Destek Sitesi platformunda Uzman olmak ister misiniz?

Uzman olmak için Şimdi başvurun.

Bağlanma

Oluşturulma tarihi: 18.02.2025 22:13    Güncellendi: 18.02.2025 22:13
Bebeklik dönemi çocuğun; fiziksel; zihinsel ve duygusal yönden en hızlı geliştiği dönemdir. Hızla gelişen bebek bu dönemde gelişimini destekleyecek bir başkasının bakımına muhtaçtır. Bu muhtaçlık duygusal; fiziksel ve sosyal yönlerden olmaktadır. Bu nedenle bu dönemde bebeğin sadece fiziksel gereksinimlerinin yani beslenme; öz bakım gibi ihtiyaçlarının giderilmesi yeterli değildir. Henüz becerilerinin yeterli derecede gelişmemiş olmasına bağlı olarak bebeğin kendisine bakım verenle kurduğu birebir ilişki ise onun zihinsel ve duygusal gelişimi için son derece önemlidir. Bebeğin fiziksel ihtiyaçları karşılanırken aynı zamanda bakım verenle arasında duygusal bir bağ da oluşur. Bu da bebeğin duygusal gelişimini destekler. Bebeklik döneminde duygusal gelişimin sağlıklı olabilmesinde ise anne baba anahtar rolü oynamaktadır. Bebekte temel güven duygusunu geliştiren güçlü bağ "bağlanma" olarak adlandırılmaktadır.
İnsan ; yaşamını idare edebilmek için diğer türlere oranla çok daha uzun süre anne babasının bakımına ihtiyaç duyar. Bu durum ise insanların bir arada yaşama ihtiyaçlarını açıkladığı gibi bağlanma ihtiyaçlarının doğuş nedenini de açıklamaktadır. Bebeğin ise temel yetersizliği dikkate alındığında bakım verenine karşı bir bağlanmanın oluşması kaçınılmazdır. İhtiyaçlarını kendi başına karşılayamayan bebek yaşamını idame ettirebilmek için bir başkasının yardımına muhtaçtır. Dolayısıyla; bağlanma ilişkisinde anne ya da birincil bakım veren anahtar rol oynamaktadır (Soysal; Bodur; İşeri ve Şenol; 2005). Ancak ebeveynlerin çocuk üzerindeki etkisi yalnızca doğumdan sonra değil doğum öncesinde başlamaktadır. Anne babanın çocuk sahibi olmaya istekli ya da isteksiz oluşu; hazır olup olmamaları; doğuş sırası; bebekten beklentileri; çocuğun hayatı anlamlandırmasında ve çevresi ile olan duygusal etkileşiminde önemli rol oynar. Anne ile kurulan ilişki; çocuğun gelişiminde büyük öneme sahiptir. Bu ilişki ileride başkaları ile kuracağı ilişkiye temel oluşturarak çocuğun sosyalleşmesini sağlayacaktır (Kandır;2008). Bebeğin 0-2 yaş arasında sevgi ile büyütülmesi onun hayata bakışını belirleyen bir unsur olacaktır. Yetişkinliğinde çevresine sevgiyle bakabilen; dünyayı tehlikeli ve korku dolu bir yer olarak algılamayan; güvenli bağlanan ve sağlıklı ilişkiler kurabilen bir birey haline gelebilecektir. Çocuğa yerinde ve yeterince sevgi verilmemesi ona dünyanın tehlikeli bir yer olduğu izlenimi uyandırır ve sakın merak etme; keşfetme; risk alma mesajları verir (Cozolino; 2014 :18) Anne bebek ilişkisinin sağlıklı; tutarlı ve sürekli bir tutum çerçevesinde oluşması “temel güven” duygusunun özünü oluşturur. Bazı anne babalar çocuklarına reddedici; davranabilmektedir. Bunu istemli ya da istemsiz yapıyor olmaları fark etmeksizin bu tutumlar çocukta düşük benlik algısı; yetersiz özgüvene sebep olabilmektedir.

