Kişinin duyusal işlevleri; bunu öğrenmesi ve davranışa dökmesi anne karnında başlayan ve hayat boyu devam eden bir süreçtir.
Duyu bütünleme; çevreden ve vücudumuzdan aldığımız duyumların beynimiz tarafından organize edilerek işlevsel olarak kullanılması ve beynin öğrenme sürecine hazır hale getirilmesidir. Bu süreç ancak kişi; duyusal ve motorik yönden normal olduğunda gerçekleşebilir. Kişi beynini çevreye ne kadar açık hale getirirse; gelişim ve öğrenme süreci o kadar hızlı olur.
Kişinin duyusal işlevleri; bunu öğrenmesi ve davranışa dökmesi anne karnında başlayan ve hayat boyu devam eden bir süreçtir. Bebeğin anne karnında hareket etmesi; çevresinden özellikle annesinden gelen sesleri sürekli işitmesi duyusal gelişim sürecinin en önemli parçasıdır. Bebeğin gözlerini açtığında ona en tanıdık gelen sese yönelmesi ve ona uzatılan anne sütüne ağzıyla uzanması; ondaki duyuların başarılı işlenmesi sonucunda gerçekleşir.
Çocuğun zamanında başını tutması; dönmesi; oturması; emeklemesi ve yürümesi motor ve duyusal mekanizmalarının düzgün çalışmasıyla mümkündür. Çocukluk çağında oynanılan oyunlar; işitilen sesler; dokunulan yerler çocuklara görsel; işitsel; denge ile el ve ayak becerileri olarak geri döner.
0-7 yaş arasındaki çocukların zihinsel gelişiminin daha çok somut odaklı olması; meydana getirdiği adaptif cevapların (gelişen harekete uygun bilişsel ve davranışsal olarak verilen cevap ) hareket temelli yani kas odaklı olması ve bu yüzden de ilk yaşlarda daha çok sensorimotor (duygusal motor) gelişimin tamamlanmasını beklenir. Eğer çocuk bu yaşlarda sensorimotor gelişimini iyi bir şekilde tamamlamışsa okuma; yazma; resim çizme gibi sosyal becerileri daha iyi yapabilecek ve yaptığı aktiviteden keyif alacaktır.
Voleybolcular; futbolcular ve basketbolcular iyi bir vücut farkındalığının yanında görme; işitme ve dokunma sistemlerine sahiptir. Çocuklukta oluşturulan sensoriomotor temel ve ilerleyen yaşlarda bunun üstüne kurulan sosyal beceriler çocuk için bir yol haritası olabilmektedir.
Duyu bütünleme; otizmli çocuklarda eksik duyusal temellerin yapılandırılması ve beyne giden sinir yollarının tamirinde büyük rol oynar. Bununla birlikte duyu bütünleme; gelişim döneminde eksik hareket veya daha az aktivite sonucunda; normal gelişim gösteren çocuklarda meydana gelen duyusal motor problemlerini ortadan kaldırmak amacıyla da uygulanır.
Normal gelişim gösteren çocuklarda duyusal durum ve duyu bütünleme
Duyu bütünleme; gelişim döneminde eksik hareket veya daha az aktivite sonucunda çocuklarda meydana gelen duyusal motor (sensorimotor) problemlerini ortadan kaldırmak amacıyla yapılır.
0-7 yaş arasındaki çocuklar duyu bütünlemeyle; aktif bir şekilde hareket etmeye ve hareket kabiliyetlerini artırarak hem kendi vücutlarını hem de çevrelerindeki dünyayı tanımaya çalışırlar.
Çocuklar; etkileşime girdikleri her şeyden duyusal olararak bilgi alırlar. Çevrede hareket eden; duran; olan biten her şeyle duyusal etkileşime girebilmeleri için de duyusal bütünlemeyi gerçekleştirmeleri ve bunu bilişsel olarak koordine etmeleri gerekir.
