Duyu Bütünleme terimi Ayres tarafından önerilmiştir. Terim; duyusal uyarılmaya atipik davranışsal tepkiler sergileyen; başta çocuklar olmak üzere; bireylere odaklanan bir çalışma alanının tanımlamaktadır. Bu klinik durum duyusal işlemleme bozukluğu olarak anılmaktadır.
Baktığımız zaman 2010’lu yıllara kadar duyusal işlemleme bozukluğu semptomlarının psikiyatri ve nöroloji alanlarının ilgisi dahilinde olmadığını görüyoruz.Tabi ki günümüzde durum artık böyle değil.
2010’lu yıllarda baktığımız zaman bu bozukluktan bahsedilmemekle birlikte; bu bozukluğu oluşturduğu düşünülen semptomlar; gelişimsel dispraksi başlığında kısaca bahsedilmekteydi.
Bu yazımızda duyu bütünleme nedir ya da bozukluğunda neler görülür konuşmayacağız. Çünkü bununla ilgili bilgileri daha önceki yazılarımdan ulaşabilirsiniz. Şimdi gelin işlevsel olarak duyusal işlemleme bozukluğuna bakalım…
İşlevsel Olarak Duyusal İşlemleme Bozukluğu
Semptomların belirtileri; bazal ganglionlar ve serebellar fonksiyonlar bağlamında kolayca anlaşılabilir.
Burada önemli olan durum duyusal işlemleme bozukluğu tanısı konan belirli çocukların çok fazla uyaranı fark ettikleri gerçeğiyle ilgilidir. Duyusal uyaranlar çok kolay algıya dönüşür ve birey tarafından görmezden gelinemezler yani önceki yazılarımda da paylaştığım gibi sinir sisteminde ki filtreleme sistemi düzgün bir şekilde çalışmaz. Bu durum bazal ganglionların anormal fonksiyonunun bir belirtisi olarak anlaşılabilir.
Büyük ölçüde dopaminerjik geçit görevi gören bazal ganglionlar; kortikal ve alt düzey beyin sistemleri arasında ara yüz olarak görev yapar. Bazal ganglion talamustaki inhibisyonu serbest bırakarak neokortikal dikkat için nesneleri seçer ve bu da kortekste uygun bölgenin aktif hale gelmesini sağlar. Üst düzey kortikal sistem görsel; işitsel ve dokunsal duyu uyaranlarını içerir.Alt düzey sistemler içinde bazal ganglionlar; oryante edici yanıtlar üzerinde inhibisyonu sağlar.
Uyarıyı uygun bir şekilde seçememek veya filtrelemedeki bozukluk çok fazla uyaranın fark edilmesinde kendini göstererek zayıf dikkat ile sonuçlanır. Bazal ganglionlar ve dopaminerjik bozukluklar çeşitli nörogelişimsel bozukluklarda görülür ve çeşitli etiyolojilerden kaynaklanabilir. Bazal ganglionların anormal bir yapısı; alt veya üst seviyediki duyu-motor sistemler üzerinde disinhibisyona neden olur. Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu; Tourette sendromu; bağımlılık; şizofreni ve Parkinson gibi durumlar bu şekilde anlaşılmaktadır. Bazal ganglionlar ne ve ne zaman bilgisinin duyusal yolunda önemli bir rol oynamaktadır. Benzer şekilde serebral palside de çeşitli duyusal işlemleme anormallikleri gözlemlenmiştir. Bu bağlamda serebral palside gözlemlenen serebral kortekste travma veya yaralanma; bazal ganglionların doğrudan yada dolaylı olarak sinirsel sinyalleri zayıflatarak algısal işlemleme sisteminin uygun inhibisyonunu önleyecektir.
Bu anlattığımız durumlar duyusal işlemleme bozukluğunun nöroanatomik temellerini anlamak için kritik önem taşır.
Bazal ganglion disfonksiyonu duyusal işlemlemeyi bozabilir. Bazal ganglionlarda düzgün geçiş sağlanmadığında; dikkat edilmemesi gereken ya da üzerinde durulmaması gereken girdiler dikkat dağıtıcı olarak karşımıza çıkar.
Örneğin; beyin sapı sistemleri bazal ganglionlar tarafından disinhibe edilirse; birey dış çevredeki işitsel ve görsel uyaranlara karşı dikkati dağıtan etkilere karşı savunmasız kalacaktır. Bu dikkat dağıtıcılık; bu duyusal uyaranlara karşı aşırı duyarlılık olarak gözlemlenecektir. Genel olarak baktığımız zaman bu durumlar hiperaktivite; dışa dönük davranışlar; zayıf bilişsel ve sosyal işlevler; duyusal arayış davranışı ile karakterizedir.
Serebellum ve Duyusal İşlemleme Bozukluğu
Serebellum fonksiyonu; duyu uyaranlarının deneyimlendiği kuvvet ile ilişkilidir. Örneğin koku konsantrasyonu ve koklama hacmi birbiri ile ters orantılıdır. Yani koku konstanstrasyonu ne kadar kuvvetli ise; kokunun hacmi o kadar küçük olur. Serebellum; kokunun yopunluğunu modüle etmek veya düzenlemek için koku konsantrasyonu ile ilgili olfaktör duyu bilgisini alır ve burada gelen koku girdisini düzenler.
Serebro-serebellar sistemin mimarisi içindeki anormalliklerin duyu uyaranına karşı hipo ya da hiper duyarlılık ve yanıt vermede önemli bir rol oynaması beklenir.
Serebellum neredeyse her duyu sistemiyle çift yönlü bağlantılara sahip olduğu için serebellum yoluyla işlenen bilgi; içerdiği duyusal modaliteye göre değişebilir. Benzer şekilde beyincik sinir sisteminin geri kalanının bağımlı olduğu duyusal verilerin çoğunun izlenmesinde ve düzenlenmesinde özel olarak yer alır. Bu nedenle serebellum ile duyusal işlemleme bozukluğunun bulguları arasında güçlü bir ilişki vardır.
Serebellum neredeyse tüm korteks ve beyin sapı bölgelerinden bağlantı alır. Bu bilginin kalitesini değiştirdikten sonra; serebellum onu bilgi kaynağına döndürür. Serebellum; bilgi işlemleme için uzmanlaşmış bölgelere ayrılmıştır. Serebellum ve omurilik; beyin sapı; bazal ganglionlar ve seerebral hemisfer arasındaki nöroanatomik bağların özgünlüğü serebellumdaki duyusal; bilişsel; duygusal ve motor fonksiyonların topografik düzenlenmesini kolaylaştırır. Serebellumun farklı bölgelerinde bilgiler farklı alanlardan yönetilir. Bu da serebellumun uzmanlaşmış bölgelerindeki bozukluğun odak alanına bağlı olarak duyu; bilişsel işlevler; duygulanım ve motor davranış üzerinde farklı etkiler yaratacağı anlamına gelir.
Neokorteks; bazal ganglion ve serebellum arasında etkileşim gerektiren; çift katmanlı bir beyin fonksiyonu modelini açıklamaya çalıştım. Her beyin bölgesi; duyu-algı; bilişsel; duygu ve motor adaptasyona bir katkı yapar. Bu nöroanatomik çerçeveyi anlamak; normal gelişim ve adaptasyonda çeşitli patolojilerdeki varyasyonlara olan katkımızın arttırılmasını sağlayacaktır.