Bazı annelerde doğum sonrası işe dönüş bir sendrom haline dönüşebilmektedir. İşe geri başlayacak bir anne olarak bu süreci doğru bir şekilde yürüttüğünüz takdirde hiçbir sıkıntı yaşamazsınız.
Çocuklar iki yaşın sonuna kadar anne ile bağlanma dönemindedir. Çocuk ilk iki yıl annesine ne kadar kolay erişir ve kendisini ne kadar onun yakınında hissederse okadar sağlıklı bir “ ayrılma” dönemine girer. Ancak bu dönemi çok iyi geçiremeyen çocuk annesine olan güveni tam elde edemediğinden annesinden kopamaz; bir bağımlılık ilişkisine girer.
Çocuğa bakacak her kim ise çocukla sağlıklı bir alıştırma döneminden geçmelidir. Çocuğa bir bakıcı bakacaksa en az 1 ay öncesinden anne ile birlikte bakılmaya başlanmalıdır. Ancak ilk 1 hafta bebeğin bakımı yine tamamen anne tarafından yapılmalıdır.
1 haftadan sonra bakıcı çocuğun temel ihtiyaçlarını karşılamaya başlamalıdır ama duygusal ihtiyaç ağlarken sakinleşmesi; yada yatırılması gibi yine anne tarafından yapılmalıdır.Bu süre zarfında bakıcı ve çocuk arasında ilişki kurulabilmesi için oyunlar oynanmalıdır.
2 haftadan sonra çocuğun bakımı artık yavaş yavaş bakıcı tarafından yapılmaya başlanmalıdır. Bu süre zarfında çocuk ve bakıcı annenin olmadığı odada tek başına kalması ve birlikte zaman geçirmeye başlanmalıdır.
En son hafta anne 15 dk dan başlayarak giderek artacak şekilde evden ayrılmalıdır. Ancak evden ayrılırken çocuğa “ tatlım benim biraz işim var halledip hemen geleceğim denmelidir”. Eve döndükten sonra “ anne gitti geldi” denmelidir ki çocuk annenin gittikten sonra gerçekten geri geldiğini görsün.
Çocuğun bakıcı ile kaldığı süre zarfında evde ki düzenin devam etmesi çok önemlidir. Yemek yeme saati; uyku saati vb. Bakıcı ile birlikte dışarıya çıkması da çok önemlidir. Sizin için bir şey yasak ise bakıcı tarafından da yasak olmalıdır. Aynı paralelde olma konusunu muhakkak konuşmanız gerekmektedir.
İşe giderken vedalaşmak çok önemlidir.Çocuktan ona haber vermeden ayrılmak kaygı.... Vedalaşarak ayrılmak öfke oluşturur...
İşe giden bir anne; çocuğundan ayrılacağı zaman aslında bu iki duygu durumundan birini tercih etmektedir...
Kaygılı ruh hali; çocukluk yılları için en tehlikeli ruh halidir.. Bundan dır ki çocuk uykuda iken veya başka bir alandayken gizlice ayrılmak; oldukça sakıncalı bir ebeveyn tutumudur..
Böylesi çocuklar ; kaybetme korkusuyla anneye daha çok bağımlı hale gelir; gece uykusundan kaygıyla uyanır; yetişkinlik yıllarına da yansıyan ayrılma kaygısı yaşarlar...
Halbuki çocukla vedalaşarak evden ayrılmak ; onda bir kızgınlık öfkeye sebebi olsa da ;çocuk iyi bir bakıcının yanındaysa öfkesini yenebilir...Ebeveyn vaktinde eve geldikçe de öfke yerini mutluluğa bırakır.
Çocuk ağladığında ise sakin bir ses tonu ile vedalaşın. Varsa bile endişenizi kaygınızı yansıtmadan. Düşünün çocuk düştüğünde kime bakar ilk; anneye. Eğer annenin suratın birkaygı; bir üzüntü varsa başlar ağlamaya. Oyüzden vedalaşırken kesinlikle kaygınızı yansıtmayın ve “ tatlım biliyorum benden ayrılmak istemiyorsun; zorlanıyorsun; istiyorsun ki yanında kalayım; bende senin yanında kalmak isterdim ama anne işe gitmesi gerekiyor. İşe gidip geleceğim… Çocuğun duygusunu tanımlayın; onu anladığınızı hissettirin. Kendini anlamış hisseden kişi ne yapar daha çok ağlar ama siz bu şekilde çocuğun duygusuna dokunmuş olursunuz yani buzdağının altına dokunmuş olursunuz. Duygularını anlamış olursunuz.
İşten döndükten sonra geçireceğiniz vakit te çok önemli ama abartmadan; suçluluk duygusu çekmeden Tüm gün ayrı kaldığınız için vicdan azabı çekmeden. Unutmayın önemli olan çocuk ile geçireceğiniz zamanın süresi değil niteliğidir. Bazen ancak 15 dakika ilgileneceğiniz zamanlarınız olabilir. Hasta olabilirsiniz; yorgun olabilirsiniz; moralsiz olabilirsiniz yada gerçekten canınız o an oynamak istemiyordur. Eğer kendinizi çocuğumla oynamak zorundayım gibi hissedip tüm akşamınızı o şekilde geçirirseniz belli bir zaman sonra artık çocukla bedeniniz oyun oynar ama ruhen çocuğunuzla olamazsınız ve inanın bu çocuğu daha çok etkiler. Çocuğunuzla geçireceğiniz vakit gerçekten ruhen ve bedenen çocuğunuzla olun.
İşe ilk başladığınız zamanlar çocuğunuz olaya alışmak için farklı tepkiler gösterebilir. Bazen sizi görmezden gelebilir; sanki siz onun için artık değersiz ve önemsizmişsiniz gibi. Yada tam aksine iyice bağlanabilir. Bu durumlarda sakinliğinizi koruyun ve onun o anki duygusal ihtiyacınıza koşulsuz olarak cevap verin.
Tüm bunları yaparken kendi ihtiyaçlarınızı unutmayın görmezden gelmeyin. Unutmayın; çalışmak hayatın içinde olan bir şey. Ve çocukların büyürken ufak ayrılık yaşaması ; ufak hayal kırıklıkları yaşaması onun gelişimine önemli bir katkı sağlar.