Panik Bozukluğu ve Panik Atak
Panik Bozukluğu; her 100 kişiden üçünde görülen ciddi bir rahatsızlıktır. Genellikle 20-35 yaşlarında ortaya çıkar. Nedenleri tam olarak belirlenememiş olsa da başa çıkılamayan yaşamsal sorunlar; sarsıcı hayat olayları; mezuniyet; evlilik; ilk çocuğun doğması gibi stres barındıran büyük değişimlerle ilgili olduğu ve bunlarla tetiklendiği görülmektedir. Aynı zamanda; genetik bir yatkınlık olduğuna dair kanıtlar da vardır. Eğer aile bireylerinden biri panik bozukluğu geçirmişse; bu bozukluğun görülme riski artar.
Panik atak; önceden bir uyarı vermeden ve herhangi bir nedeni olmadan ortaya çıkan ani bir korku patlamasıdır. Çoğu kişinin şikâyetçi olduğu “stresli olmak”tan çok daha yoğundur. Panik atak yaşayan kişilerde görülen en yaygın belirtiler; çarpıntı; nefes almakta zorlanmak ve göğüs ağrısı; yoğun bir korku; baş dönmesi; mide bulantısı veya sersemlik; titreme; terleme; sarsılma; ateş basması veya ani üşüme; ayak veya el parmaklarında uyuşma ve delirme veya ölme korkusudur.
Panik bozukluğun en olası tehlikesi fobilere yol açabilmesidir . çünkü ataktan sonra kişi; panik sırasında karşılaştığı durumlardan kaçınmaya başlar. Panik bozukluğu olan birçok hasta panik atağıyla ilgili olarak ‘duruma bağlı kaçınma’ gösterir. Avmler; sinema gibi kalabalık yerlere gitmek bu kişilerde büyük bir korku oluşturur.
Evden dışarı çıkılacağı zaman gidilecek yerin bir hastaneye yakın olması; etrafında eczane olması gibi kriterler aranır. Kaçınmalar başlar.Panik bozukluk kişilerin hayat kalitesini çok düşüren; çoğu zaman iş; aile ve sosyal alanda işlevselliğini ciddi şekilde etkileyen ruhsal bir hastalıktır. Panik Bozukluğu; tedavisi mümkün bir hastalıktır.
Panik Bozukluğunun tedavisinde şu yöntemler kullanılır:
1.Bilişsel-davranışçı tedavi:
Bu tedavi yönteminde iki amaç vardır:
1. Bilişsel yeniden yapılandırma :Hastanın; aslında tamamen “zararsız” olan Panik Atağı belirtileri hakkındaki yanlış bilgi ve inanışlarının düzeltilmesi ve hastanın bu belirtiler ile korkmadan baş edebilmesinin öğretilmesi amaçlanır.
2. Korkulan durumlarla karşı karşıya gelme:Panik Atağı geleceğinden korktuğu için tek başına bulunmaktan kaçındığı yer ve durumlarla aşamalı bir şekilde tekrar tekrar karşılaştırılması; böylece korkularının“üstüne gitme”si sağlanarak korkularını yenmesi amaçlanır.
Bu tedavide doktor hastasına dışarıya çıkma; pazara gitme; taşıt araçlarına binme gibi hastanın; korku ve Panikleri nedeniyle yapamadığı etkinlikleri bir plan dahilinde en basitlerinden başlayarak “alıştırma ödevleri” olarak verir. Hasta basitleri yapabilir hale geldikçe zorlarına geçerek bütün korkulan durumlar bitinceye dek alıştırmalar sürdürülür.
Korkulan duyumlarla karşılaşma:panik bozukluğu olan kişiler nefes alıp vermede güçlük; sersemlik hissi; baş dönmesi gibi duyumları algılarlar. Bu yöntemde kişinin bu duyumlarla karşılaşması ve bunları kontrol etmesi öğretilir.
Soluk alıp verme eğitimi yapılır. Hızlı soluk alıp verme panik belirtlerini tetikleyebilir. Buna hiperventilasyon denir. Soluk alıp vermenin düzenlenmesi ve yavaşlatılması sağlanarak panik atakları sırasında hızlı soluk alıp verme yüzünden kötüleşen belirtilerin azaltılması sağlanır.
Panik Bozukluğunun tedavisinde; uygulanan diğer yöntem ise EMDR göz hareketleri ile duyarsızlaştırma ve yeniden işleme terapisidir. EMDR terapisi sırasında; beynin sağ ve sol yarımküreleri uyarılarak; geçmişte yaşanan travmatik anının yeniden işlenmesi sağlanır. Travmatik anıda gelişen duygulara duyarsızlaştıma; diğer anı ağları ile arasında ilişki kurulması ve öğrenmenin sağlanarak bilginin adaptif bir şekilde depolanması ile mümkün hale getirilir.