Bir çiftin günümüzdeki tüm tıbbi gelişmelere rağmen çocuk sahibi olamamaları ya da yetişkin bir bireyin tek başına bir çocuk sahibi olmak isteği ve arzusu vardır. Ailelerin ya da bireylerin hem biyolojik hem de sosyolojik nedenlerden dolayı çocuk sahibi olamaması her zaman kişilerde mutsuzluk yaratır. Diğer tarafta ise ailesi tarafından istenmeyen çocukların sokağa atılması; ailenin ekonomik gücünün yetersiz olması ve bakacak gücü bulamamaları; istenmeyen hamilelikler sonucunda bebeklerin doğdukları andan itibaren veya belli bir süre sonra çöp kenarına; cami avlusuna bırakılma durumunu oldukça fazla yaşıyoruz. Belki daha bir çok sebep mevcuttur ama bunlar bizim günlük hayatımızda şahit olduğumuz nedenlerdir. Bu iki durumda hem ebeveynleri hem de çocukları birleştiren ve her iki tarafında memnun kalmasını sağlayacak durumlardan en önemlisi belki de bu evlat edinme durumudur.
Evlat edinme; evlat sahibi olamayan ailelerin ve bireylerin aile yapısından mahrum kalmamasında yarar sağlar hem de kendisine bir anne ve baba bulamamış kendini ait hissedebildiği bir yuva bulamamış çocukların sıcak bir aileye kavuşmasını sağlar. Evlat edinmenin belli başlı prosedürleri ve bazı kanunları bulunmaktadır.
Ailelerin veya evli olmayan kişilerin evlat edinmek için öncelikli yapması gereken şeylerden birisi Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığına bu konuyla ilgili başvurmaktır. Evlat edinebilmek için koruma altındaki çocuklar için başvuru yapılabilir ya da kişiler arası anlaşmalarla evlat edinilebilir. Evlat edinilmek istenen çocuklara zarar verebilecek davranışlarda bulunan ya da kötü amaçlar için kullanılmak isteyen kişilerin önlerine geçilmesi için belli başlı kanunlar ve şartlar oluşturulmuştur. Her şeye rağmen bazı olayların yaşanması da gene olasılıklar arasındadır.
Evlat edinme sürecinde en çok yaşanan bazı problemler vardır. Bunlardan en önemlisi belki de çocuğu evlat edinen ailenin bu durumu çocuğa açıklama süreci ve bunu nasıl ifade edeceklerini bilememeleri durumudur. Her yaş grubundaki çocuklar için yaşanılan süreç farklı şekillerde ilerler bu yüzden ailelerin ya da evlat edinen bireylerinin çocuklarına açıklarken bulunduğu yaş grubuna göre hareket etmesi; zorlanması halinde uzmanlara başvurarak destekli bir şekilde süreci ilerletmesi gerekir. Çocuklarla konuşmak için uygun zaman ve durum nedir?
evlat edinilen çocukların mizaç ve kişilik özellikleri önem taşımaktadır. Bu anlamda çocuğu iyi tanımak ve hatta mümkünse ergenlik döneminde evlat edinilen çocukların önceki yaşantılarını; nerede nasıl bir aile yapısı içerisinde yetiştiklerini bilmek önemlidir. Bu bilgiler hem yetiştirmede hem de evlat edinme sürecini açıklamakta yardımcı olacaktır.
Evlat edinilmiş çocuğa durumu açıklamak için en uygun zaman aralığı henüz aile yapısının dışına çıkmamış ve çevresiyle sosyal etkileşimde bulunmamış olduğu dönemdir yani 4-6 yaş arası dönemlerdir. Çocuklar artık somut dönemden soyut döneme geçtikleri için konuşulan konuyu kavramaları daha kolay olacağından ilkokul çağı döneminde konuşmak da sağlıklı olacaktır. Yine de her dönemde açıklama yapmak mümkündür ama zorluk yaşayacaklarını hissettikleri anda uzman kişilere ya da bir psikoloğa danışılması oldukça önemlidir. Alınan ilk tepkiler neler olabilir?
Evlat edinildiğini öğrenen çocuklarda çok farklı tepkiler gözlemlenebilir. Bunlardan bazıları; alt ıslatma; gerginlik; huzursuzluk; mutsuz olma; uyku problemleri; terk edilme korkusu; okul hayatında başarısızlık(gerileme); sinirli olma; tırnak yeme; davranış bozuklukları; iletişim problemleri gibi bir çok olumsuz durumla karşı karşıya kalınabilir. Çocuklarda terk edilme korkusu en çok görülen durumlardan birisi olabilir. Zaten daha önce anne-baba tarafından terk edilmiş bir çocuk yeniden aynı durum içerisine düşeceği korkusuna kapılabilir. Kaygı oluşması oranı bu dönemde oldukça yüksektir ve çocuk kendini daha değersiz hissedebilir. Bu durumları her çocuk yaşamaz bazı çocukların çok daha sakin tepki verdikleri ve normal karşıladıkları da görülür.