Duyu bütünleme fonksiyonları; çocuklarda aynı düzende gerçekleşir ve doğal seyri genel olarak aynıdır. Fakat kimi çocuk bunu yavaş kimisi de hızlı öğrenir. Yavaş öğrenen çocuklar genel olarak yaşamın birçok aşamasında; aktiviteler esnasında sıkıntı yaşama eğiliminde olurlar.
Çocukların kendilerine ait kişisel algı mekanizmaları farklılıklar gösterir. Bu durumu şekillendiren faktörlerin en önemlisi ise gelen duyuları nasıl aldığımız ve vücudumuzun bu durumu nasıl kabul ettiğidir.
Her çocuk; yeni duyuları deneyimlemek için kendine için fırsat tanıyan ve farklı motor fonksiyonlarını destekleyici; geliştirici oyunlardan zevk alan bir yapıya sahiptir.
Otizmli çocuklarda duyusal gelişim
Duyusal işlemleme süreci; otizmli çocuklarda daha farklı ilerlemekte ve yaşıtlarına göre çok daha zor olmaktadır.
Otizmli bireyler özellikle sosyal iletişim; duygusal olarak çözümleme; akademik beceriler ve zaman zaman da fiziksel problemlerle başa çıkarlar.
Otizmli çocuklar başkalarının fark etmediği seslerin farkında olabilir veya bebek ağlaması; çöp arabası gibi sıradan seslerden aşırı rahatsızlık duyabilirler. Bunun asıl sebebi; sesin kaynağının ne ya da kim olduğunu bilememeleridir.
Otizmli çocuklar yemek; kıyafet ve kendilerine dokunan kişiler konusunda hep seçici görünürler.
Onların duyusal öğrenim sürecinde yaşadıkları bu karmaşa; genel olarak duyusal öğrenim aşamasını yavaş sürdürmelerine sebep olur.
Bebekliğin ilk dönemlerinden başlayarak otizmli çocuklar; duyusal bilgiyi işlemleme ve bütünlemede zorluklar yaşarlar. Bu da; onların vücutlarını doğru hissetmelerini ve etraflarında neler olup bittiğini anlamalarını zorlaştırır.
Duyusal anlamda otizmli çocukların yaşadıkları problemler; onları sosyal iletişim; duyusal ve motor olarak her zaman 1-0 geride bırakır. Eğer çocuk duyusal gelişimini tamamlayamaz ve kaçmaya devamederse bu fark daha da artar.
İşte bu nedenlerden ötürü duyu bütünleme; bu sürecin en önemli parçasıdır.
Otizm ve duyu bütünleme
Duyu bütünleme; otizmli çocuklarda eksik duyusal temellerin yapılandırılması ve beyne giden sinir yollarının tamirinde büyük rol oynar.
Duyusal motor; duygu durumu (emosyonel); bilişsel ve temel becerilerin eksikliği otizmli çocuklarda algı ve iletişim problemlerinin oluşmasında önemli faktörlerdir. Günümüzde gelişen sinirbilim beynin öğrenme ile işlevselliğini ve fonksiyonelliğini artırmak; öğrenim sürecini hızlandırmak üzerinedir. Duyu bütünleme çocukların beyinde oluşan karmaşayı düzenlemek; harabiyete uğrayan sinir yollarındaki iletimi gerçekleştirmek ve beynin gelen uyarıları yorumlama kabiliyetini artırmak için olmazsa olmazdır.
Duyu bütünleme algı ve iletişim problemlerinin kaynağında yatan duyusal temelleri yeniden şekillendirmekte kullanılır.
Birçok uzman; duyu bütünleme terapisiyle otizmli çocuklardaki duyusal motor kabiliyetlerin arttığını ve bu doğrultuda bilişsel ve sosyal gelişimlerine büyük katkı sağlandığını söylemektedir.
Çocuklar; duyu bütünleme ve duyusal gelişimin hızlanmasıyla kendilerini daha iyi ifade ederler ve vücutlarını günlük yaşamda daha aktif kullanmaya başlarlar.
Bu durum sosyal ve duygu durumu gelişimi açısından çocuklara ve ailelere büyük destek sağlar.