Kişiler evlenmeden önce yaşamlarındaki görev; sorumluluk ve becerileri doğrultusunda hayatlarına yön verirler. Evlilik müessesi ise bu oluşmuş iki farklı yönün aynı düzlemde yürütülmesi için çabalanan farklı bir yoldur. Bu yolun heyecanı paylaşımların daha çok arttığı; sevgi ve bağlılık çerçevesinde toplum tarafından kabul görmüş bir birliktelik olmasıdır. Yeni bir ev; yeni bir yaşam ve birlikte geçirilen zamanların çoğalması çift için beklenen ve ulaşılmak istenen bir hedeftir. Bu hedef yani evlilik adımı artık yeni yürünecek yolda iki kişinin karakterlerini; alışkanlıklarını; aile yapılarını; daha önceki yaşamlarında alışık oldukları gelenek ve görenekleri birlikte sentezlemeleri gereken yeni bir yaşam şeklidir. Yenilik heyecan verici olsa da alışık olunmayan ve kendi geliştirdiği kalıplarını değiştirmek durumunda kalan eşler için ayak uydurmaları gereken zorlukları da içerisinde barındıran bir dönemdir. Birbirlerini seven çift; bekarlık dönemlerinde anne baba evinde ya da kendi evlerinde alışmış oldukları günlük rutin ve sorumlulukları yeni evlerinde değiştirmek dönüştürmek hatta var olan sorumlulukları artırmak durumunda kalırlar. Bekar dönemde erteleyip önemsemediğiniz sorumlulukların hepsi çift olunduğunda zamanında yapılması beklenir. Anneniz odanızı toplamadığınız için kızmıyor iken eşiniz evin temizlenmesini ve yemeğin yapılmış olmasını bekleyebilir. Ya da istenilen saatte dışarıda vakit geçirilen bir dönemden artık belirli saatlerde evde olmanız beklenir. Sosyalleşmek için birlikte hareket etme beklentisi ortaya çıkar. Tek başınıza aldığınız pek çok kararı artık birlikte almak ve ortak hareket etmek durumunda kalırsınız. Sorumlulukların arttığı ve karar verme seçeneğinizin farklılaştığı bir düzenle baş edebilmek ve uyum sağlamak kolay değildir. Hayatınızda stres ve kaygı yaratabilir. Bu adaptasyonun farkında olmadığınızda hep istediğiniz bir sürecin neden hayal ettiğiniz gibi gitmediğini anlamak istersiniz. Her şey yolundadır ancak beklentilerinizi karşılamadığını ve uyum sağlamakta zorlandığınızı düşünebiliriz. Sevdiğimiz insanla hayalini kurduğumuz evliliğin gerçek deneyimde daha farklı olduğunu görmek kişilerin kendi duygusal süreçlerini sorgulamasına da neden olabilmektedir. Sosyal hayatta görüştüğümüz tanıdığımız kişinin ev ortamındaki alışkanlıkları; kişisel sınırlarına alışmak uyum sağlamak beklendiği kadar kolay olmayabilir.
Evliliğin ilk döneminde olumsuz geçebilecek adaptasyon dönemini önlemek için evliliğin
• Kendi içerisindeki kolay-zor; olumlu-olumsuz yanlarının açık bir şekilde paylaşılması;
• Sürecin her iki taraf için ne anlam ifade ettiğinin ve çiftlerin birbirlerinden beklentilerinin konuşulması;
• Çiftlerin ailelerinin yeni kuracakları aile sistemine nasıl adapte olabileceklerinin önceden açıklanması; kültürel farklılıklar var ise bu farkların açıkça paylaşılması ve uyum için gerekli çabanın ortak olarak sağlanması gerekir.
Evliliğin ilk yıllarındaki yaşanan sorunları en aza indirgemek çiftlerin birbirlerine bağlılıklarını kuvvetlendirerek evlilik kurumunun sağlam temellere kurulabilmesine yardımcı olur. Sağlıklı kurulmuş ilişki; sağlıklı ebeveynlik içinde çok önemli bir adımdır. Çiftlerin birbirleri ve aileleri ile sağladıkları iletişim ve ilişki biçimi ebeveynlikte çocuk yetiştirme biçimini doğrudan etkiler. Bu nedenle heyecan ve güzel hayallerle kurulan evlilik sürecinin sorumluluk ve paylaşım gibi kısımlarının gerçekçi olarak ele alınması hem ilişkinin ilk dönemlerini daha rahat geçirebilmek ve adapte olabilmek hem de evliliğin uzun vadeli sağlıklı ilerlemesine ve ebeveynlik dönemleri için birer yatırım olarak görülmeli; gereken önem verilmelidir.