Destek Sitesi platformunda Uzman olmak ister misiniz?

Uzman olmak için Şimdi başvurun.

Yaşam Sevinciniz Azaldığında Hatırlamanız Gerekenler

Oluşturulma tarihi: 18.02.2025 22:13    Güncellendi: 18.02.2025 22:13
“Tutku” kelimesi sizin için ne ifade ediyor? Tutku; kişinin iradesini aşan güçlü duygu anlamına gelmektedir. Son yıllarda yapılan araştırmalar yaşam memnuniyeti ile tutku arasında yüksek bir korelasyon olduğunu vurgulamaktadır. Tutku; kişinin kendisini geliştirme kapasitesi ve yaşam memnuniyeti arasındaki ilişkiyi etkilemektedir. Güçlü bir tutkuya sahip kişilerin kendilerini geliştirdikleri aktiviteler esnasında psikolojik iyi oluş hallerinin daha yüksek olduğu bulunmuştur. Ayrıca tutkuyla yaptıkları aktivitelerden aldıkları fayda düzeyinin de daha yüksek olduğu bulunmuştur. Tutkunun kişisel gelişim ve yaşam memnuniyeti arasında “düzenleyici değişken” rolünü aldığı tespit edilmiştir.

Siz yaşamınızda tutkularınıza ne kadar yer veriyorsunuz? Yaşam sevincinizi geri kazanmak için neler yapabilirsiniz?

1. Yaşamınızda gerçekten önemli olan şeyleri hatırlayın. Ruhunuzu besleyen; sizin için dünyayı anlamlı kılan neler var? Aileniz; sevdikleriniz; arkadaşlarınız; kariyeriniz veya gönüllü çalışmalarınız… Hayatınızda en çok değer verdiğiniz şeylere yeterli zaman ayırabiliyor musunuz? Eğer cevabınız “Hayır” ise; zamanınızdan çalan alışkanlıklarınızı düşünmeye başlayın. Sosyal medyada saatlerce vakit geçirmek; çok fazla çalışmak; alışveriş bağımlılığı… Her ne sizin sevdiklerinize vakit ayırmanızı engelliyorsa onun dünyanızda kapladığı yeri azaltmak için çabalayın.

2. Seçimlerinizin sonuçlarını yaşadığınızı unutmayın. Yaşam seçimlerden ibarettir. Eğer yaşamınızdan memnun değilseniz bu sizin yaptığınız ve yapmakta olduğunuz seçimlerle ilgilidir. Belki de değişim için daha iyi seçimler yapmanızın ve radikal kararlar almanızın vakti gelmiş olabilir.

3. Hayat; tahammül etmek için değil; yaşamak içindir. Siz hayata tahammül edenlerden misiniz yoksa yaşayanlardan mı? Sadece mutlu hissettirdiği için yapabileceğiniz aktiviteleri hayatınıza alın. Herhangi bir kazanç sağlamayacağınız; sadece iyi vakit geçirmenizi sağlayacak hobiler edinin.

4. Bahaneler sizin hep “kurban” pozisyonunda kalmanıza neden olacaktır. Sürekli bahaneler üretip bir şeylerden şikayetçi olmak yerine değişim için harekete geçin. İlk adımın yaşamınızda değişimi başlatmaya karar vermek olduğunu unutmayın.

5. Kendi duygularınızın sorumlusu yalnızca sizsiniz. Yaşadığınız duygular için başkalarını sorumlu tutmayın. “Beni kızdırdı”; “Beni üzdü”; “Canımı sıktı”; “Onun yüzünden tüm günüm mahvoldu” gibi sözler kişisel sorumluluğunu yeterince almayan insanlar içindir. Kendi duygularınız sizinle ilgilidir. Kızgınlık; öfke; hüzün gibi duygularınızın kaynağı aslında kendi içinizde olduğu gibi onları değiştirmek de sizin elinizdedir.

6. Kendinize uğruna çalışmaya ve uğraşmaya değecek gerçekçi amaçlar belirleyin. Yaşam devam ettikçe daha yüksek amaçlar için mücadele halinde olun. Sadece kendinizle yarışın. Başkalarıyla kendinizi kıyaslayarak içsel motivasyon geliştiremezsiniz.

7. Hayatta neyi başaramadığınıza değil; neyi başarabileceğinize odaklanın. Kendinize aşırı derecede yüklenmekten kaçının. Bu dünyada sizden sadece bir tane var. Değerli ve biricik olduğunuzun farkına varın.

Öz-Kontrolünüzü Sağlayın

Öz kontrol; kişinin çekici içsel dürtüleri karşısında duygularını ve davranışlarını kontrol edebilme kabiliyetidir. Bir çeşit içsel fonksiyon olarak nitelendirilebilen öz kontrol; uzun süreli hedefleri başarmak için kişinin anlık dürtülerini düzenleyebilmesidir. Öz kontrolünüzü sağlayabilirseniz; dürtünüzün size yapmanızı söylediği şeye karşı koyabilir; alternatif aksiyonlar gerçekleştirebilir ve sonrasında pişman olabileceğiniz şeyleri yapmaktan kaçınabilirsiniz. Öz kontrol basitçe “irade” olarak da tanımlanabilmektedir.

“Sabah İnsanı” Olmaya Çalışın

Yakın zamanda yapılan bir çalışmaya göre; sabah insanlarının işlerini akşamları tamamlamayı tercih edenlere göre depresyona daha az eğilimli oldukları bulunmuştur. Sabahlar insanları aynı zamanda akşam çalışanlara nazaran daha proaktif! Proaktif olmak olaylar gerçekleşmeden önce çeşitli olasılıklar hakkında düşünüp planlı bir şekilde harekete geçmek ve dolayısıyla da sonucu etkilemektir. Yani hayat akışı içinde; olaylar karşısında edilgen olmak değil kişiler ve sonuçlar üzerinde etki bırakmaktır. Applied Social Psycholgy dergisine göre; sabah insanları harekete geçmede ve proaktif davranış göstermede diğerlerine göre çok daha başarılı!