Bağlanma terim olarak; bebekle anne- babası ya da bakım verenleri arasında kurulan; duygusal olarak olumlu ve yardım edici ilişkinin varlığını ifade eder. Bebeklikteki bağlanma kavramı; belirli bir kişiye olumlu tepkilerin verilmesi; zamanın büyük bir kısmının o kişiyle birlikte geçirilmek istenmesi; herhangi bir korku yaratan durum veya obje karşısında hemen o kişinin aranması; bağlanılan kişinin varlığının duyumsanmasına eş zamanlı olarak rahatlama duygusunun eşlik etmesi gibi duygusal ve davranış örüntülerinin tümünü kapsamaktadır. (Erkuş 1994;Morgan 1991) Bebekler sıkıntı anında ilk olarak sıkıntısını daimi olarak gideren kişiyi ararlar ve ona yönelirler. Dünya üzerinde bir bebeğin bakım vereni istisnai durumlar elendiğinde çoğunlukta anne olmaktadır. Anneler; bebekleri doğduğundan itibaren onun beslenmesini; öz bakımını ve diğer fiziksel ihtiyaçlarını neredeyse tek başına üstlenmektedir. Anne; çocuğun bağlanma ihtiyacını çoğunlukta olarak doyurur. İlk yıllarda anne ile kurulan bu bağ çocuğun gelişimi oldukça önemlidir. Bu bağın türü; ihtiyaçların doyum düzeyi bireyin tüm hayatını etkileyebilmektedir. Anne ve çocuk arasında özellikle ilk iki yılda kurulan ilişki oldukça önemlidir. Güvenli bir bağın oluşması için ilk iki yıl annenin bebeğinin bakımını yapabilmesi; ihtiyaçlarını giderebilmesi ve doyumda tatmine ulaşabilmesini sağlaması gerekmektedir.

Bebeklik döneminde bağlanmanın basamakları söz konusudur. Bebeğin anneyle oluşan bağının somut olarak gözlenmesi yaklaşık 2 ayı bulmaktadır. Bebekler 2. aydan itibaren annesine veya bakım verenine yönelmektedir. Diğer kişilere oranla bakım verenine daha fazla yaklaşarak gözlerini de uzun süre bakım veren kişi üzerinde tutabilmektedirler. Anneye verilen işitsel tepkiler de diğerlerine oranla daha fazladır. Bebek annesine sesle daha çok tepki vermektedir. İkinci ayla birlikte bakım verenini tanıyan bebek yedinci aydan itibaren ise çevresindeki kişilerin aralarındaki ilişkiler anlamlandırabilmeye başlamaktadır. Bu ay öncesinde anne ve diğerlerini fazlaca ayırt edemeyen bebek annesini daha fazla önemsemeye başlamaktadır. Bebek tüm ilgisini; ihtiyaçlarını gideren bakımını sağlayan kişi olan anneye yöneltmektedir. Bu dönemden itibaren bebekler yabancı kişilerle karşılaştıklarında korku; kaygı ya da kaçınma davranışında bulunmaktadırlar. (Joseph 1992). Bağlanmanın oluşması ise yaklaşık bu aylarda başlamaktadır. 6. ay ve 2. yıl arasında bağlanmanın temelleri atılır ve inşa edilir. O yüzden 6. aya kadar bebeğin annesinden ayrı geçireceği bir gün bile bebeği travmatize edebilir. Bu aylarda anne bebek arasındaki ilişki kişiyi hayatı boyunca birçok alanda etkileyebilmektedir.

Bağlanma ve çocuklukta ortaya çıkan psikopatolojiler arasında yapılan araştırmalarda bir bağlantı olduğu ortaya konulmuştur. Güvenli bağlanamama; yeterli sevgi ve doyuma erişememe; olumsuz anne baba tutumları gibi birçok faktör çocukluk patolojilerine yol açabilmektedir. Hayatın ilk 3 yılında ortaya çıkan psikopatolojilerin genellikle bakım verenle arasındaki ilişkiden kaynaklandığı bulunmuştur. Bu ilişkideki herhangi bir aksaklık patolojik bir yapının oluşmasında etkili olabilir. Çocuğun doğuştan getirmiş olduğu merak ve keşif duygusu ebeveyn veya bakım veren kişi tarafından yerinde ve yeterince desteklendiğinde; fiziksel ve duygusal ihtiyaçları zamanında karşılandığında ve çocuk kendine bakım veren kişiye güvenli bağlanma stili ile bağlandığında dünyayı anlama ve anlamlandırma sürecinde doğal bir yol izleyecektir. (Lichtenberg; LAchmann; Fosshage; 2002:2-3). Çocuğun merak ve keşif duygusu gerek aile; gerek çevre tarafından engellendiğinde çocukta korkma; endişe; utanma gibi duygular oluşacaktır.