Destek Sitesi platformunda Uzman olmak ister misiniz?

Uzman olmak için Şimdi başvurun.

Duygusal Çölde Yaşamak

Oluşturulma tarihi: 18.02.2025 22:13    Güncellendi: 18.02.2025 22:13
DUYGUSAL ÇÖLDE YAŞAMAK

Duygusal yoksunluğu olan danışanlar terapiye geldiklerinde yalnızlıklarını da beraber getirirler. Üstelik seans bitip onlar ofisten çıktıktan sonra bile bu yalnızlık bizimle kalır….

Terapiye kendimi çok yalnız hissediyorum; sanki uzay boşluğuna fırlatılmışım gibi; kendimi insanlardan çok kopuk hissediyorum; keşke annem beni doğurmasaydı şikayetleriyle gelirler. Bu şikayetler bazen o kadar ağır hissedilir ki intiharı bile düşündüklerini söylerler. Sanki dünya duygusal çöl gibidir.

Duygusal yoksunluk; yaşamımda eksik olan bir şeyler var hissi oluşturur. Bu daha çok boşluk hissi gibidir. İhmal edilmiş; unutulmuş; varlığı fark edilmeyen; bir köşede tek başına oyun oynayan; yalnız kalan bir çocuğun hissettikleri neyse bu şeması olanlar da onu hissederler. Sevilme ihtiyacı hiçbir zaman karşılanmayacağına dair derin ve sabit bir inançları vardır.

Bu şeması olan insanlar; sıklıkla duygusal ihtiyaçlarını karşılamayan soğuk eşlere (partnere) ilgi duyarlar. Soğuk eşlerden çekim alırlar. Bu da onların döngüleridir.

Başka insanlar tarafından kronik olarak hayal kırıklığına uğramış olmak; belki de halen uğramaya devam etmek duygusal yoksunluk şemasının bir göstergesidir.

Duygusal yoksunluk şeması olanlar; romantik bir ilişkiye girmekten bütünüyle kaçınırlar; ya da ilişkileri çok kısa süreli olmaktadır. Uzun süreli ilişki geliştirmekte çok zorlanırlar. Örüntü her zaman aynıdır. İlişki her zaman umut ve heyecanla başlar sonra çekim azalmaya başlar ve hayal kırıklığı ile biter.

Başkaları ile ilişki 2 türlü kurulur. Birincisi; yakın ilişkiler aile; arkadaş v.s arasında olur. En yakın ilişkilerimizde annemize veya babamıza olan bağlılığımız gibi bir bağ hissederiz. İkincisi ise sosyal bağlanmadır. Ait olma hissi; sosyal ilişkiler ve gruplar arasında yaşadığımız ilişkileri kapsar.


Bağlanma sorunu yaşıyorsanız ilişkileriniz yüzeyseldir; derinlemesine ilişki kuramazsınız. Yalnızlık sorun olmaya başlar. Hiç kimsenin sizi derinden anladığını ve derinden ilgilendiğini hissetmezsiniz. Dünyadan izole olduğunuzu ve hiçbir yere uyum sağlayamadığınızı hissedersiniz. Yaşadığınız boşluk duygusudur. Bağlanmak için açlık çekmektir.

Sevilme ihtiyacının başkaları tarafından yeterince karşılan(a)mayacağı inancını taşırlar. Soğuk ve verici olmayan insanlar (partnerler) daha yakın gelir. Kendileri soğuk veya aşırı vericidirler. İnsanlarla tatmin edici ilişkiler kuramazlar. Kendilerini aldatılmış hissederler. Çoğunlukla öfkelenmek ile yalnız kalmak arasında gidip gelirler.

Karşı cinsin gönlünü fethetmesine rağmen gerçekten bağlanamazlar. Hiç birinin onu tatmin etmediğini söyleyerek bir partnerden diğerine koşarlar. Uzun süreli ilişkiler geliştiremezler. Kendilerini boş ve bıkkın hissederler. Sanki içlerinde kocaman bir delik varmış gibi; sürekli onu doldurabilecek partnerler ararlar.

Bu şemaya sahip insanlar yakınlık duymaktan kaçınmak için insanlarda özellikle partnerlerda kusurlar ararlar. (armudun sapı; üzümün çöpü misali)

Bu şemaya sahip kişilerin ebeveynleri genelde soğuktur. (duygusal) sürekli çocuklarına birisine yakınlaşmanın rahatsızlık verici olduğu mesajını vermişlerdir.

Şemanın kökenleri

Duygusal yoksunluğun 3 türü
1. Bakım yoksunluğu: Ebeveyniniz sizi kucağına alıp salladı mı? Sizi rahatlatıp yatıştırdı mı? Sizinle vakit geçirdi mi?

