Ödül ve ceza; hem anne-baba görüşmelerinde çok sık karşılaştığım hem de son zamanlarda çok tartışılan bir konu. İki yöntem de davranışların düzenlenmesiyle ilgili anne-babaların sıklıkla başvurduğu bir yöntem. Özellikle gözlemlediğim; anne-babaların; çocuğa bir iş yaptırmak istedikleri zaman bir ödül için söz vermesi durumu. Davranışları düzenlemek için etkili bir yöntem gibi görünse de zamanla çocuğun ödülü beğenmemesi ve adeta ödüle bağımlı hale gelmesiyle sonuçlanıyor. Beklenen davranışı yerine getiren çocuk zamanla beklenti içine giriyor ve anne-baba ödülü dillendirmediğinde çocuk sorar hale geliyor: "Ödevimi yaparsam bana ne alacaksın?" İşin içinden çıkamayan anne-babalar daha etkili bir ödül vermeye ya da hızla bu yöntemden uzaklaşmaya çalışıyorlar.
Peki çocuk yetiştirirken ödül-ceza yöntemini nasıl kullanabiliriz?
"Olumlu davranışın takdir edilmesi"ni birçok uzmandan duymuş; okumuşsunuzdur. Genelde çocuk yetiştirirken çocukların hatalarına odaklanılıyor. Rutin işlerin; hayattaki rollerin ve ev sorumluluklarının sebep olduğu bıkkınlık ve yorgunluk ister istemez çocuklarla iletişime yansıyor. Bazı doğru davranışların dillendirilmeden yapılıvermesi isteniyor. "Olumlu davranışın takdir edilmesi"; aslında sadece çocuğun yaptığı beklenen davranışın sözle takdir edilmesi. Evet; bu kadar kolay. "Ben söylemeden ödevlerinin başına oturman beni çok mutlu etti. Sana bu konuda güveniyordum; güvenimde haklıymışım." Bazen bu yaptığı davranışı takdir ettikten sonra "Ben söylemeden oyuncaklarını topladığın için teşekkür ederim. Sana geçen gün bahsettiğin o kalemi alacağım." diyerek ödüllendirebilirsiniz. Böyle bir durumda çocuk ödülden ziyade yaptığı davranışla gururlanacak; odağı o davranış olacaktır. Sonrasında oyuncak toplama davranışını çocuk ödül için değil; anne-babasının takdirini kazanmak için yapacaktır. Bu sebeple ödül başlangıçta ve belli bir oranda kullanılmalı; istenilen davranış çocuk tarafından yapılmaya devam edildiğinde ise ortadan kalkmalı; ödül yerine çocuk takdir ve teşvik edilmelidir. Ödüllendirildiği ve verilen ödülü neden hak ettiğini ifade etmek oldukça önemlidir.
Gelelim cezaya... Ceza; anne-babaların istenmeyen bir davranışı ortadan kaldırmak için başvurdukları bir yöntemdir. Ceza; çoğu zaman çocukta kızgınlık; nefret; intikam; güvensizlik; suçluluk gibi negatif duygulara sebep olur. Çocuk; davranışı tekrarlamak istediği halde korktuğu için yapmaz; davranışın neden istenmediğiyle ya da yanlış olduğuyla ilgili bir fikri oluşmamış olur. Çocuk yaptığı yanlış davranışın sonuçlarını düşünmez; o an yaşadığı olumsuz duygulara odaklanır. Bu yöntemle; hem çocuğun yaptığı yanlışla yüzleşmesine hem de yaptığı davranışın sonuçlarını düşünmesine engel oluruz. Yine ödüldeki gibi cezanın da sonu yoktur. Tablet oynaması yasaklanan çocuk televizyonla ilgilenebilir; sizin telefonunuzu kaçırıp oyun oynayabilir.
Elbette çocuk yaptığı yanlış davranışın sonuçlarını yaşamalı; bedelini ödemelidir. Örneğin; bir çok defa uyarı almasına rağmen ortalığı kirleten çocuğa; nasıl temizleyeceği gösterilir ve temizlemesi istenebilir. Temizlemezse; yaptığı şeyden mahrum bırakılabilir. Bu mahrumiyet; yaptığı yanlış davranışın önüne geçecek ağırlıkta olmamalıdır. Ceza vermeden yanlış davranışa pekala engel olabiliriz. Neden olmaması ile ilgili onun seviyesinde önleyici açıklamalar yaparak; beklentileri ifade ederek; en önemlisi ona model olarak ve yol göstererek istenmeyen davranışı anlamasını sağlayabiliriz. Ve yine ödüldeki gibi istenen davranışa yakın bir davranışta bulunduğunda dahi onu takdir ederek istenen davranışı pekiştirebiliriz. Örneğin; salonu dağıtmadan oynamasını istediğimiz çocuğa alternatif sunmadan yasak getirdiğimizde çocuk bocalayabilir. Emretmeden evvel "Oyuncaklarını salonda oynamak yerine .... oynayabilirsin." diyebiliriz. Evet; dilimizi olumluya çevirmeye özellikle çocuk yetiştirirken çok ihtiyacımız var.
Bazen çocuk doğru davranışı nasıl yapacağını bilemeyebilir. Özellikle planlama becerisi olmayan çocukların iyi bir kılavuza ihtiyaçları vardır. "Odanı topla" yerine ona odasını adım adım nasıl toplaması gerektiği öğretilip beraber işe koyulduğunuzda daha çok işe yaradığını göreceksiniz.
Bazen de cezanın doğal yolla olmasına izin vermek gerekir. Ödevini yapmayan çocuğa okulda öğretmeni gereken geri bildirimi verecektir. Anne-babalar bazen çocukların çevresinde olumsuzlukla karşılaşmamasını istercesine davranmaktadır. Böyle bir durumda anne-baba olarak öğretmene karışmamalı; çocuk evde bunu anlattığında nasıl ödevlerini planlamak gerektiği ve duyguları üzerine konuşmalıdır. "Ödevlerini yapmadığında öğretmeninin kızması seni utandırmış anladığım kadarıyla. Bunun bir daha olmaması için sana yardımcı olabilirim. Gel seninle okuldan eve geldiğinde zamanını nasıl planlayacağını konuşalım." gibi.
Doğru davranışların öğrenilmesi; oturması zaman alır. Hayat koşturmacasında en sevilen olmalarına rağmen sabrın en çabuk tükendiği durak çocuklarımız olmamalı... Unutmayın; davranış oturturken göstereceğiniz sabır; tutumlarınızdaki süreklilik ve duruşunuzdaki netlik sizi ve çocuğunuzu başarıya ulaştıracak.