Çağımızın en önemli sorunlarından birisi atalet kavramıdır. Nedir bu atalet? Kelime anlamı olarak eylemsizliktir. Kişi burada neyi istediğini biliyor. Buna ulaşmak için neler yapacağını biliyor. Potansiyelini bildiği halde yapmaması bu kişilerin atalet halinde yaşadığını gösterir.
Üniversiteye hazırlık öğrencilerinin ve bir çok kişinin bu durumla ilgili sorunlar yaşadığını biliyoruz. Örneğin sınava hazırlanan bir öğrenci ne yapmak istediğini yani çalışması gerektiğini biliyor. Ama kendine engel olamıyor. Sürekli atalet haline düşüyor. Bu kavram vücudumuza sinsice giriyor. Ve sizi ele geçiriyor. Sanki siz bir başkasının hayatını yaşıyor gibi oluyorsunuz. Peki siz bu duruma izin verecek misiniz? Asla. Hayat; başkalarının hayatını yaşayamayacak kadar kısadır. Bu kısa zamanda kendimiz olalım. Bir amacımız olsun. Kendi özgün amacınız olursa başkalarının size müdahale şansı yok sayılır. Özgün amacınızı hayatınızda ilk sıraya koyun.
Ataletin oluşumunu anlatan meşhur bir hikaye vardır. Çoğu kişi tarafından bilinen; suya atılan kurbağanın hikayesidir ki hatta bilimsel bir deneydir. Kurbağa önce içi sıcak su dolu kaba atılır ve kurbağa can havliyle kaptan dışarı sıçrar. Sonra kurbağa tekrar su dolu bir kaba atılır fakat bu sefer su normal ısı seviyesindedir ve kurbağa halinden memnundur. Bu esnada kap ateşin üstüne konulur ve su yavaş yavaş ısıtılır. Bunun sonucunda gözlenen ise şudur ki; halinden memnun olmanın verdiği rahatlıkla kurbağa suyun sıcaklığının arttığını hissetmemiştir. Bu; ataletli halde yaşayan insanların durumuna bir örnektir. Atalet insanın yaşamına sinsice girer ve kendini fark ettirmeden kişiyi ele geçirir. Sonuç olarak halinden memnun olan kurbağa suyun sıcaklığının arttığını hissetmemiştir. Sizin de kafanızda bazı örnekler canlandı mı ? Mesela sınava hazırlanan öğrencinin durumu da bu değil midir? Sınava hazırlanan öğrenciler sınav sürecinde zamanın nasıl geçtiğinin farkına varmayıp zamanın sıcaklığını hissetmiyorlar.. Atalet; kişinin yaşamında iki şekilde görülür: İnsanın ruhunu ele geçiren psikolojik atalet ve vücudunu ele geçiren fizyolojik atalet.
Psikolojik atalet birçok psikolojik etkene bağlı olarak ortaya çıkan ve depresif ruh halini daha da arttıran atalet halidir. Fizyolojik atalet ise; bedendeki hareketlerin yavaşlığıdır. Son dönemlerde artan masa başı çalışma düzeni bu ataleti daha da körüklemektedir. Bu iki atalet biçimi birbirine bağlı ve biri; bir diğerine yol açan bir döngü biçimindedir. Fizyolojik atalet psikolojik atalete dönüşebildiği gibi psikolojik atalet de fizyolojik atalete dönüşebilir.
ATALETİN NEDENLERİ VE ÇÖZÜM YOLLARI
1) AMAÇSIZLIK : Hayat amacının ne olduğunu bilmemek kendimize bir yol çizmemekten kaynaklanıyor. Bunun için kendi yeteneğimize ilgilerimize ve kişisel özelliklerimize uygun bir amaç belirlemek gerekiyor.
Örneğin müzik aletine ilgi duyan çalan biri kendine amaç olarak tanınan bir müzisyen olacağım diyebilir.
Hayat amacımızı bugünden itibaren belirleyelim. Aynaya bakıp benden ne olur demeniz gerekiyor? Birde sizin diğer insanlardan farkınız nedir? Bu soruları muhakkak kendinize sorun.
2) MÜKEMMELİYETÇİLİK : Hiç bir şeyin istediği gibi olmamasından kaynaklanan bir durumdur. Mükemmeliyetçi düşünürsek mutlaka hata yaparız. Olumsuz düşünürüz. Kendimizin dahil herkesin bir eksik yönünün olduğunu bilmemiz gerekiyor. Biz burada olumlu yönlerimize odaklanacağız ve geliştireceğiz..
