Pembesiyle; beyazıyla; kuyruklusuyla hayatımızın içinde olan yalan; bir hatayı gizlemek amacıyla gerçeğe uygun olmayan davranış girişimlerinde bulunmak; yanlış olduğunun bilinmesine rağmen; karşı tarafı yanıltma amacıyla yapılan davranış ya da sözlerdir. Hepimizin yanlış olduğunu bildiği ama sürdürdüğü davranışlardan birisi. Peki bunu bilmemize rağmen bizler neden yalan söylemeye devam ediyoruz?
Aile; basılı/görsel yayınlar ve sosyal medya bize yalanı öğreten; yalanın normalleşmesine neden olan ve yalana sevk eden faktörlerden.
Aile: Özellikle küçük yaşlarda ailelerin çocuklarına yalan söylediğine şahit olmuşsunuzdur. ‘uslu durursan sana çikolata alacağım.’ ‘akşam birlikte gezmeye gideceğiz ama ödevlerini yapman lazım.’ ‘yazın seninle tatile gideceğiz’. Biraz daha büyüdükten sonra etrafta kendisi ile ilgili yalanlara şahit olur. Dolmuşa bindiğinde ücret vermemek için ‘daha okula başlamadı’; arkadaşları dışarıya çağırdığında ‘evde değil’ veya ‘uyuyor şimdi gelemez.’ şeklindeki örneklere çokça rastlamışsınızdır. Çocuk kaç yaşında olursa olsun bunları zihnine kaydeder ve ileride zorda kaldığında yalana başvurmanın normal olduğunu düşünür.
Basılı/Görsel Yayınlar: Günümüzde televizyon dizileri bırakın küçük yalanları; tüm hayatını ve kendisini olduğundan farklı gösterecek yalanların söylendiği; ortaya çıksa bile bu yalandan zarar görmediği; hatta zaman zaman faydasını gördüğü şeklinde kurgulanmış durumda.
Sosyal Medya: İnsanların artık tüm hayatlarını sergilediği; kendisini; yaşamını olduğundan iyi gösterme çabası içerisinde olduğu ve bunun bir yarış haline geldiği mecra. En iyi olma çabası içerisinde gençleri her açıdan olumsuz etkilerken; bir yandan da bunun gerçekleşmesi için yalana sürüklemektedir.
Çocukluktan itibaren bunların içerisinde olan çocuklar da yalana; yalan söylemeye alışıyor. Çocuklar öğrendikleri yalan kavramını nerede; neden kullanıyor?
İki temel üzerinde inceleyebiliriz bu durumu. Birincisi cezadan kaçınmak; ikincisi ise ödül kazanmak. Öğretmeninin ceza vermesini istemeyen bir öğrenci ödeviyle ilgili yalan söyleyebilir; okuldan geç geldiği için ceza almak istemeyen bir çocuk ailesine yalan söyleyebilir. Arkadaşları arasında kabul görmek isteyen çocuk arkadaşlarına yalan söyleyebilir.
İlgiyi üzerine çekmek için yalan söyleyebilir. Akşam dışarı çıkabilmek için o gün tamamlaması gereken çalışmaları bitirdiğini söyleyebilir.
Yukarıda vermiş olduğum örnekleri incelediğimizde temel kaynağın biz yetişkinler olduğunu görebiliriz. Çocuğumuz üzerinde otorite sağlamaya çalışırken bazen bizden uzaklaşmasına ve kolay kolay bir şeyleri anlatmak istememesine neden olabilir.
·
Arkadaşlarıyla dışarıya çıkmasına kızdığınız; izin vermediğinizde nedenini açıklamadığınız ve bu konuda tepkileriniz çok sert olduğu için çocuğunuz size bu konuda yalan söyleyebilir. Arkadaşlarıyla zaman geçirmek en doğal hakkıdır çünkü.
Dersinde başarısız olduğu için çocuğunuza kızmanız yine size yalan söylemesine neden olabilecek durumlardan. Yalan söylemenin çalışmaktan daha kolay olduğunu gördükçe yalanını sürdürecek ve bu çocuğunuzu başarısızlığa sürükleyecektir. Bunun yerine başarısız olduğunda nedenini anlamaya çalışmak; yardımcı olmak ve yanında olduğunuzu hissettirmeniz uzun vadede daha olumlu sonuçlar getirir.
Arkadaşları dışarıya çağırdığında ‘şuan uyuyor gelemez’ tarzında yalanlara başvurmak yerine çocuğunuzun fikrini sormak; o an için dışarıya çıkmasını istemiyorsanız bunu açıklamak önemlidir. ‘Şuan dışarıya çıkmak istiyorsun; seni anlıyorum ancak hava karardığı için dışarısı bana güvenli gelmiyor. Hava aydınlık olduğunda çıkman benim senin için olan endişemi azaltır.’ şeklinde açıklamalarda bulunabilirsiniz.
Çocuğunuzla aranızdaki samimiyeti; güveni arttırın. Birbirinize karşı dürüst olun. İstemediğiniz durumların nedenini mutlaka açıklayın. Bu hem ergenlik döneminde aranızdaki çatışmaların azalmasına yardımcı olacak; hem de yalanı hayatının içerisine almamaya özen gösterecektir.