DEPRESYON NEDİR; NE DEĞİLDİR?
Depresyon; psikolojik bozukluklar içinde en eskiden beri tanımlananlardan biridir. Eski medeniyetlere ait yazıtlarda ve eserlerde depresyon benzeri tabloların betimlendiğini görmek mümkündür. M.Ö. 400 yıllarında Hipokrat bazı ruhsal hastalıklar için melankoli tanımlamasıyla bugünkü depresyon benzeri rahatsızlığı tanımlamıştır. Günümüzde depresyon terimi sıkça karşılaşmaktayız. Arkadaş; aile sohbetlerinde bile “depresyondayım; o depresyondaymış” gibi cümlelere rastladığımız sıklıkla olmuştur. Günlük dildeki karşılığıyla depresyon; insanın kendisi için önemli olan bir şeyini yitirdiğinde yaşadığı; üzüntü; çökkünlük; mutsuzluk ve umutsuzluk durumudur. Yani depresif duygu durum günlük hayatta sıkça karşılaşabileceğimiz bir durumdur. Ruhsal bir belirti olan (semptom) depresyon ise günlük yaşamın üzgün geçtiği; uzun sürelerce çökkünlük ve ilgi kaybının hakim olduğu normal dışı bir duygu durumdur. Depresyon bir anlamda bir belirtidir ve pek çok rahatsızlığa da eşlik edebilir. Depresif belirtiler pek çok psikolojik rahatsızlığa eşlik ettiği gibi nörolojik; medikal başka bir çok hastalığa da eşlik edebilir. Depresif belirtiler aynı zamanda bireyin çevresel değişikliklere ve yaşam olaylarına uyum sırasında verdiği bir cevap da olabilir. Bireyler bu aşamada destek ihtiyacı duyup danışmanlık alabileceği gibi bazen de sosyal destek ve başka şekillerde bu durumu aşabilmektedirler.
Depresyonun üçüncü ve psikolojide tedavisi gerekli olan durumu ise daha önceleri melankoli ile tanımlanan; belirli bir grup belirti kalıbıyla giden ve bazen döngüsel olan; intihar eğilimlerinin de görüldüğü bir ruhsal rahatsızlıktır. Depresyonla neyin kastedildiğini anlamak için başvuracağımız kaynaklar psikiyatrik sınıflandırma sistemlerinde yer alan tanı ölçütleridir. Bugün için depresyon; nedenini tam olarak bilmediğimiz farklı nedenlerle ortaya çıkan bir rahatsızlıktır. Nedenine göre değil ortaya çıkan belirti ve bulgularına göre tanı konulur.
Depresyon; Amerikan Psikiyatri Birliği’nin yayınladığı DSM tanı kitabındaki ölçütlere göre aşağıda sıralanan 9 belirtiden en az 5’i; yaklaşık 2 haftalık bir süre boyunca hafif; ağır veya orta derecede görülmesi gereklidir. Belirtilerden birinin hayattan zevk alamama veya çökkün duygudurum olması gerekir.
• Çökkün duygudurum (üzüntü; elem; bunaltı)
• İlgi/istek kaybı; zevk almama (anhedoni)
• Enerji azlığı
• Konsantrasyon güçlüğü; bedensel şikayetler
• Uykuda azalma/artma
• Ölüm/intihar düşünceleri
• Psikomotor yavaşlama/artma
• İştahta artma/azalma
• Değersizlik ve suçluluk düşünceleri.
Depresyon adıyla tanımlanan klinik rahatsızlık keder ve üzüntüden farklıdır. Depresyondaki keder duyguları çok daha yoğun ve uzun sürer. Kişi büyük bir enerji kaybı yaşar. Daha önce hoşlanılan faaliyetlere karşı ilgi kaybolması sıktır. Kişinin yaşamındaki önemli alanlar olan iş; aile; sosyal yaşam; okul gibi alanlarda bozulmalara; başarısızlığa ya da işlevsellikte kayıplara yol açar. Depresyon o kadar kötü bir hal alabilir ki kişi gelecekle ve kendi ile ilgili umutsuzluğa kapılarak intiharı çözüm yolu olarak görebilir. Depresif hastalar kendilerine bakımları azalmış; bakışları boş; hareketleri yavaş; etraftaki uyaranlara karşı cevapsız ve tepkisizlerdir. Bazı hastalarda ise tam tersi huzursuzluk ve özellikle sabahları daha kötü olmak üzere hareket ihtiyacı vardır. Depresyondaki kişilerden zamanın yavaşladığı; geleceğin anlamsız olduğu gibi cümleler sıklıkla duyar; düşüncelerinde yalnızlık; çaresizlik; umutsuzluk; pişmanlık; kendini suçlama gözlemlenir. Bu hisler ve düşüncelerle yaşamı devam ettirmek oldukça güçleşmektedir.
Genel olarak major depresyon yaygınlığı % 3-6 kadardır. Bir yıllık yaygınlık % 2.6-6.2 olarak verilmektedir. Hayat boyu risk erkekler için % 3-12; kadınlar için % 10-26 dır. Farklı araştırmalara göre farklı rakamlar verilmekle birlikte tüm oranlar buna yakındır.
Depresyon olgularının % 85 ya da daha fazlası bilinen olağan tedavi yöntemlerinden yararlanırlar. Tedavi edilmeyen olgular ise 6-24 ayda düzelirler. % 5-10 kadar olguda ise iki yıldan fazla sürer. Tedavi ile bu süre birkaç hafta ile birkaç aya indirilebilmektedir. Tedaviye erken başlamak yanıt alma süresini kısaltır. %10-15 olgu ise süregen seyir gösterir. Stres etkenleri ile başlaması arasında bir ilişki olabilmekle birlikte bu zorunlu olmayabilir. Bazı hastalarda depresyon yaşam boyu ataklar ve yinelemelerle sürebilmektedir.
Psikolog Tuba GÜR
KAYNAKLAR
Amerikan Psikiyatri Birliği; Ruhsal Bozuklukların Tanısal ve Sayımsal Elkitabı (DSM-V); 5. Baskı; 2013; Tanı Ölçütleri Başvuru Kitabından; çev. Köroğlu E; Hekimler Yayın Birliği.
Türkçapar Hakan; 2018; Depresyon (1. Baskı); Epsilon Yayınları.