Bebeklik döneminde yani 2-4 yaş arasında evlatlık oldukları çocuklara söylendiğinde henüz somut dönemde oldukları için bu tür kavramları çok fazla anlayamaz ya da tam olarak ne anlama geldiğini kavrayamazlar ama söylendiğinde karşılığında alınan tepki çok yüksek ve olumsuz olmayacaktır. Genelde aile içerisinde hala kendisinin sevildiğini ve zaten bir anne-baba’ya sahip olduğunu bildiği için bu duruma alışması çok zor olmayacaktır. Olumsuz olarak verebilecekleri tepkiler ise çocuklarda huzursuzluk hali; alt ıslatma gibi davranışlar olabilir. Çocuğun yaşı ilerledikçe durumun ciddiyetini anlaması ve ona göre de aileye tepki oluşturması mümkün bu yüzden ailenin bu konuda hazırlıklı ve bilgi olması önemlidir.
Evlat edinilen çocuğa bu durumu açıklayan kişinin aile içerisinde özellikle anne olması da bu konu da oldukça önemlidir. 5 yaşından 11 yaşa kadar olan dönemde açıklanması en sağlıklı dönem olarak ele alınmaktadır. Özellikle 7 yaş döneminde durumun çocuğa açıklanması önerilmektedir. Bu dönemde artık biyolojik anne-baba ve bakım veren anne-baba arasındaki farkı; evlatlık olmanın ne demek olduğunu anlayabilir. Bu yüzden ilkokul çağlarındaki çocuklar bunu anlayabilecekleri düzeyde olacakları için bu yaş aralığı tercih edilebilir.
Ergenlik döneminde; evlat edinme durumunu anlatmak diğer yaş gruplarına göre daha zorlayıcıdır çünkü bu yaş grubunda öğrendikten sonra biyolojik anne-baba’ya karşı öfke gibi tepki gösterebilirler bunu da bakım veren yani evlat edinen anne-babalarına yansıtabilir. Olumsuz davranış olarak davranış problemleri ortaya çıkabilir; büyük bir güvensizlik durumu oluşabilir. Ergenlik dönemindeki bir çocuğun biyolojik anne-babasını aramak için bakım veren anne-babasından ayrılmak istemedi de mümkündür. Bu yaş dönemindeki çocuklarla iletişim kurmak daha güç olduğu için evlat edinme durumunu açıklamak da o kadar güçleşecektir.
Evlat edinen anne babalar; bu konuda çocukları ile konuşmaya çekinirler. Bir yandan bu durumu konuşup çocuklarını bilgilendirmek isterken öte yandan; bu konuşmanın çocuklarını üzmeyecek ve kaygılandırmayacak bir konuşma olmasını isterler. Ebeveynlerin; evlat edinme süreci daha sonrasında neler olabileceği; çocuklarına nasıl yaklaşmaları gerektiği; konu konuşulduğunda tutumlarının nasıl olması gerektiğini bilmeleri bu konu hakkında araştırmaları ve bilgi almaları oldukça önemlidir. Bir çok anne-baba özellikle açıklama döneminde sorun yaşayabilirler. Çocukların anaokulu ve ilkokul döneminde "ben dünyaya nasıl geldim? " ya da "ben nasıl oldum? " gibi sorularla aileleri zorladığı sıkça görülür. Bu durumlarda anne-babanın yapması gereken şey sorulan bu sorulardan kaçmak yerine sakin bir şekilde soruya oldukça açık bir şekilde yanıt vermesi gerekir. Bu noktada çocuğa kendilerinin çocuk yapmayı denedikleri ama başarılı olamadıkları bu yüzden kendisini evlat edindiklerini hatta ona kendisini özel hissettirerek çocuklarının kendileri için özel olduğunu onu çok sevdiklerini söylemek ailelerin daha rahat açıklamasına katkıda bulunacaktır. Ailenin kaygısız; rahat; doğal davranması çocuğun da evlat edinme olayını daha doğal algılamasını sağlar. Çocuk doğum ve bebeklik hikayelerini sorduğunda; rahat; doğal; kaygısız; özel ve seçilmiş olduğu duygusunu da hissettirerek bu durumun problemsiz ve sağlıklı bir şekilde atlatılmasına yardımcı olacaktır.