Eyvah! Eşimle İlişkiye Giremiyorum. Ne Yapmalıyım? (İlk Gece Korkusu)
Çok güzel bir düğünü olmuştu. Her şey tam istediği gibiydi. Eşini çok seviyordu ve eşinin de kendisini sevdiğini hissediyordu. Ama içinde anlamlandıramadığı bir tedirginlik vardı. Heyecandan dedi geçti. Nihayet düğün bitmiş herkes gitmiş O da eşi ile özenerek döşediği evine gelmişti. Bir gece dinlenip balayına gideceklerdi. Eve girdiği an yine aynı tedirginliği yaşamış ama görmezden gelmişti. Aklının bir köşesinde ilk gece hikâyeleri vardı. Eşi ile cinselliği deneyimleyeceği an tedirginlik giderek artmıştı. Ama kendini yatıştırmaya çalışıyordu. “Neden tedirgin olayım ki? Eşimi seviyorum O da beni seviyor. Cinsellik normal bir şey.” Diyordu içinden. Ama yine de neden tedirgin olduğunu anlayamıyordu. Cinselliği deneyimleyecekleri an; kasılmaya titremeye başlamıştı. Neredeyse nefesi kesilecekti. İstemsiz bir şekilde yaşadığı bu durumdan sonra eşini itmiş ve ağlamaya başlamıştı. Ne olmuştu ki o anda; bunu neden yapmıştı. Kendini o an çok yetersiz; beceriksiz hissetmişti. Acaba eşi ne hissediyordu? Hala onu seviyor muydu? Ertesi gün denemeye karar verdiler ve sarılıp uyudular ama baş ağrısı ile uyanmıştı. Aslında gece arar ara uyanmış ve ağlamak istemişti. Omuzlarında büyük bir yük hissediyordu; ya bugünde yapamazsa? İkinci denemelerinde yine aynı şey olunca yıkılmış; omuzundaki yük giderek ağırlaşmıştı. Her deneme aynı şekilde sonuçlanıyordu. Zamana bırakmaya karar verdiler. Giderek baş ağrıları arttı. Kendini yarım bir kadın; eksik bir kadın gibi hissetmeye; özgüvenini kaybetmeye başlamıştı. Acaba eşinden boşansa mıydı? Aynı evin içinde kardeş gibi yaşıyorlardı. Her geçen gün evliliği yıpranmakta; bir birlerini ne kadar sevseler de evlilikleri hasar görmekteydi. Çevreden duyma bilgilerle birçok yol denediler. Kas gevşetici kremler; sakinleştirici ilaçlar.. hatta alkollü şekilde ilişkiye girmeye çalıştılar. Hepsi olumsuz sonuçlandı. Hatta bazıları “Kızlık zarın kalındır; aldır” dedi. Aslında kızlık zarının nasıl olduğunu bilmeden. Bu gün olur yarın olur derken iki yılı geçirdiler. Artık çevreden “ne zaman çocuk yapacaksınız?” sözlerini de duymaya başlamıştı. Kendisi de çocuk sahibi olmak istiyordu. Peki; ne yapacaktı? Cinsel terapi desteği almaya karar verdi ve terapinin sonunda evliliğin tutkalı olan cinselliği istedikleri gibi deneyimleyince “keşke daha önce destek alsaymışız.” dedi.