2. Empati yoksunluğu: sizin dünyanızı anlayan ve hislerinizi olumlayan bir kişinin (ebeveyninizin) olması anlamına gelir. Ebeveyniniz sizi anlıyor muydu? Problemleriniz olduğunda onlara güvenebilir miydiniz? Sizin söyleyeceğiniz şeylerle ilgilenip dinlerler miydi? Sizinle iletişim kurabilirler miydi?

3. Korunma yoksunluğu: Ebeveyniniz güç ve sığınma kaynağı mıydı? Güvenli bir şemsiye görevi gördüler mi? Ebeveyninizin yanında kendinizi güçlü ve güvende hisseder miydiniz?

Duygusal yoksunluk şemasının kökenleri anne ile çocuk arasında kurulamayan bağ ile çok yakından bağlantılıdır. İlk ilişki; daha sonrakiler için prototiptir. Bireyin geri kalan hayatı için; yakın ilişkilerinin bir çoğu anne ile olan ilk deneyimin izlerini taşır. Bu anne soğuk ve sevgi vermeyen bir anne olabilir. Çocuğa yeteri kadar sarılmaz ve onu kucağına almaz. Sanki çocuk yokmuş gibi davranılır; çocuk sevildiğini ve değer gördüğünü anlayamaz; anne çocuğu ile yeterli zaman ve ilgi göstermez; anne çocuğu ile gerçek bir bağ kuramaz; anne çocuğunu gerekli şekilde yatıştıramaz. O zaman çocuk kendi kendini yatıştırmayı veya başkalarının onu yatıştırmasını öğrenemez. Bunların doğal sonucu olarak da çocuk dünyaya güvenli bağlanma ile bağlanamaz.

Bu şemanın sizde olup olmadığını anlayabilmek için kendinize bazı sorular sorarak öğrenebilirsiniz. Çocukken annemi kendime yakın hissediyor muydum? Annemin beni anladığını hissediyor muydum? Sevildiğimi; anlaşıldığımı hissediyor muydum? Onu seviyor muydum? Sıcak ve sevgi veren birisi miydi? Ona ne hissettiğimi söyleyebilir miydim? Bana ihtiyacım olanı verebilir miydi? Kendimi onun yanında huzurlu; mutlu ve rahat hisseder miydim?

Bu şeması olanlar; geçmişlerini anlatırlarken; rahatsızlıklarını anlatırlarken; aşırı hassasiyetleri de göze çarpar. Kronik bir öfkeleri de vardır.

İlişkilerde duygusal yoksunluk şemaları nasıl anlaşılır:

1. İhtiyacınız olanı eşinize (partnerinize) söylemezsiniz. İhtiyacınız karşılanmadığında hayal kırıklığına uğramış hissedersiniz.
2. Ne hissettiğinizi eşinize söylemezsiniz ve sonra anlaşılmadığınız için hayal kırıklığına uğrarsınız.
3. Duygularınızı ifade etmezsiniz; kırılganlığınızı; kızgınlığınızı saklarsınız; içinizde yaşarsınız.
4. Eşinizin (partnerinizin) aklınızı okumasını ve sihirli bir şekilde duygusal ihtiyaçlarınızı karşılamasını beklersiniz; ihtiyaçlarınız karşılanmayınca da hayal kırıklığı yaşarsınız; incinirsiniz; küsersiniz; geri çekilirsiniz ya da öfke patlamaları yaşarsınız.

Duygusal yoksunluk şeması olan insanların bir kısmı bu yoksunluğu kapatabilmek; gizleyebilmek için karşıt saldırıya geçebilirler. Bu kişiler narsistik kişilerdir. Partnerlerinden çok fazla ilgi onay almak isterler alamadıklarında reddedilmiş hissederler ve öfke patlamaları gösterirler.

Duygusal yoksunluk şemasını değiştirmek

1. Öncelikle ilk çocukluk yıllarında yaşadığınız; hissettiğiniz duyguları; anıları yakalayın. Unutamadığınız anılar; duygular üzerine EMDR; Hipnoz; bilişsel davranışçı terapi; dinamik terapi v.s uygulayan bir psikologla çalışın.
2. Şemanızı tetikleyen; güçlendiren soğuk partnerlerden uzak durun. Şemanız gereği soğuk kişilere karşı yüksek kimyanız olur. Yüksek seviyede aktarım aldığınız kişilerle birlikte olma konusunu 2 kere düşünün. İlişkilerin yürümesi için bir kimyanın; bir aktarımın olması gerekir. Ancak; sadece romantik bir kimya varsa uzun vadede o ilişkide sorun yaşanacaktır.
3. Şemanız her tetiklendiğinde şemanızla yüzleşin. Değişim; şemanızı yavaş yavaş parçalayarak atmakla mümkündür.
4. Duygu alış verişini sağlamak; bunun içinde duyguların ifade edilmesi üzerine duygu odaklı terapi çalışması da fayda verir.


Erol AKDAĞ
Klinik Psikolog