Destek Sitesi platformunda Uzman olmak ister misiniz?

Uzman olmak için Şimdi başvurun.

Aşk

Oluşturulma tarihi: 18.02.2025 22:13    Güncellendi: 18.02.2025 22:13
Aşk; bir kimseye yada şeye karşı duyulan bedensel ve ruhsal olarak güçlü duygu ve aşırı sevgi olarak tanımlanmaktadır. Duyguların mantığa meydan okuduğu bir dönemdir.
Aşık Veysel aşkı “sevdiğine kavuşamamak olarak tarif eder.

Aşkı yaşayanlar nasıl tarif ediyor.?

Evet Aşk mı? Kalbin nefes kesercesine hızla atması… Her saniye yalnızca onu düşünmek… Ellerin titremesi; terlemesi… Bedende kelebeklerin uçuşması hali… Nedensiz yere gülümsemeler ve bazen de ağlama krizleri… İnsanın var olması ile birlikte başlar aşkın öyküsü. Gerçeğini yaşamak herkese kısmet olmayan; yeryüzündeki en özel duygulardan biri olan aşk; kalbe girdiği anda insanın kimyasını da değiştiriyor. En romantik; en duygusal haller insanı adeta esir alıyor. Diye tanımlanıyor.

Aşkı bazıları görme körlüğü olarak tanımlıyor; evet yanlış anlamadınız görme körlüğü. Burada aşık olan kişiye istenilen değerler istenilen özellikler atfediliyor. Aşk; hayal edilen ile gerçek arasındaki fark anlaşılıncaya kadar geçen süreyi kapsıyor. Bu dönemde aşık olan çiftler birbirlerinin temel mutluluk kaynağı olduğunu neredeyse birbirleri için yaratıldıklarını düşünürler.

Aşık olunduğunda aşık olunan kişi diğer için mükemmeldir; ruh ikizidir; birbirimiz için yaratılmışızdır. Hayatına anlam katandır. Mükemmel aşıklar mükemmel birliktelikler oluşturmak ister.

"Bizim aşkımız gibisi yok.Geçen yıl bir arkadaşım aşık oldu onlar ayrıldı; biz onlar gibi değiliz bizim aşkımız çok özel ve çok mükemmel. Benim sevgilim mükemmel biri. kendi üzülür beni üzmez o derece yani; siz düşünün." Bu çift aslında bir kaynaşma süreci içindedir. Yani burada ben kaybolmuş sadece biz vardır. Aşk bu bağlamda bir bütünleşme hatta kaynaşmadır. Mahallede duyarsınız "etle tırnak gibiyiz; aynı şeyleri seviyoruz; aynı müziği dinliyoruz; aynı filmleri seviyoruz; hatta geçen bana dedi ki sen bu arkadaşını sevmiyorsun diye artık bende sevmiyorum."

Aşık olmak bir takım takıntı gibidir. Yanlış duymadınız obsesyon gibi; sabah akşam onu düşünür; hiç aklından çıkmaz. Takıntıda istemediğin halde bir sürü düşünce beynine gelir ve hep onları düşünürken bulursun kendini. Bir farkla takıntı da zihnimden gitmiyor diye acı çekerken aşkta birlikte geçirdiğin her anı düşünür; düşünür inceler tekrar inceler ve zevk alırsın. Düşünme kare kare incelemek sana zevk verir.

Aşk Hep Devam eder mi?

Aşık olma süreklilik arz eden bir duygu değildir; hep devam etmez; bu aşık olunan kişiyi sevmemek anlamına gelmez. Ama aşktaki ihtiraslı duygu sona erer. Aşık olunduğunda insanlar kendilerini cennet bahçesinde her şeye gücü yeten; her şeyin üstesinden gelebilecek şekilde hisseder. Bütün sorunların üstesinden gelinebilir; gelecek pırıl pırıl olacaktır. Aşık olunduğunda hissedilen bu duyguların gerçeklere uzaklığı vardır. Tıpkı 2 yaşındaki bir çocuğun kendini ailesinin ve dünyanın kralı gibi hissetmesi ve sonsuz güce sahip olduğuna inanmasına benzer.

Aşk sona eren bir duygu ancak aşkı körükleyen ve süresini uzatan bir takım faktörler var tabi.. kıskançlık mesela aşkın süresini uzatır. Ancak aşırı kıskançlık aşkı bitirebilir. Aşkın en yüksek seviyede yaşandığı durumlarda diğer kişinin hayatına giren 3. Kişiler girerse bu aşkın süresi uzayabilir. Kavuşmayı engelleyen durumlar sosyal yada fiziki koşullar aşkı uzatır.

Bir hatırla sen gençken annenler senin aşık olduğun kızı istemediler diye aşkın ne kadar büyümüştü; ne kadar mücadele etmiştin. Özellikle ergenlerde bu durumu sık görürüz; anne-baba gençtir aşık olur geçer dedikçe ergenlik döneminde kişi daha fazla aşık olduğu kişiye yönelir. Beni sadece o anlıyor; annem babam bile beni anlamıyor diye yakınır.

Benzerlikler; aynı etnik yapı; sosyal; eğitim ve ekonomik altyapı; benzer tutumlar ve beklentilere sahip ancak genelde geçmişte çok fazla tanımadığımız kişiler daha cazip geliyor ve duygular ona yönelebiliyor.

Aşk en yüksek yerinde biterse kişi için çok acı verir. Acısı büyüktür. Aşk ne kadar büyük yaşandıysa acısı da o denli büyük oluyor.

Tabii her aşk ayrılma ile bitmiyor. Her şey yolunda giderse evliliklerde yapılıyor. Aşk ile başlayan evliliklerde çoğu zaman aşk duygusu güçlü bir sevgi bağına evriliyor.

Eşler Ne Diyor?

Genelde şu şekilde söylemlerle karşılaşıyorum. Eşimi ilk gördüğümde çok güçlü bir duygu hissettim. Bu benim olmalı dedim. O kadar kusursuzdu ki benim için. Hep onu düşünüyordum; geçtiği yollardan geçmeye ve onu görmeye çalışıyordum. Hiçbir şey paylaşmadan kafamda ona öyle bir yer vermiştim ki inanamazsınız. Ona ulaşmak için çok uğraştım ve Allaha şükür sonunda evlendik. Ancak bir süre sonra içimdeki o muhteşem kadının değişmeye başladığını; bazı kusurları olduğunu görmeye başladım. Önce inanamadım ve kafamdaki kadını eşimde görmek için tartıştım; kavga ettim. Ancak en sonunda gördüm ki biz bir elmanın iki yarısı değilmişiz.

Elmanın iki Yarısı söylemi?

Evet aşkta insan kendisi ve aşık olduğu kişiyi bir elmanın iki yarısı gibi; onun diğer parçası ve kendini tamamlayan şey olarak görebiliyor. Bir süre sonra aslında sevdiği ile bir olmadığını; sevdiği kişinin kendi arzuları; istekleri; zevkleri; önyargıları olduğunu görmeye başlıyor.

Birbirine yoğun duygular besleyen aşkları için her şeyi göze alan çiftler evlendiklerinde ise gerçeklikle karşılaşıyor.