Kadınların Orgazm olma oranları dünya genelinde % 60-65 lerde .Hayatında hiç orgazm olmamış kadınların oranı ise %35 gibi populasyonun geneline göre yüksek kabul edilebilecek bir oran aralığındadır.
Neden bazı kadınlar orgazm olabilirken; haz aldıkları bir cinsel yaşamı sürdürebilirken; bazıları ya çok az ya da hayatları boyunca hiç orgazm olmadan yaşıyor? Orgazm olmayı bu kadar önemli kılan şey nedir?
Önce Orgazm tanımıyla başlamalıyız. Orgazm; pek çok kaynakta; kadınlarla yapılan yüz yüze bireysel görüşmelerde ve anket sonuçlarında; bilinçte farklılık(FBH-Farklı Bilinç Halleri) sanki zamanın durması; kendinden geçme ve rahatlama olarak ifade ediliyor. "Rahatlama; kendini gevşemiş hissetme." Kısa bir zaman dilimi için bile olsa; gündelik hayatın tüm yüklerinden kurtulma; hafifleme; dünyadan soyutlanma hissi. Belden aşağısı felçli olan kadınlarda bile orgazma ulaştıran başka sinir yolakları mevcut.
Orgazm esnasında en fazla salgılanan hormonlardan biri ise Oksitosin Hormonu. Oksitosin Hormonu; halk arasında bilinen diğer ismiyle Aşk Hormonu.
Biraz Oksitosin Hormonunu anlamaya çalışalım. Burnumuzun kanatları arkasına denk gelen ve yaklaşık olarak küçük parmak büyüklüğünde ancak boyutundan bağımsız olarak tüm endokrin(içsalgı) sistemimiz içerisinde en önemli olan yer ;Hipofiz Bezidir. İki bölümden oluşur; ön ve arka lob şeklinde adlandırılır.Ön lobunda 6 hormon üretilir;örneğin FSH ve Büyüme Hormonu gibi. Arka lobda ise iki hormon üretilir Bunlardan biri idrar çıkışını kontrol etmek için antidiüretik hormon(ADH); diğeri ise Oksitosin Hormonudur.
Oksitosin hormonu süt salgısının artmasında ve doğumu kolaylaştırmada etkili bir hormondur. Aynı zamanda çiftlerin birbirlerine yakınlığını arttırıcı rol oynamaktır. Eksik olduğunda nelere yol açtığına bakacak olursak; yaşamda ruhsal ve bedensel olarak iyi ve tamamlanmış hissetmemizdeki rolü de daha iyi anlaşılacaktır. Oksitosin hormonu azalan insanlarda sürekli gerginlik hali; Migren Atakları; Depresyon; Anksiyete(Kaygı) ;Yüksek Stres Seviyesi ve genel mutsuzluk hali ortak semptomlardır. Orgazm anında salgılanan Oksitosin Hormonunun ruh halimizi ve bedenimizi nelerden koruduğu bu eksikliğinde yaşanan problemler ile çok daha iyi anlaşılır hale geliyor. Orgazm esnasında salgılanması artan Oksitosin; dış faktörlere çok duyarlı bir hormon. Olumsuz faktörlerle azalırken; olumlu faktörlerle oksitosin salgılanmasını arttırmak mümkün. Eşlerin birbirleriyle sevgi içinde olması; birbirlerinin isteklerine duyarlı olması; hoş görülü olması; dahası birbirine bolca sarılan ve şefkat gösteren çiftlerde oksitosin hormonu artmaya başlıyor.
O halde orgazm olmanın; basite indirgenmiş bir seks algısının ötesinde; ruhsal yanımızı besleyen çok önemli işlevleri var. Cinsel yaşamında eşiyle bu hazzı yaşayamayan kadın ve erkekler ;gündelik hayatta üretkenliklerini kaybediyor. Yaşam enerjisini çoğaltamıyor; somut bir nedene bağlanamamış muğlak bir keyifsizlik ve hayattan tat alamamaktan bahsediyor. Evlilik ve Çift Danışmanlığına gelen hemen her çiftte aynı çekirdek probleme varmamız bir tesadüf olabilir mi? Hayır ;olamaz. Hayatta tesadüflere yer yoktur. Her şeyin bir başlatan nedeni; sürdüren dinamikleri ve sonucu vardır. Ortaya çıkan sonucun; çemberin başındaki nedeni tetiklemesi ise; ilişki dinamiklerinin kısır döngüsüdür. Bu kısır döngüyü yenmek için; Cinsel Terapi denilen; yapılandırılmış spesifik bir terapi modeli uygulanır. Cinsel Terapi sadece bu alanda eğitim almış; psikolog;psikolojik danışman ve hekimler tarafından uygulanabilir.