Pedofili; dünyada olduğu gibi ülkemizde de görülme olasılığının arttığı; özellikle son yıllarda haberlerde ve sosyal medyada oldukça sık rastladığımız; çocuğa yönelik en büyük suçlardan biridir.
Pedofili nedir?
Tanısı; psikiyatrist veya psikolog tarafından konulan klinik bir tanıdır. Bu tanıya göre pedofili; en az 6 aylık bir süre boyunca; kişide ergenlik dönemine girmemiş bir çocukla ya da çocuklarla cinsel ilişkide bulunma ile ilgili cinsel dürtülerinin ya da davranışlarının yineleyici bir biçimde ortaya çıkması; çocuk ya da çocuklardan en az 5 yaş daha büyük olması demektir. Cinsel ilgisi genellikle ergenlik yıllarında ortaya çıkar; ancak nadiren ilerleyen yaşlarda da gelişebilir.
Halk tarafından ‘sübyancı’ olarak bilinen pedofilik bireyi diğer cinsel istismarcılardan ayıran en önemli özellik ise; çocuklara duyduğu cinsel isteğin ve o istekler doğrultusunda yaptıklarının yanlış olduğunu düşünmemesidir. Birçoğu yaptıklarının ahlaki doğruluğu hakkında kendilerini sorgulamaz. Bunun yerine; kendilerini suçluluk duygusundan ya da sorumluluktan kurtararak "bilişsel çarpıtmalar" oluştururlar. Örneğin; "Çocuğa bu davranışları göstermeye başladığımda bana hayır demedi." veya "çocukluğumda birileri de bana aynısını yaptı ve çokta problem değil." ya da " Ben gerçekten bu çocuğu seviyorum. " gibi yanlış düşüncelerle kendilerini rahatlatmaya çalışırlar.
Acaba pedofili bir hastalık mı?
Hastalık mı? Suç mu? Bu; hem psikiyatristlerin hem de psikologların tartıştığı bir konudur. Yapılan beyin taramaları sonucu bir hastalık olduğuna dair çarpıcı sonuçlar ortaya çıktı. Bu sonuçlara göre beyinin her iki tarafındaki bölgelerde beyaz maddenin önemli ölçüde daha az olduğu bulunarak bir bağlantı açığı olduğu görüldü. Diğer yandan son yıllarda pedofilinin; doğumdan önce başlayan biyolojik yatkınlığın neden olduğu yönündeki çalışmalar bilim insanları tarafından kabul görmeye başladı. Bir diğer neden olarak araştırmalar sonucu zekâ düzeyleri; normalden düşük çıktı. Fakat kabul görmüş en büyük nedende; çocukluk yaşında cinsel tacize uğrayan kişilerin bu tür sapmalara yöneldikleridir.
Sonuç olarak pedofili; biyolojik veya psikiyatrik bir durum olabilir; fakat pedofilik bireyin çocuğa olan cinsel fantezileri davranışa geçtiği takdirde suçtur. Bu durumda toplumun pedofilik bireyi cezalandırma yoluna mı gitmeli yoksa bu davranışı bir hastalık olarak kabul edip; tedavi etmeyi mi tercih etmeli ya da her ikisine birden mi yönelmeli sorusunu ortaya koyar. Ancak durum ne olursa olsun adli sistemde her cinsel istismarcı hapse atılır.
Pedofilik bireylerin kişilik özellikleri nelerdir?
Bu kişiler düşük benlik saygısı olan; sorunlarla baş etme becerisinden yoksun; ebeveynleriyle sosyal teması sınırlı veya kötü ilişkileri olan kişilerdir. Pedofilik bireyler kısıtlı empati yetenekleri olan; disforik (depresif duygudurum); öfke ve düşmanlık duyguları besleyen; narsistik ve sadist özellikleri belirgin olan; doyumu erteleme kapasiteleri azalmış; engellenmeye karşı tahammülü olmayan kişilerdir. Ayrıca MMPI kişilik testinin uygulandığı çalışmalarla; çoğunun sosyal olarak yalıtılmış; duygusal açıdan değişken olduğu görülür. Ek olarak Mizaç ve Karakter Envanteri kullanılarak yapılan bir çalışma ile pedofilik bireyin dürtülerini bastırmak için önceden planlayıp daha sonra uygulamaya geçtiği bildirilir.
Çocuğa karşı yaklaşımları;
Pedofilik bireyler kurban seçerken dikkatlidirler. Daha çok savunmasız; ailesi tarafından ihmal edilen; sevgiye muhtaç çocukları tespit edip onları istismar etmeye çalışırlar. Bu kişiler ilk olarak çocuğu test edip; ona anlattıklarını ailesine söyleyip söylemeyeceğini anlamaya çalışır. Çocuk sır sakladıkça güvenini birçok şekilde kazanmayı ister. Örneğin ailesinden gizli sigara içen bir çocuğun bu davranışını hoş görerek suyuna gitmeye bakar. Çocuğu en çok önemseyenin kendisi olduğu izlenimi verir. Bir süre sonra çocuk bu ilişkiden rahatsız olmaya başlasa bile onu tehdit eder ve bu durumdan çocuğu sorumlu tutar. Ailesine söylememesi için elinden geleni yapar. Çocuğu sır saklamaya yönlendirmeleri ve erkek çocukların başlarına gelenlerden utanıyor olması; bu kişilerin yaptıklarının çok azının adli sisteme yansımasına neden olur.
Çocukları nasıl koruruz?
Çocuklarınızı güçlü kılmak ve her ne olursa olsun korkmamayı öğretmek gerek. Çünkü korkutarak çocuğu susturabileceğini bilen pedofilik birey bunun rahatlığı içindedir. Fakat çocuğun böyle bir durumda yardım isteyeceğini bilmesi halinde buna cesaret edemeyecektir.
Çocuklarınızın sırdaşı siz olun. Anlattıklarına kulak verin. Gün içinde neler yaptığını anlatmasını isteyin. Dikkatle dinlediğinizi belli edin.
Kimlerle vakit geçirdiğini bilin; takip edin.
Yakınında kimler var; nasıl kişilerle arkadaşlık ettiğini öğrenin.
Akranları haricinde yakın arkadaşlık kurduğu yaşça büyük kişilerin olup olmadığını öğrenin. Detaylı bilgi edinin.
Çevrenize yeni taşınan kimseler varsa ve çocuğunuzla çok ilgiliyse; o kimseler hakkında biraz bilgi toplayın.
Çocuğunuzun arkadaşlarıyla iletişim içinde olun ve son zamanlarda garip davranışlarının olup olmadığını arkadaşlarına sorun.
Çocuğunuzun internet erişimini kontrol altında tutun.
Çocuğunuzla iletişim içinde olun. Çocuğunuzla iletişiminiz bozuksa profesyonel destekle iletişiminizi geliştirin.
Son olarak çocukları hukuksal tedbirlerle; yasalarla ve erişkin olarak bizlerin verdiği eğitimlerle en üst seviyede korumamız gerek.
Uzman Klinik Psikolog Çağla Ebru AY