları ve pişmanlıklar arka arkaya yaşanan kayıplar ve olumsuz yaşantılar kişinin yardıma kapalı olması ve depresyonu bir yaşam biçimi haline getirmesi.. gibi sayabileceğimiz bir çok sebep tabiri caizse ‘ fabrika ayarlarımızı’ bozuyor ve doğru duyguyu doğru yerde yaşayamaz hale geliyoruz.

Kronik mutsuzluk da bu durumun sonuçlarından diyebiliriz. Peki; nasıl engel oluruz? Temel bazı alışkanlıkları değiştirerek;
1.Kendimizi kurban görmekten arınmalıyız. Tüm insanlar hayatın zor olduğunu bilirler ama ‘kurban’ psikolojisi bizi kronik mutsuzluğa sürükler. Yani amacımız şikayet etmek ve sürekli hayıflanmak değil; olduğumuz durumdan sorumluluk alıp başetme çabası içine girmek olmalıdır.
2.Dünyadaki doğrular yerine yanlışlara odaklanmayı bırakmalıyız. Evet dünyada yanlış giden çok şey var. Bunların farkında olmalıyız; tepkimiz olmalı; elimizden gelen doğruyu savunmalıyız. Fakat bu yanlışlara odaklanıp kişiselleştirmek ve bunu yaşamımızla bütünleştirmek bizi çaresiz yani mutsuz kılar.
3. Mutluluğu gelecek olan şeylere bağlamayı bırakmalıyız. Bu bizi mutluluk için pasif hale getirir. Yani terfi alırsam; iyi ücret alırsam; yeni bir ilişkim olursa şeklinde eğerki … diye başlayan cümleler mutluluk sebebiniz ise onlara bağımlı bir şekilde mutlu olmayı beklersiniz. Peki olmasını beklediğiniz süreç ne olacak? Ya da olmazsa? Beklenen mutluluk gelmedikçe kronik mutsuzluğa dönüşecek. Bunun yerine şuan mutlu olmaya ihtiyacınız olduğunu farkedip şimdiye odaklanarak mutlu olabilmeye çabalamanız sizi ŞİMDİ mutlu edecektir. Ki zaten odaklanırsak gün içinde küçük gülümseten ayrıntıları bulmamız çok da zor olmayacaktır.
4. Sürekli yakınmayı bırakmalıyız. Bir şeylerin ne kadar kötü olduğunu sürekli konuşarak ve düşünerek o kadar çok doğrulamış olursunuz. Bu da sizi kötü olan şeyere odaklar ve varsa da olumlu durumları görmenizi engeller. Amacımız gerçek dışı bir olumlu görme çabası değil; olumlu ve olumsuzlukları gerçekçi bir ölçüyle görebilmek.
5. Sorunlarımızı saklamayı bırakmalıyız. Saklamaya çalıştığımız her sorunun varlığı git gide bizi daha çok rahatsız eder. Çünkü problemler görmezden gelindiğinde büyümeye meyillidirler. Gözünüzde büyüyen sorunlar da sizi daha çaresiz hissettirerek kurban psikolojisine sokacaktır.
6. Gelişmemek en büyük engelimiz. Kronik mutsuluğun sebeplerinden biri ise arkamıza yaslanıp hayatın bizim için bir şeyler yapmasını beklemektir. Hedefler koymak; öğrenmek; gelişmek yerine yavaştan almak ve çabalamamak kendiliğinden gelecek olan mutluluğu beklemek olur.

Bunları okurken ;o kadar çok denedim ve mutlu olamadım artık çabalamak istemiyorum diyenleri duyar gibiyim. Motivasyonumuz düşüyor evet istediğimiz şeyler olmadıkça daha çok düşüyor ve çabalamayı istememeye başlıyoruz. O yüzden mutluluk dediğimiz duyguya ;ulaşabileceğimizi bildiğimiz küçük hedeflerden başlayabiliriz. Önce onlara odaklanmalıyız. Ulaşabildiğimizi gördükçe motivasyonun arttığını göreceksiniz. Böylece hedeflerin de yükseldiğini ; çabalamaktan da keyif almaya başladığınızı göreceksiniz.
Sonuç olarak mükemmel mutluluk mümkünmüdür bilinmez ama kronik olarak mutsuzluktan kurtulmanın ilk adımı bahsettiğimiz alışkanlıkları değiştirmektir. Mutsuzluktan kurtulmayı başarabildikçe mutluluğu elde etmeyi öğrenmiş olacaksınız. Mutluluğunuzun kontrolünü elinize alın ve bırakmayın.

Psk.Burçin Koyuncu