Bu hikâye birçok vajinismus kadınlarıının ortak hikâyesi. Toplumsal olarak kadın kimliğimize yüklenen birçok yük bulunmaktadır. Bu yüklerden bir tanesi de cinsellik. Toplumsal olarak erkeklere cinselliği doğal ve rahat yaşayabilme izni verilirken kadınlar bu konuda daha çok kısıtlanmaktadırlar. Çoğu kadın cinselliği ilk gece hikâyelerinden öğrenir ve ilk gece denildiğinde kadınlar için korkulu ve kaygılı bir durum oluşur. Kadınlar sanki bilmedikleri kapkaranlık bir sokaktan geçiyormuşçasına kendilerini tedirgin; rahatsız ve kasılmış hissederler. Yıllarca onlara; cinsel istek ve arzularının erkeklere kapalı olması gerektiği söylenmişken; o gece bütün bu söylenenlere ters bir şey yapacaklardır. İlk gecede kadın neden tedirgin olduğunu anlamlandıramaz. Bu nedenle de cinsel ilişki esnasında istemsizce vajinanın etrafındaki kaslar kasılmaya başlar; cinsel ilişkinin acılı ağrılı olacağının algılanması ile partnerini iter ve ağlama krizine girerler. İşte bu vajinismusun başlangıcıdır. Cinsel ilişki esnasında çok acıyacak; çok kanayacak; orda bir duvar var; hiç bir şey oraya giremez düşünceleri ile beraber korku ve kaygı ile cinselliğin ret edilişi başlar. Kadın cinselliği her denediğinde bütün bedeni hatta ruhu kasılır. En çok kasılma da vajinal bölgede olur. Cinselliğin reddi ile bir zaman sonra penis girişini hayal etmek bile; erkeğin öyle bir niyetinin olduğunu hissetmesi bile kadının korku refleksinin tetiklenmesine ve geri çekilmesine neden olur. Birçok kadın ilişkiye girdiğini bile hissetmezken vajinismus kadınları daha hayal ettiğinde kasılmaya başlar.
Vajinismus tedavisi olan bir cinsel problemdir. Her kadın cinselliği doğal ve rahat yaşamayı ve mutlu bir birlikteliği hak eder. Vajinismusun üstesinden gelmek ve cinselliği tüm kadınların yaşadığı gibi olumsuz düşüncelerden kurtulmuş ve zevkli olarak yaşamak istiyorsanız YALNIZ DEĞİLSİNİZ.
Bu hikâye birçok vajinismus kadınlarıının ortak hikâyesi. Toplumsal olarak kadın kimliğimize yüklenen birçok yük bulunmaktadır. Bu yüklerden bir tanesi de cinsellik. Toplumsal olarak erkeklere cinselliği doğal ve rahat yaşayabilme izni verilirken kadınlar bu konuda daha çok kısıtlanmaktadırlar. Çoğu kadın cinselliği ilk gece hikâyelerinden öğrenir ve ilk gece denildiğinde kadınlar için korkulu ve kaygılı bir durum oluşur. Kadınlar sanki bilmedikleri kapkaranlık bir sokaktan geçiyormuşçasına kendilerini tedirgin; rahatsız ve kasılmış hissederler. Yıllarca onlara; cinsel istek ve arzularının erkeklere kapalı olması gerektiği söylenmişken; o gece bütün bu söylenenlere ters bir şey yapacaklardır. İlk gecede kadın neden tedirgin olduğunu anlamlandıramaz. Bu nedenle de cinsel ilişki esnasında istemsizce vajinanın etrafındaki kaslar kasılmaya başlar; cinsel ilişkinin acılı ağrılı olacağının algılanması ile partnerini iter ve ağlama krizine girerler. İşte bu vajinismusun başlangıcıdır. Cinsel ilişki esnasında çok acıyacak; çok kanayacak; orda bir duvar var; hiç bir şey oraya giremez düşünceleri ile beraber korku ve kaygı ile cinselliğin ret edilişi başlar. Kadın cinselliği her denediğinde bütün bedeni hatta ruhu kasılır. En çok kasılma da vajinal bölgede olur. Cinselliğin reddi ile bir zaman sonra penis girişini hayal etmek bile; erkeğin öyle bir niyetinin olduğunu hissetmesi bile kadının korku refleksinin tetiklenmesine ve geri çekilmesine neden olur. Birçok kadın ilişkiye girdiğini bile hissetmezken vajinismus kadınları daha hayal ettiğinde kasılmaya başlar.
Vajinismus tedavisi olan bir cinsel problemdir. Her kadın cinselliği doğal ve rahat yaşamayı ve mutlu bir birlikteliği hak eder. Vajinismusun üstesinden gelmek ve cinselliği tüm kadınların yaşadığı gibi olumsuz düşüncelerden kurtulmuş ve zevkli olarak yaşamak istiyorsanız YALNIZ DEĞİLSİNİZ.