3) MADDİYATSIZLIK : Yapmak istediğimiz şeyin belli bir sermaye gerektirmesi bu sermayenin bulunmaması sonucunda atalet oluşur. Damlaya damlaya göl olur atasözünü hepimiz biliyoruz. Asgari ücretle çalışan bir işçi olsanız dahi her ay aldığınız maaşın %10’nunu biriktirebilirsiniz. %10 luk kısım sizi açta yapmaz tokta yapmaz. 1600TL asgari ücret aldığımızı düşünelim. %10 u 160 TL yapıyor. 5 yılın sonunda 9600TL yapar. Biriktirdiğiniz para sizi daha rahat ve özgüvenli yapar.
4) OLUMSUZ DUYGU-DÜŞÜNCE : Mizaç olarak olumsuz bakış açısına sahip olan bireyde bu bakış açısıyla birlikte olumsuzluklara çok rahat yönelebilir. Burada olumlu ve harekete geçirecek eylemlerimiz olması gerekiyor. Ne yaparsak yapalım yaptığımız işlerin her zaman ders çıkaracağımız olumlu yönleri bulunmakta. Neden o yöne doğru gitmiyoruz ?
5) PASİF DİRENİŞ : Yapmayı istemediği bir şeyi yapmaya zorlanan kişilerin kendi içinde gösterdiği inattır.
Üniversiteye hazırlanan arkadaşlar aileniz size ders çalışmanız gerektiğini söylüyor. Evet bir insana ders çalış demek o insanın hemen dersin başına geçip çalışacağı anlamına gelmiyor. Lütfen aileler bu konuda ‘’ ders çalış ‘’ yerine hayallerine yaklaşması için ne yapması gerektiğini sormak daha alternatif bir cümle olacak. Aileniz size bu soruyu sormuyorsa bile siz kendinize sorun :)
6) Öğrenilmiş Çaresizlik : Hedefe ulaşmak için engelleri aşmaya çalışan bir sporcu düşünün. Her defasında başarısızlık gösteriyor. Başarıya dair olan inancını yitirip umutsuzluğa kapılması bir öğrenilmiş çaresizliktir. Önümüze ne tür engeller çıkarsa çıksın asla pes etmemeliyiz.
Ataletten Kurtulmak İçin İpuçları
1. Ataletten kurtulmanın ilk adımı atalet halinde yaşadığını fark etmektir. Bu kadar yoğun ve yaygın olarak atalet içerisinde yaşadığımız halde atalet algılamamızın olmaması ataletlerimize kalıcılık kazandırmaktadır.
2. Prof. Dr. Ali Fuat Başgil’in deyişiyle “Üşenmeyin; Ertelemeyin; Vazgeçmeyin”. Atalet düşmek istiyorsanız önce hedefler belirleyip planlar yapın; sonra da üşenin; erteleyin; vazgeçin!
3. Umutlarınızı yüksek sabit giderlerinizi düşük tutun. Atalete düşmek istiyorsanız umutlarımız düşük; sabit giderlerinizi yüksek tutun!
4. Geniş düşünün; dar başlayın; çabuk bitirin. Atalete düşmek istiyorsanız “dar düşün; geniş başla; geç bitir” tarzında çalışın!
5. Her alanda birşeyler öğrenin; bir alandaki her şeyi öğrenin. Atalete düşmek istiyorsanız her alanda yüzeysel birşeyler (“televole bilgileri”) öğrenin.
6. Panonuza şu soruyu yazın: Bugün yapmadıklarımın gelecekteki sonuçları neler olacak?
7. Hayatta başınıza gelen olaylardan daha çok; o olaylara verdiğiniz anlamların sizi atalete düşürdüğünü unutmayın. Önemli olan size neler olduğundan daha çok sizin nasıl biri olduğunuzdur.
8. Eyleme geçmek için mükemmel hale gelmeyi beklemeyin. Özellikle küçük işlerde kervanı yolda düzeltecek şekilde harekete edin.
Micheal Jordan i Micheal Jordan yapan şey pes etmemesiydi. Ben maçı kaybetmiyorum sadece süre bitiyor düşüncesiyle yaşıyordu.
Evet değerli dinleyiciler bir işe başlamak için illa motive olmayı beklemeyin. İşe başlayın ve başarınızı gördükçe siz zaten motive olacaksınız. Motive olmadan eyleme geçip başarırsanız demek ki ben motive olmadan da başarabiliyorum düşüncesi oluşuyor. Bir işe başlarken motive olmayı beklemeyin. Motive olmayı beklerseniz uzun bir zaman geçer.
Yapacaklarınızı en önemliden en önemsize doğru yazıp öncelik sırasına koyun. Hayatta da bir planınızın olması gerekiyor.
Trafikte aynı anda yeşil ışıkların yanmadığı gibi hayatta da hiçbir şey rahat elde edilmez. Bu dünyada ne yapmanız gerekiyorsa onu yapın. Güneşiniz parlasın..
Yarın sabah uyandığınızda sorunlarınızı başkası değil siz çözeceksiniz. Ataletten kurtulup kendinize yatırım yapma zamanı geldi…