Destek Sitesi platformunda Uzman olmak ister misiniz?

Uzman olmak için Şimdi başvurun.

Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu Tedavisinde Nörofeedback ve Diğer Alternatif Tedaviler

Oluşturulma tarihi: 18.02.2025 22:13    Güncellendi: 18.02.2025 22:13
Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu Tedavisinde Nörofeedback ve Diğer Alternatif Tedaviler

Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu nedir; Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu Tedavisi nasıl yapılır; Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu Tedavisinde Nörofeedback etkili midir soruları ile sık sık karşılaşıyoruz.

Dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu ( DEHB ) yaşam boyu devam eden nörogelişimsel bir bozukluktur. Temel belirtileri; dikkat eksikliği; hiperaktivite ve dürtüselliktir. Çocuklarda görüldüğü gibi yetişkinlerde de görülmektedir.

Dikkati dağınık olan veya fazla hareketli olan her birey dikkat eksikliği hiperakvitie bozukluğu tanısı almaz. Dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu tedavi edilebilen bir sorundur ve son zamanlarda daha iyi tanınmaya başlamıştır. Özellikle yetişkinlerde dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu ( DEHB ) son yıllarda sıkça söz edilen bir sorundur.

Dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu ( DEHB ) tedavisinde ilaç tedavisi bir seçenektir. Aynı zamanda terapi; Dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu ( DEHB ) koçluğu gibi yaklaşımlar da mevcuttur.

Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu Tedavisinde Nörofeedback

Nörofeedback; beyindeki uyku; uyanıklık; zihinsel aktivasyon durumlarında ortaya çıkan delta; alfa; teta; beta dalgalarının EEG benzeri bir araç ile saptanmasına dayalı bir yöntem. Dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu olan bir hastada; dikkatin dağılmasına işaret eden bulgular elde edildiğinde bir ekrandan geri bildirim veriliyor hastaya. Örneğin bir film seyrederken eğer dikkat bozulursa görüntü bulanıklaştırılıyor; dikkat düzeldiğinde görüntü düzeltilerek pozitif pekiştireç uygulanıyor.
Nörofeedback yönteminin dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğunda kullanımıyla ilgili yayınların çoğu vaka bildirimlerinden ibaret. Psikiyatride vaka bildirimleri en zayıf kanıtlar arasında kabul edilir.
Çok az sayıdaki bazı çalışmaların bir kısmında hastalar eş zamanlı olarak ilaç da kullanıyorlar. Bazı çalışmalarda da plasebo yani yalancı nörofeedback uygulanan vakalarda da düzelme olduğu gösterilmiş. Plasebo kontrollü standart protokoller uygulandığında etkinliğinin olmadığı şeklinde ifade ediliyor.
Üstelik hiç yan etkisi olmayan bir yöntem de değil. Epileptik nöbet; anksiyete; yorgunluk; uyku sorunları; baş ağrısı; irritabilite (kolay sinirlenme); manik belirtiler gibi hiç de hafif sayılmayacak yan etkiler bildirilmiş bazı çalışmalarda.
Diğer bir olumsuzluk da 4-6 ay gibi bir süre gerektiriyor olması vadettiği sonuçları gösterebilmesi için. Oysa ilaç tedavileri oldukça hızlı bir şekilde etkisini gösteriyor.
Dehb’de diğer alternatif yöntemlerde de randomizasyon sorunları başta olmak üzere nörofeedback araştırmalarındakine benzer yöntemsel sorunlar var. Randomizasyon yöntemin etkinliğinin ispatlanabilmesi için deneklerin rastlantısal bir şekilde iki gruba ayrılması anlamına gelir. Bir tedavi tekniği etkin bile bulunsa; bu araştırma sonucunun değerli bir kanıt sayılabilmesi için randomizasyon çok önemli bir yöntemsel uygulama.
Oldukça pahalı olan bu yöntemlerin piyasada tanıtımını yapan şirketler araştırmanın yöntemini sorgulamadan positif sonuçları göz önüne seriyorlar. Oysa psikiyatride kullanımı ABD’deki FDA (Food and Drug Administration) gibi devletlerin ilaç kullanımına onay veren kuruluşları halen kullanmakta olduğumuz ilaçları yeterli çalışma yapılmadan onaylamıyorlar.
Sonuç olarak bugün itibariyle ister nörofeedback isterse diğer alternatif yöntemler (egzersiz; diyet uygulamaları; vitaminler; omega-3; mineraller vs.) hali hazırda birinci; ikinci hatta üçüncü sıra tedaviler arasında bile sayılamazlar.